Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    SOHBET KÖŞESİ: İLÇE EĞİTİM MÜDÜR VEKİLLİĞİMDE TAKDİR VE TEŞEKKÜRLER PEŞ PEŞE GELMİŞTİ

    İmam Hatip Lisesi Müdürlüğüm

    İmam Hatip Lisesi Müdürlüğüm ve İlçe Eğitim Müdür vekilliğime ek olarak 3.görev şekliyle verilen Lise müdür vekilliğimde beni en çok zorlayan durum geçmişten o zamana kadar gelen ve 10’larca müdür değişikliğinde imzalanmayan evrakları imzalamak olmuştu…

    Her gün yüzlerce evrak imzalıyordum… Geçmişteki evraklar da imzalanmazdı ki…

    Ancak binlerce öğrencinin kayıt kabullerini bile imzaladığımı hatırlıyorum…

    Orada taktiğim de şu olmuştu; Önüme bir evrak geldiği zaman müdür başyardımcısının uygun bir yere attığı paraf’a bakıyordum…

    Ona da talimat vermiştim; Müdür yardımcılarından birinin paraf’ı olmadan paraf imza atma diye…

    Müdür yardımcılarına talimat vermiştim; Şef’in paraf’ı olmadan paraf atma diye…

    Şef’e talimat vermiştim; Memurların paraf’ı olmadan hiçbir evraka paraf koyma diye…

    Ancak bu paraf olayı kendi aramızda şifreli bir paraf olayıydı; Sadece ilgilisinin görebileceği, evrakta görünmeyen bir yere atılan paraflar…

    Artık gelen her evrakı gözü kapalı imzalayacak hale gelmiştim… Çalıştığım sürede de bir tek yanlış evrak imzası olmamıştı…

    Anamur Lisesinde geçen günlerimden ayırdığım mesaimin üçte birlik zamanda İlçe Eğitim müdürlüğünde neler yapıyordum, biraz da onlardan bahsedeyim;

    1980 ihtilalinden sonra kapatılan İlköğretim müdürlüklerinin sona ermesini müteakip İlçelerde İlçe eğitim müdürlükleri kurulmuştu…

    …Ve ben ikinci ek görev olarak Anamur İlçe eğitim müdür vekilliğine getirilmiştim…

    Önceden görev yapmakta olan deneyimli memur arkadaşlarımızla birlikte iyi bir performans yakalamış ve gerek evrak dağıtımında olsun gerek okullar arası ya da üst makamlarla yazışmalarda olsun hiçbir aksaklık yapmadan bu ek görevi tam 5 sene yürütmüştüm…

    Dile kolay… Bir ihtilal yaşamışız… Görev başında Milli Birlik komitesi… İlçe eğitim müdürlüklerine ayrılmış Türkiye genelinde hiçbir ödenek yok…

    Bu nedenle her ilçede vekâleten yürütülüyor… Çok zor bir görev alanıydı…5 yıl süreyle bu zoru da başarmıştım…

    Her 3 görevi birlikte yürütürken İlçe Eğitim müdürlüğüne Hava Radar mevzii komutanlığından bir yüzbaşı gelmişti…

    Görevli geldiğini ve gizli bir görüşme yapmamız gerektiğini söylemişti… Gizli görüşme için tedbirlerin alındığını görünce çantasından bir evrak çıkarmıştı…

    Evrak bir yazıydı ve kırmızı yazıyla üzerinde “Gizli” ibaresi vardı… Yüzbaşı bazı şeyler anlatmaya başlamıştı… Anlattıkları genelde bilinen şeylerdi…

    İşte anlattıklarının özeti:

    Ülke genelinde bir ihtilal yapılmıştı… İhtilalin haklı gerekçeleri vardı… İhtilalden önce ülkede siyası iktidarsızlık vardı… Siyasi cinayetler işleniyordu… T.B.M.Meclisi pek çok turların ardından cumhurbaşkanı bile seçememişti…

    Konya’da Sayın Necmeddin Erbakan’ın önderliğinde yapılan Kudüs mitinginde ülke bölünmek istenmişti…

    Bu siyasi istikrarsızlık yanında ülke ekonomik iktidarsızlığa da sürüklenmişti…

    İhtilalden önce başbakan olan Sayın Süleyman Demirel ülkenin 70 sente muhtaç olduğunu söylemişti…

    Siyasi ve toplumsal şiddet olarak ülkede sağ-sol gerginliği yaşanıyordu…

    Bu sebeble Anamur’da sağ-sol davasına karışanlar hapse tıkılmıştı… Bu yeterli değildi… Pek çok öğretmenin fişlenmesi gerekiyordu… Bu fişleme işinde yardımcı olmam isteniyordu…

    Benden sağ – sol ayırımı yapmadan bütün öğretmenler hakkında kendilerine bilgi vermem isteniyordu…

    Yüzbaşının dedikleri özetle bunlardı…

    2 gün önce Mersin’e çağrılmıştım. Aynı gizlilik taşıyan evrak bana da verilmişti… Çekmecemden evrakı çıkarmıştım… Kendisine göstermiştim… Yazı aynı yazıydı… Bir an şaşırmıştı…

    Demiştim ki: “Yüzbaşım. Aynı görevi yapıyoruz… Ancak siz Anamur ilçesi Garnizonuna, ben Mersin İl’i garnizonuna bağlı olarak çalışıyoruz… Komutanınıza durumu anlatınız… İlçemde vatan haini öğretmenler varsa ben bunları Mersin Garnizonuna bildirmekle görevliyim…”demiştim…

    Ama Allah şahidimdir ki o dönemde bir tek öğretmen arkadaşımın adını hiçbir yere bildirmemiştim…

    Çünkü Anamur olarak İhtilalin diyetini çok acı bir şekilde ödemiştik…

    Arkadaşlarımız sorgusuz sualsiz ancak hayvanların barınabileceği “ağıl” gibi bir yere tıkılmış bu yer sonra ahır’a dönüşmüş, sonra da sürgün edilenler, görevden uzaklaştırılanlar olmuştu…

    Anamur’un yeni bir fişlemeye, yeni gözaltılara, yeni sürgünlere tahammülü yoktu…

    Bu konuda adeta bekçilik görevi yapıyordum… Ve hiçbir öğretmen arkadaşımı mağdur etmeden görevimi de layıkıyla yerine getiriyordum.

    Bunun sonucunda da; Kaymakamlarım, Valilerim, genel müdürlüğüm ve bakanlığım tarafından ödüllere layık görülüyordum.

    İlköğretim müdürlüğü döneminde sadece ilkokullar bu müdürlüğe bağlı iken İlçe eğitim müdürlüğü döneminde hem ilkokullar hem ortaöğretim okulları, hem de yaygın eğitim kurumları İlçe eğitim müdürlüğüne bağlanmıştı…

    İlçe Eğitim müdürlüğünde beni en çok zorlayan da sicil raporlarının doldurulması ve imzalanması oluyordu.

    Bunun da üstesinden gelmiştim ama bir bakanlık müfettişinin esprisi de düşünmeğe değerdi;

    O dönemlerde her yıl bakanlık müfettişleri okullarımızın denetimine geliyordu…

    Bu arada idari denetimleri de yapıyorlardı…

    İdari denetim için gelen başmüfettiş İmam-Hatip Lisesinde müdür denetiminde müdür olarak beni denetlemişti…

    Aynı başmüfettiş Anamur Lisesinin idari denetiminde yine müdür olarak beni denetlemişti…

    Aynı başmüfettiş İlçe Eğitim müdürlüğünün idari denetiminde yine müdür olarak beni görünce espriyi patlatmıştı;

    “Sicil raporlarını doldururken okul müdürü Gazi Mert’in sicilini, İlçe eğitim müdürü Gazi Mert değerlendirip not veriyor… Bari İlçe Eğitim müdürü Gazi Mert’in sicilini de Kaymakam Gazi Mert doldursa…”demişti.

    İleriki yıllarda sayın müfettişin bu dediği de gerçek olmuş ve Kaymakam vekilliği yaptığım sırada bu tür durumlarla karşılaşmıştım…

    Öğretmen izinlerinde izin onayı için İlçe Eğitim müdürlüğüne müracaat eden okul müdürü Gazi Mert, okuldan gelen izni Kaymakamlık makamına sunan İlçe Eğitim Müdürü Gazi Mert ve İzni onaylayan Kaymakam Gazi Mert imzalarında aynı izin belgesi üzerinde Gazi Mert adını görenler bu tür espriler yapmışlardı…

    Denetimimi yapan müfettiş teftiş sonunda hem kaymakama, hem il milli eğitim müdürüne, hem valiye, hem milli eğitim bakanına bana teşekkür verilmesi teklifinde bulunmuş ve ihtilal sonrası, ihtilalin birinci yılında 4 ayrı yerden teşekkür almıştım…

    İşte İlçe eğitim müdürlüğünde de bu özverili çalışmalarım 5 yıl sürmüştü…

    Ta ki İlçe eğitim müdürlüğü, İlçe Milli Eğitim müdürlüğüne dönüşünceye kadar…

    Hem okul müdürü hem ilçe eğitim müdürü olduğum dönemlerde bana verilen ödüllerin bazılarından da bahsetmek istiyorum:

    İçel Valisi Sayın Fahri Öztürk; İmam-Hatip Lisesi müdürü olarak yaptığım başarılı ve olumlu çalışmalarımdan dolayı 1980-1981 öğretim yılında TEŞEKKÜR vermişti…

    Milli Eğitim Bakanımız Sayın Hasan Sağlam tarafından 1980-1981 öğretim yılındaki başarılarımdan dolayı TEŞEKKÜR verilmişti…

    O öğretim yılında Türkiye genelini bilmiyorum ama İl milli Eğitim müdürünün o zaman bana söylediğine göre sayın Hasan Sağlam Mersin’de sadece bana teşekkür göndermiş… Bu da benim için onurların en büyüğü olmuştu…

    Milli Eğitim Bakanımız Sayın Hasan Sağlam sanırım müfettişlerimizin verdiği olumlu raporları sonucu olarak bir yıl sonra yine olumlu çalışmalarımdan dolayı 1981 – 1982 öğretim yılında bana tekrar TEŞEKKÜR vermişti…

    Yine o dönemde Sayın Din eğitimi genel müdürümüzün bana bizzat söylediğine göre Sayın Hasan Sağlam’ın peş peşe iki yıl üst üste bir İmam-Hatip Lisesi müdürüne teşekkür verdiği görülmemiş bir durummuş…

    İki yıl üst üsteyi bırakınız İllerdeki en büyük İmam- Hatip Liselerinin müdürlerine bile teklif götürmelerine rağmen teşekkür vermiyormuş…

    Bu durumu gerçekte ne o zaman anlayabilmiştim, ne şimdi anlayabiliyorum…

    Bunları da öğünmek, böbürlenmek için yazmıyorum… Peş peşe teşekkür vermişti işte… Hani “görünen köy kılavuz istemez” denir ya… Benimki de öyle bir şey…

    İçel Valisi Sayın Nazif Demiröz 1982-1983 öğretim yılında gösterdiğim başarılar sebebiyle TEŞEKKÜRNAME vermişti.

    Anamur Kaymakamı Sayın Yılmaz Yolcu 1984 yılında İlçe eğitim müdür vekilliğim döneminde gösterdiğim başarı sebebiyle TAKDİRNAME vermişti.

    1585 yılında Anamur Kaymakamı Sayın Yılmaz Yolcu aynı yıl içinde iki ayrı ödül uygun görmüştü;

    Bunlardan birincisi TAKDİR VE TEŞEKKÜR, ikincisi TAKDİRNAME idi.

    Sayın Yılmaz Yolcu 1985 Milletlerarası Gençlik yılında İlçe bazında gerçekleştirdiğim sosyal ve kültürel faaliyetler ve aydın din adamı yetiştirmedeki gayretim sebebiyle TAKDİR VE TEŞEKKÜR vermişti.

    Yine aynı yıl içinde Anamur Kaymakamı Sayın Yılmaz Yolcu 1985 yılında gösterdiğim başarılardan dolayı TAKDİRNAME vermişti.

    …Ve emekli oluncaya kadar verilen 30’un üzerinde Teşekkür, Takdir ve Başarı belgeleri…

    Hoşça kalınız.