Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

PENCEREMDEN: 100. YILDA ATATÜRK’SÜZ ANAYASA MÜMKÜN MÜ?-1

14 Mayıs 2023 tarihinde  Cumhurbaşkanlığı(CB) ve milletvekili (MV) seçimlerine giderken hem muhalefet,

14 Mayıs 2023 tarihinde  Cumhurbaşkanlığı(CB) ve milletvekili (MV) seçimlerine giderken hem muhalefet, hemde iktidar parti ve ittifakların seçim vaatleri arasında, başına çeşitli sıfatlar koyarak yeni anayasa vaat ediyorlar.

Bunun nasıl bir anayasa olacağı konusunda hem iktidar, muhalefet partilerinden bazı sözcü veya milletvekillerinin zaman zaman yaptığı açıklamala,  kendi niyetlerini gizlemeden ortaya koyuyor.

Özellikle iktidarın yeni ortağı HüdaPar’ın vizyon belgesinde yazılanlar, hem mezhepçi, hemde kimlikçi bir yapıda federal şeriat anayasası istendiğini ortaya koydu.

2010 yılların başında ‘açılım’  adı altında , BOP’a uyumlu, halktan gizlenerek PKK terör örgütüyle yapılan görüşmelerde yapılan pazarlıkların ortaya çıkması ve Dolmabahçe masasının yıkılmasıyla sonuçlandı. Ülkemizin doğusundaki bazı kentlerimiz,  PKK terör örgütünün elinden Hendek savaşlarıyla 700’ün üzerinde şehitle geri alınabildi.

Bugünlerde Millet ittifakının CB adayı Kemal Kılıçdaroğlu anayasa ve ülkenin tüm sorunlarının çözüm yeri olarak, baştan beri TBMM‘yi işaret etmektedir.

Açılım süreci macerasının büyük faturası nedeniyle,  iktidarı da artık çözüm yeri olarak TBMM’yi görüyor. Bu nedenle 14 Mayıstan sonra yeniden TBMM anayasa tartışmalarının başlaması kuvvetle muhtemeldir.

Millet ittifakı  mutabakatla altına imza attıkları, ‘güçlendirilmiş parlementer sistem’ anayasasını gündeme getirecek, AKP mevcut tek adam ucube rejimini de korumaya çalışarak, bazı makyajlarla HüdaPar’ın istediği değişiklikleri yapmaya çalışacaktır. Kalan diğer partiler de TBMM deki ağırlıkları oranında, mevcut anayasanın ilk dört maddesi dahil, orasından burasından çekiştirerek yeni anayasayı akıllarından geçen anayasanın oluşmasına çalışacaklar.

MİLLET İTTİFAKINDA SADECE CHP VE İYİ PARTİ’NİN TEK BAŞINA BARAJI GEÇEBİLECEĞİ ORTAYA ÇIKTI

14 Mayıs’dan sonra, CB‘nı kadar, her partinin ve muhalefetin partili ve ittifak milletvekili sayısı son derece önemli bir duruma gelmiştir.

Bu nedenle millet ve cumhur ittifakı MV sayısını maksimize etmek için çeşitli kombinasyonlar üzerinde çalışarak aday listelerini belirledi. Genelgeyle ön seçim veya eğilim yoklaması dahi yapılmayarak, CHP il ve ilçe örgütleri  , 3500 aday adayı   ve parti tabanı parti içi demokrasinin dinamizmi ve seferber edici enerjisinden yoksun bırakıldı.

Parti ideolojisiyle zıt çizgideki ittifak parti  adaylarını parlementoya taşıma görevini çok riskli bir şekilde yine CHP üstlendi.

Daha önce kendi amblem ve isimleriyle seçime girme kararı alan Saadet ve DEVA partileri bile son anda CHP listelerinden girme kararı aldılar.

Bu durum ittifaktaki  iki büyük kurucu ortak CHP ve İYİ PARTİ dışında diğerlerinin, masada eşit söz hakkı olmasına  ve çok ses çıkarmalarına rağmen, yüzde yedi barajını tek başlarına aşamayacak durumda oldukları ve  toplumsal karşılıklarının olmadığı olmadığı ortaya çıktı(Tabela partisi eleştirisi).

ÖNCELİKLİ GÜNDEM DEPREM YIKIMI, ENFLASYON VE ÜRETKEN EKONOMİ OLMALI

Türkiye’de en öncelikli ve yakıcı sorun  6 Şubat 2023 sonrası toplumca yaşadığımız depremin utanç verici afete dönüşmesidir.

Bu felaketin iyi analiz edilerek, dersler çıkarılarak gelecek kuşaklar için bir daha benzer felaketler yaşanmayacak şekilde, gereken önlemlerin hayata geçirilmesidir. Hallen deprem bölgesinde, canlarını zar zor kurtarabilmiş, çadırlarda sıkıntılar içinde yaşayan yurttaşların sorunlarının bir an önce çözülmesi, 11 ildeki ekonomik yaşamın ve sanayinin  tekrar canlandırılıp ayağa kaldırılması gereklidir.

Bu çabalar, hayatını yitiren onbinlerce yurttaşımızın  geride kalanlarına ve çocuklarımızın geleceğine karşı en büyük sorumluluğumuzdur.

Bugün  başta Çin ve ABD olmak üzere, bütün Dünya’da COVID-19 salgınından sonra sosyal devleti güçlendirmek ve yoksulluğu bitirmek ve gıda krizi ile baş etmek üzere yeni sosyal ekonomi programları hazırlanıyor.

Türkiye’nin kim iktidara gelirse gelsin önceliği, üretken bir ekonomiyi ayağa kaldırmanın  öncelikli  olması bir zorunluluktur.

NASIL BİR ANAYASA?

Günümüzde Demokrasinin ve  devletlerin yaşayabilmesi için;

-Güçlü Ekonomi ,

-Güçlü Yasama,

-Güçlü Yürütme

-Güçlü Yargı,

-Güçlü Basın ve Eleştiri özgürlüğü,

-Güçlü Sivil Toplum,

-Güçlü Ordu( Barış ve Güvenlik)   gerekiyor.

Yeni bir anayasa yapılırken bu ölçütlerin gözetilmesi gerekiyor.

Anayasal olarak günümüzdeki en gelişmiş ve temel modellerin ana özelliği ‘güçler ayrılığı’ ilkesidir.

Başlıca modeller,

-İskandinav tipi katılımcı parlementer sistem,

-Fransa modeli yarı başkanlık sistemi,

-Amerikan tipi demokratik federal başkanlık sistemidir.

Türkiye’de ise 200 yıllık demokrasi yolculuğumuz, önce mutlak monarşiden, meşruti monarşiye, daha sonrada Cumhuriyet’e evrilmiş, 2017 referandumu ile ucube partili tek adam sistemine dönüşmüştür.

Tüm bu deneyimler ve Çok Kutuplu Dünya’nın  gerçekleri  dikkate alınarak,  Yeni anayasa Türkiye’nin geçmiş tarihine  ve sosyolojisine ve dahası Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin üniter, laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olarak ifade edilen kuruluş ilkelerine de uygun olacak mıdır?.

Bu konuyu gelecek yazımızda irdelemeye devam edeceğiz.