Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

SÜLEYMAN ÇELİKCAN: İRAN’A KÜLTÜREL GEZİNİN GÖZLEMLERİ -4

NİŞABUR’DA HACI BEKTAŞ VE

NİŞABUR’DA HACI BEKTAŞ VE ÖMER HAYYAM İZLERİYLE TANIŞMA

Meşhed’te özel ama eski arabaların yoğunluğu dikkat çekiyor.
Çok yaygın motosiklet kullanımı var.
Gadir Hum Bayramı sebebi ile şehir merkezinde trafik izdihamı oluyor. Ana caddelerde çalışan trafik lambaları var. Ancak kavşaklarda silahsız görev yapan polislere rağmen ışıklara aldıran yoktu. Fakat o kargaşada ‘hayret!’ kimse kimseye kızmıyor sadece başını pencereden çıkarıp diğerinden özür diliyorlardı.
(Ben böyle bir yoğunluğun Mersin trafiğinde 1 saatte birkaç kavgaya sebep olabileceğini) düşündüm.

İranlılar 40 yıldır Amerika’nın başını çektiği batılı emperyalist devletlerin ambargosuna rağmen şehirlerini planlamış, elektrik tellerini yer altına almışlar, meydanlar, bulvarlar, köprüler, alt üst geçitler ve kaldırımlar şeklinde güzel şehirler kurabilmişlerdir.
Meşhed’in en büyük meydanında Latin harfliklerle FADAEIAN ESLAM diye yazılı tabela vardı.
İran, sabah saıpa ve sement ismi ile iki yerli otomobil “taksi” üretmiş ve bu arabaların yenisi, rehberden aldığımız bilgi ile tanesinin iki yüz bin TL değer ile satıldığını öğrendik.
Yakıt İran’da ucuz. 1 litre bir TL den daha ucuzdur.
İran’ın şehirlerarası karayolları ve ağır yük taşıma araçları düzen ve kalite açısından bizim Türk standartlarından gayet geride olduğunu söyleyebiliriz.

İran kentleri caddelerinde zaman zaman az sayıda da olsa PeeJeo, Mazda, Toyota, Renault ve Skoda markalı yabancı arabalar gördük. Yine ana caddelerde yabancı banka ve şubelerine rastladık. Rehberimizden de 4 İran milli bankası olduğunu öğrendik.
Meşhed de Ğadir Hum Bayram kutlamaları sürerken gece şehir ışıklandırmaları, havai fişekler, ilahilerin anons şekli dev ekranlarda ruhani gösteriler, topluca dualar ve meydanlarda ücretsiz değişik gıda ikramlarını gözlemledik.

Gezi programımızın 2. ayağı, Meşhed’den Nişabur kentine özel otobüs ile oldu.
Nişabur kenti, etrafı ormansız dağlar ile çevrili, el sanatları gelişmiş, geniş ovaları olup sebze ve meyve yetiştirmeye elverişli tarım arazileri var.
Sanayisi bu kentte bulunan şehir, “atom santrali” ile anılıyor.
Bu topraklar değişik komşu ülkelerin kentlerine de kadim yurt olmuş geniş Horasan coğrafyasına Nişabur gönüllerde de yer etmiştir.
Çünkü Hacı Bektaş Veli‘nin doğduğu Fujenjan köyü buradadır.
Hatta rivayete göre “doğduğu evin” harabelerini ziyaret ettik.
Hünkarın bize yol gösteren derinlikli vasiyeti “eline, diline, beline sahip ol” deyişini bugün biz Horasan Erenleri Federasyonu olarak “Yurduna, kültürüne, soyuna sahip çık” yorumu ile sahiplenip saygı ve dualarımızı sunduk.

Nişabur kentin de heyetimizi karşılayan Azeri asıllı İngilizce öğretmenliğinden emekli Türkmen Ali hoca ziyaret edeceğimiz mekânlarda bizlere yoldaşlık etti.
Horasan bölgesinde rubaileri ile gönül zenginliğini miras bırakan mürşid ve çok yönlü fizik, matematik, astronomi alanında bilim insanı kimliği ile tarihe mal olmuş Ömer Hayyam’n anıt ve türbesini ziyaret ettik.
Hayyam Arapça da “çadırcı”barınakça şeklinde anlaşılmaktadır.
Sanırım bu “mahlas” sebebi ile Ömer Hayyam anıtını bir çadırı andırır biçimde inşa etmişlerdir.
Şu an da bol ağaçlı ve güzel bir parkta bu anıt ziyaretçilerini bekliyor.

Nişabur’da Ömer Hayyam ziyaretinden sonra Horasan kültüründe önemli yeri olan Veliüddin Abdal türbesini gezdik. Günlerden Cuma ve İran’ın tatil günü olması sebebi ile türbe etrafındaki parkta çok sayıda insan piknik yapıyordu.
Akşam yemeği sonrası Meşhed’e döndük. Şehir merkezinde çok yönlü satış pazarı olan kapalı çarşıda gezdik.
Türk Lirasının geçerli olduğunu öğrenip bazı satın almalar yaptık.
Meşhed kentinin insanları tamamen Fars dilini kullanıyor.
Bu sebeple bizler ancak rehberlerimizin tercümanlığı ile istek ve pazarlıklarımızı yapabiliyorduk.
Yarın 5. yazımızla devam edeceğiz.