Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Erdoğan SERİN: YENİ DÖNEM SIYASETÇİLERİNİN DİLİ VE SÖYLEMİ, CUMHURİYETİMİZİN YÜZÜNCÜ YILI’NA YAKIŞIR OLMALI!

    Cumhurbaşkanı ve AKP Genel
    Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettikleri iddiasıyla, gerek şikayete bağlı olarak, gerekse resen olmak üzere, iki yüz bin insan hakkında adli soruşturma açıldığı söyleniyor.
    Bu sayı, dünya tarihinde bir rekordur heralde?!
    İster Cumhurbaşkanı, isterse sıradan bir vatandaş olsun, bir insana hakaret edilmesi asla kabul edilebilir bir şey değildir ve bu suçu işleyenler pek tabi ki cezalandırılmalıdır.
    Fakat ortada bu sayıda bir soruşturma varsa, (ki var olduğu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı’nın bizzat siyasi rakipleri tarafından iddia ediliyor) bu hususun mutlaka sorgulanması ve hatta analiz edilmesi gerekir. Kuşkusuz ki, bu sorgulamayı ve analizi ilk yapması gereken kişi de, soruşturmadaki mağdur kişi sıfatıyla sayın Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı’dır.
    Yasa yapıcıların, cumhurbaşkanlığı şapkasıyla parti liderliği şapkasının aynı kişide olmasının yarattığı toplumsal sıkıntıyı görmeleri ve bu çarpıklığı bir an önce gidermeleri lazım. Siyaset yoluyla toplumun kaderinde söz ve yetki sahibi olanların da anlayışlarını, dillerini ve söylemlerini gözden geçirmeleri lazım. Daha açık bir ifadeyle, Milletimizin hayrına olarak değiştirmeleri lazım. Çünkü bu yakıcı, acıtıcı dil ve söylem, sadece siyaseti kirletmiyor, aynı zamanda bu Millet’in birliğine, bütünlüğüne de zarar veriyor. Tasada, kederde, sevinçte ve amaçta bir olacaksak, (ki, Milletimizin birliği bütünlüğü, dirliği düzenliği için olmak zorundayız) bu hastalıklı dilden ve söylemden vazgeçmemiz lazım. Bu Millet’in iyiliğini, esenliğini isteyen hiçbir insan, karıştırıcı, ayrıştırıcı ve ötekileştirici bir dil ve söylem kullanmamalı. Yakıcı, acıtıcı bir dili ve söylemi zaten kullanmamalı. Özellikle de sorumlu mevkideki seçilmişler ve atanmışlar bu tür bir dilden ve söylemden uzak durmalı. Çünkü bu dilin yol açtığı kör dövüşünün kimseye faydası yok. Dahası, bu aziz Millet’in kör dövüşüyle kaybedecek vakti de yok. Hiç kimse kusura bakmasın! Biz bu anlayışla uygar ülkelerle aşık atamayız! Nitekim atamıyoruz da…
    Unutmayalım! “İkbalini düşünene siyasetçi, vatanını ve milletini düşünene de devlet adamı denir.” Önümüzdeki dönem seçilmişlerinin, vatanını ve milletini düşünenlerden oluşmasını umut ve temenni ediyor, aziz Milletimize esenlik ve kolaylık diliyorum!
    DALKAVUKLAR VE DEVLET ADAMLARI
    Çıkarcı, kindar ve entrikacı bir insan olan ve dalkavukluktan çok hoşlanan Sadrazam Vekili vezir Halet Efendi, çıkarlarına hizmet etmeyen ve kendisine dalkavukluk yapmayan Moralı Osman Efendi’ye etmediğini bırakmazmış. Adamcağızı, çeşitli bahaneler uydurup oradan oraya sürer dururmuş. Osman Efendi, Devletin bir işi için günlerden bir gün Halet Efendi’yi ziyarete gider. Halet Efendi’nin Osman Efendi’yi dış kapıda karşıladığını gören Molla İzzet “Bu ne iştir Efendim?! Osman Efendi’yi hem dış kapıda karşılayıp iltifat ediyorsunuz, hem de Adamcağıza yapmadığınız kötülüğü bırakmıyorsunuz” der!
    Halet Efendi bunun üzerine “Doğru diyorsun be Molla! Osman Efendi’ye, elinden ekmeğini almak da dahil, hemen her türlü kötülüğü yaptım, fakat adamlığına (insanlığına) bir şey yapamadım!” diye itirafta bulunur.
    “Efendi insan, her hal ve şartta insani değerlerinden vazgeçmeyen insandır.”
    Halet Efendi kimdir?
    Asıl adı Mehmet Said olup, Sultan 2nci Mahmut’un en önemli vezirlerinden biridir. Sadrazam Vekilliği de dahil, Devletin değişik birimlerinde üst düzey görevlerde bulunmuş, çıkarcılığı ve entrikacılığı yüzünden kafası kesilerek idam edilmiştir.
    Moralı Osman Efendi kimdir?
    Devrinin en onurlu, en namuslu ve en çalışkan bürokratlarından biri olup, asıl mesleği olan defterdarlık da dahil, Devlet’in çeşitli birimelerinde uzun yıllar üst düzey görevlerde bulunmuştur.
    Molla İzzet (Keçecizade Molla İzzet ya da Keçecizade İzzet Molla) kimdir?
    Ünlü bir divan şairi olup, Sultan 2nci Abdülhamit döneminde bir müddet kazaskerlik de yapmıştır.