10 Liralık bir simiti alabilmek için kırk takla atan garibanla, bir lahmacuna 450 Lira verebilenin vergilendirmede aynı kefeye konulduğu tuhaf bir Ülke’de yaşıyoruz vesselam!
Bu Ülke’de insanları kandırmanın en kolay ve en kestirme yolu, milli ve dini hassasiyetlerini kullanmaktır. Daha açık bir ifadeyle, insanları vatan, millet edebiyatı ve din iman üzerinden kandırmaktır.
Kendi hatalarını ve kusurlarını örtbas etmek için Ülke’deki bütün olumsuzlukları dış güçlere bağlayanlara ve kara toprağın üstünde de pek alâ bir cennet kurabilme imkanı varken, öldükten sonra cennet vaad edenlere ‘DUR‘ diyemediğimiz sürece bu istismarların sonu gelmez.
Gayet iddialı söylüyorum!
Bu güzel Ülke layıkıyla yönetilmesi halinde yirmi, yirmi beş yıl içinde Avrupa’nın sayılı ülkeleri arasına girer. Çünkü Ülkemizin her alanda müthiş bir potansiyeli var! Enerji potansiyeli var!
Turizm potansiyeli var!
Tarım potansiyeli var! Hayvancılık potansiyeli var! Balıkçılık potansiyeli var! Kısacası, her alanda potansiyeli var!
En önemli potansiyeli de iyi yetişmiş genç insan gücüdür. Nitelikli genç insan gücüdür yani.
Gelin görün ki, bu gücün bile kıymetini bilmiyoruz ve hatalı politikalarımız sonucu Ülkemizin en iyi üniversitelerini bitiren gençlerimizin yurt dışına kaçmasına yol açıyoruz.
Bu ülkenin gelişmiş ülkelerle aşık atabilmesi için, yönetimde liyakatin esas alınması, israfla istismarın da son bulması lazım.
ERNEST BEVİN
“Bir müzakere masasına oturmadan önce, karşı tarafın HAYIR demesi durumunda ne yapacağınıza karar vermiş olmanız lazım.”
Ernest Bevin
ERNEST BEVİN KİMDİR?
1881 – 1951 yılları arasında yaşamış olan İngiliz sendikacı (dönemin en ünlü sendika lideri) ve devlet adamıdır. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı, savaştan sonra da Dışişleri Bakanılığı yapmıştır.
Günaydın, güzel Ülkemin güzel insanları günaydın!
MİLLET KOYUN MU?
Bunlar Milleti koyun sanıyorlar heralde?!
Tanıdığım yüzlerce CHPli’nin birçoğu bu şartlar altında ben artık sandığa gitmem diyor…