“Sadece son 1 ayda alım gücü yüzde 25 azaldı. Bizim hesabımıza göre ilk 6 aylık dönemde maaşlarımız yüzde 52’nin üzerinde eridi!”
BİLAL BAKIRDÖVEN
Tüm Emekliler Sendikası (Tüm Emekli-Sen) Mersin Şubesi, TÜİK’in açıkladığı verilere ve eriyen maaşlara yaptığı basın açıklamasıyla tepki gösterdi. Özgür Çocuk Parkı’nda yapılan açıklamada “Geçinemiyoruz, isyandayız ek zam istiyoruz”, “Sahte yüzdelik zamlar değil, insanca yaşayacak maaş” pankartları açıldı. Emekliler adına açıklamayı okuyan Tüm Emekli-Sen Mersin Şube Başkanı Oktay Canpolat, bugün tüm emeklilerin açlık sınırının altında maaş aldığını belirterek, “Elinizi cebimizden çekin. İki elimiz yakanızdadır. İktidara sesleniyoruz: Yoksulluğu yalan dolanla bir süre yönetmeyi beceriyorsunuz, lakin açlık yönetilemez. Emekli aç. Duyun sesimizi ve derhal maaşlarımızı insanca yaşanacak düzeye çekin.” dedi.
“Eve ekmek almak bile emeklileri zorlar oldu”
Ne Haziran ayı enflasyonu ne de 6 aylık enflasyon verilerinin gerçek olduğunu söyleyen Canpolat, “Emekliler, emeği ile geçinen bütün kamuoyu aldatılıyor. İlginç olan bütün dünyada gıda ve petrol fiyatları düşerken ülkemizde sürekli yükseliyor. Sadece 28 Mayıs 1 Temmuz arası çaya yüzde 43, akar yakıta yüzde 25’i aşan zamlar gelmiştir. Piyasa fiyatlarına yetişmek olası değil. Ekmek yer yer yüzde 20 ile yüzde 50 arasında zamlanmıştır. Eve ekmek almak bile emeklileri zorlar olmuştur. Eti unuttuk. Sebze ve meyve almak tarım ülkesinde imkansızlaştı. Dövizin ise freni patlamış. Dün alınan bir tüketim ürününün etiketi bugün değiştiriliyor. Bir dilim baklavanın 15-20 liraya satıldığı bir ortamda, bayram ikramiyesi diye ödenen 2 bin liraya tek kuruş artış yapılmadı. Emekliye bayramı çok gördüler. Nazım Hikmetin kulağı çınlasın. Artık bayramlarda ‘çocuklar şeker bile yiyemez oldu. İktidar, alım gücünün düşmesini görmezden geliyor. Sadece son 1 ayda alım gücü yüzde 25 azaldı. Bizim hesabımıza göre ilk 6 aylık dönemde maaşlarımız yüzde 52’nin üzerinde eridi. Bir bardak çay, bir simit 20 lirayı buldu. Yani çay simit bile lüks olmuştur.” şeklinde konuştu.
“İktidar sadaka toplumu yarattı!”
4 kişilik bir ailenin 3 öğün boyunca bir bardak çay, bir simit yeseler dahi günlük 240 lira ettiğini anlatan Canpolat, “Yani ayda eder 7 bin 200 lira. Yani neredeyse bir emekli maaşı tutarında. Bir çay simit hesabı yapanlara duyurulur. Keza Fatih’te bir kafede çay simit hesabına iki emekli maaşı da yetmez. Zaten dayanıklı tüketim ürünlerinin yanına yaklaşılamıyor. İktidar sadaka toplumu yaratmıştır. Bizler onurlu vatandaşlarız. Sadaka toplumu olmayı zinhar red ediyoruz. Bizler demokratik bir ülkede insanca yaşamak istiyoruz. Kurtarıcı diye ekonominin başına monte ettikleriniz daha ilk icraatlarında emeklinin, emekçinin, dul ve yetimin, yani yoksulun yanında değil, bir avuç sermayenin, uluslar arası finans kuruluşlarının yanında olduğunu göstermişlerdir. Bu durum Cumhurbaşkanından bağımsız gelişmediği açıktır. Seçim vaatlerinin sadece oy devşirmek için yapıldığını biz biliyorduk, lakin bu vaatlere kananların göz kapaklarının çapaklarını silmiş olmalarını umuyoruz. Emin olunsun ki, hamasi nutuklarla, devşirme oylarla iktidarınızı sürdüremezsiniz. Bir nebze de olsun vicdanınız varsa bizi dinleyin ve taleplerimizi karşılayın. Emeklinin, emekçinin, dul ve yetimin, yoksulun insanca yaşayacağı maaş zamlarını uygulayın. Bugün emeklilerin büyük çoğunluğu açlık sınırının altında maaş alıyor. Bu durumdan utanılmalıdır.” şeklinde konuştu.
‘Biz büyük bir aileyiz ve mutlaka kazanacağız’
Açlık sınırından söz ettiğini ifade eden Canpolat, “Ne kadar vahim bir durum. Buradan bütün emekli vatandaşlarımıza çağrımızdır. Maaşlarımızı insanca yaşanacak bir düzeye çekmenin yolu birleşmek ve sendika çatısı altında örgütlenmekten başka çaremiz kalmamıştır. Haklarımız için; barışçıl ve demokratik eylemliklerimizle isteklerimizi iktidar ve kamuoyunun gündemine taşımaya devam edeceğiz. TÜİK’e sesleniyoruz: Elinizi cebimizden çekin. İki elimiz yakanızdadır. İktidara sesleniyoruz: Yoksulluğu yalan dolanla bir süre yönetmeyi beceriyorsunuz, lakin açlık yönetilemez. Emekli aç. Duyun sesimizi ve derhal maaşlarımızı insanca yaşanacak düzeye çekin. Öte yandan çocuklarımızın eğitim haklarını kendi siyasal İslamcı ideolojik ekseninize çekmeye çalışmayın. Çocuklarımızın bilimsel, demokratik, laik eğitim haklarına dokunmayın. Çocuklarımızı, cemaatlerin girdabına sokmayın. Öte yandan altında çıkılamaz pahalılıktaki özel okullara yöneltmeyi bırakın. Basın özgürlüğüne dokunmayın. Gazetecilere dokunmayın. Merdan Yanardağ ve tüm basın emekçilerini derhal serbest bırakın. Basın emeklinin, emekçinin, dul ve yetimin, özetle fakirin fukaranın sesini duyurabileceği tek alandır. Basın sesimizdir. Sesimize dokunmayın. Baskılara son verin. Son sözümüz emeklilere: Emekliler saflara… Emekliler; Tüm Emeklilerin Sendikası sizindir. Sendikal örgütlenmemize dokunulmasın. Daha güçlü bir şekilde sendikamıza sahip çıkalım. Unutmayalım ki kurtuluşumuz emek emek terlemiş ellerimizdedir. Umut, yılmadan usanmadan hakkımız olan için mücadele etmektir. Biz büyük bir aileyiz ve mutlaka kazanacağız” dedi..