Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    ADD KURUCU ÜYESİ Prof. Dr. Mustafa ALTINTAŞ: BÖLÜKBAŞI’NDAN ATALAY VAKASI’NA

    28. Dönem Milletvekili seçimlerinin
    28. Dönem Milletvekili seçimlerinin üzerinden bir ayı geçmiş olmasına karşın, Hatay Milletvekili olarak seçilmiş olan Can Atalay, tutuklu olması gerekçesi ile görevini yapması, eylemli olarak engellenmekte. Yasama Organı, devlet organlarından biri olarak, Türk Ulusunun sahip olduğu egemenlik hakkını kullanan organlardan biridir ve bu hakkın kullanımı ise, Anayasa kuralları ile belirlenmiş bulunmaktadır. (AY. Md. 6)
    Yasama,Yürütme ve Yargı Organlarının temel görevleri; “TC Yurttaşlarının temel hak ve özgürlükten yararlanmalarını sağlamanın ötesinde, var ise bunları sınırlayan engelleri kaldırmaktır(Md.5). “AtalayVakası”nda, Devlet organları, Atalay’ın Ulus adına kullanacağı yasama üyeliği yapmaktan alıkonmaktadır. Atalay’ın MV adaylığı, AY’nın 76.Md.ne uygunluğundan kabul edilmiş, mazbatası verilmiş, TBMM Başkanlığı seçimine aday olarak katılmıştır. Bütün bunlar ve AYnın 83. Md.ndeki “seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz” buyruğuna karşın, cezaevinde TUTULMAKTA ve TBMM de, kendi hak ve yetkisine tecavüzü seyretmektedir.
    Berberoğlu ve Gergerlioğlu vb.nde yaşananlar belleğimizde iken, Atalay Vakasının yaşanır olmasını, birçok toplumsal dava ile gazeteci ve yazarların düşünce özgürlüğü davalarında, “kimsesizlerin kimsesi” olan “Atalay Korkusuna” dayandırmaktayım.
    AKP, “Milli Görüş Gömleği”nden sıyrılarak siyaset sahnesine çıkmasından sonra kendilerine Menderes ve Özal’ın süregeni olarak göstermekten siyasi rantçılık ummaktadır. 14 Mayıs 2023 MV ve CB seçim tarihinin seçilmesi ve “Yeter Söz Milletindir” işaretinin kullanılması buna örnektir. Yakın dönemdeki örnekleri umursamayan AKP’ye, öykündüğü DP Dönemindeki “Bölükbaşı Vakası”nı örneklemek isterim.
    O. Bölükbaşı, 1946 yılında, babasının karşı çıkmasına karşın, dönemin “özgürlük akımı”nda etkin olabilmek için Demokrat Parti’den (DP) siyasete atılmıştır. CHP’nin tek parti iktidarına öteden beri karşıt olan Bölükbaşı, siyasi söylemlerini “özgürlük” ve “demokrasi” vurgularıyla biçimlendirmiştir.
    Halk arasında“Anadolu Fırtınası”,”TıRT” olarak ünlenen Bölükbaşı, etkin muhalefet yapılmaması gerekçesiyle, DP’den, 1947’de bazı arkadaşları ile ayrılmış ve 1948’de Millet Partisi(MP)’nin kurucuları arasında yer almıştır.
    1950-1969 arasında yapılan seçimde, kesintisiz 6 kez de TBMM üyesi olarak görev yapmış ve görevi süresince başı, siyasal nedenlerden beladan kurtulamamıştır. 1949’da “İnönü ve Bayar’a komplo düzenlemek” suçlaması ile tutuklanmış, MP’nin 1953’de “laikliğe aykırı politika ürettiği”gerekçesiyle kapatılması sonrasında, 1954’de Cumhuriyetçi Millet Partisi(CMP)’ni kurmuştur.1954’de milletvekili seçildiği Kırşehir ilçe yapılarak cezalandırılmış, Temmuz 1957’de TBMM’ye hakaretten bir kez daha tutuklanmıştır. Ekim 1957’de yeniden seçilince, hapiste olduğu için milletvekili yeminini  mahkumların huzurunda yapmış, avukatlarının, 1924 Anayasası’nın 17nci Maddesine dayanarak yaptıkları başvuru üzerine, 30 Kasım 1957’de tahliye edilmiştir. CMP ve Türkiye Köylü Partisi(TKP)’nin ile birleşmesiyle kurulan CKMP’nin Genel Başkanlığına seçilmesi sonrasında. 1959 yılında 10 ay hapis cezasına çarptırılmıştır.
    27 Mayıs 1960 Darbesi sonrasında oluşturulan Kurucu Meclis Üyeliği görevini yürütmüş ve 9.9.1973’de milletvekilliğinden istifa ederek eylemli politikacılığına son vermiştir.
    1924,1961 ve 1982 Anayasalarında değişmeyen, aynılık taşıyan düzenleme Yasama Dokunulmazlığıdır. Bunun nedeni ise,ulus temsilcilerinin, ulus adına yapacakları yasama görevinden alıkonulmamasıdır. Atalay’ın bu görevinden alıkonulması, Atalay’a yönelik haksızlık, hukuksuzluk ve etik değerlere aykırılıktır… Yurttaş olarak benim de mutlu yaşama ve korkusuz yaşama hakkımı korumak ve geliştirmek görevini üstlenmiş olan Atalay’a özgürlük ve görev başı çağrısı yapıyorum.