Ülkemizin Akdeniz, Ege ve Marmara bölgeleri (özellikle de bu Bölgeler’in kıyı kesimleri) tamamen kızılçam ormanlarıyla kaplıdır.
İstatistiklere bakıldığında (son derece yanıcı bir özelliğe sahip olan) bu ormanların her altmış, yetmiş yılda bir yandığı görülür.
Orman yangınlarını hepten önlemek elbette mümkün değildir.
Fakat çıkan yangınları büyümeden önlemek pek alâ mümkündür. Bunun da yolu bellidir. Ormanları, aralarında üç yüz, üç yüz elli metrelik şerit kuşaklar bulunan adalara bölmemiz ve bu adaların arasındaki şerit kuşaklara da (Hint inciri de denilen) frenk yemişi dikmemiz lazım.
Frenk yemişi, her türlü arazide ve iklim şartlarında kolayca yetişebilen ve yanıcı özelliği olmayan bir bitkidir.
Ayrıca, meyveleri de çok lezzetlidir.
Ormanlık bölgelerdeki yolların kenarlarına ve adalar arasındaki şerit kuşaklara bu bitki dikildiğinde, hem yangın ihtimali azalacaktır, hem de çıkan yangın o adayla sınırlı kalacaktır. Dahası, frenk yemişinin lezzetli meyveleri de halkımız tarafından ücretsiz bir şekilde tüketilebilecektir.
ORMANI SEV VE KORU demekle orman korunmuyor.
Akılcı ve gerçekci tedbirler almak lazım. Tarım ve Orman Bakanlığımızın konuyu değerlendireceğini umuyor, yangınsız günler temennisiyle Milletimize esenlik ve kolaylık diliyorum!
*Frenk yemişinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde meyveleri dikensiz olan türü var!
Gerekirse yol kenarlarına ve şerit kuşaklara bu tür de dikilebilir.
KOLTUKLARINI TERK ETMİYORLAR!
Onca seçim kaybetmelerine rağmen, hiçbir şey olmamış gibi halâ koltuklarını terketmeyen parti başkanları sadece bizim gibi (demokrasisi gelişmemiş) ülkelerde vardır heralde?!
Medeni dünyada böyle bir şeyin olması akla ziyandır.
Günaydın, güzel Ülkemin güzel insanları günaydııın!