Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

ADD KURUCU ÜYESİ Prof. Dr. Mustafa ALTINTAŞ: SOSYAL DEVLET VE EĞİTİM HİZMETİNDEKİ SEFİLLİK

Bu haberin fotoğrafı yok
2022-2023 Eğitim-Öğretim Döneminin ilk dinlencesi 20 Ocak’ta başlıyor.
Dönemin başlangıcından bu yana, eğitim-öğretimin niteliği, içeriği yerine, yaşamın giderek pahalılaşması ve artan maaş artışlarının, özellikle beslenme harcamalarına, özel okul ücretlerine yetişemez olması gündemimizi kaplar olmuştur.
Bir inat uğruna, yaz-kış saat uygulamasına dönmemede Sarayın direnmesi, çocukların alaca karanlıkta yollara düşmesine, kafaların ders sıralarında sıra üzerine düşmesine neden olmaktadır.
Yanısıra, yoksullaşmanın giderek yaygınlaşması ve derinleşmesi, çocukların beslenme sorunlarını yaşar olmasına neden olmaktadır.
Bu arada özel okul fiyatlarının artması, kent-içi taşıma servisleri zamları, özel okula öğrenci gönderen velileri de, bu okul öğretmenlerinin ücret yetersizlikleri, dayanılmaz boyuta erişmiş bulunmaktadır.
Paralı da, parasız da olsa, okullar karabasan görünüm sergilemektedir. Kamuoyu, güne bu sorunlarla başlamakta ve gün boyu bu sorunlar ile yaşar olmaktadır.
Haberlerde gündemin ilk sırasında özel okul öğrenci velilerinin, özel okul faturalarının (okul ücreti+ulaşım+yemek+öğrenim malzemesi, vb) katlanılmaz boyutlara erişmesinden ve bu kurumlardaki eğitim emekçilerine yapılan yüzde 35’lik artışa ilişkin yakınmaları ve bunların olası sonuçları değerlendiriliyor olmuştur.
Bu ise, bir yandan, özel okullara yönelik istemi azaltarak, kimi okulların kapılarına kilit asmaları sonucunu verirken, bir yandan da, kaçınılmaz olarak, bu okullardaki öğretici niteliğinde düşmelere neden olmaktadır.
Özel Öğretim ile Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı devlet okullarının yaşamakta olduğu bu sorunların, dinlence tatilinden yararlanılarak, masa üzerine yatırılması gereğini, umudum olmamakla birlikte, düşünüyorum.
Milli Eğitim Sistemimizin çerçevesini 1973 günlü 1739 Milli Eğitim Temel Yasası çizmektedir. Yasanın 7. Mdsi, Aralık sonunda 72 ayını doldurmuş çocuklar için zorunluluk taşıyan 12
yıllık ilk ve orta öğretim görmeyi,
“Her yurttaşın hakkı” olarak tanımlamaktadır.
Hak ve zorunluluk olarak tanımlanan 12 yıllık bu eğitim hizmetini, devlet tarafından, her çocuğa sunulmasının bedelsiz olarak sunulması gerekmektedir.
Her yurttaş için hak ve zorunluluk taşıyan eğitim hizmetlerinin, “herkese fırsat ve olanak eşitliği içinde sağlanması da, özdeksel olanaklardan yoksun başarılı öğrencilerin en yüksek eğitim basamaklarına kadar öğrenim sağlamak amacıyla gerekli yardımların (parasız yatılılık, burs, kredi ve başka yollar) yapılması da devletin görevidir. ( Md. 8)
Yurttaşların, parasız ilk ve ortaöğretim kurumları yerine, paralı özel okullara yönelmelerinin nedeni,
devlet okullarının niteliği konusunda yaratılmış olan ve bazıları için gerçekliği kuşkulu farklılık ile
laik okulların kontenjanlarının dar tutulması nedeni ile, İHO-L’ine kıskacından çocuklarını koruma
güdüsüdür.
Özel Öğretim Kurumlarında, en düşük ücrete, hatta daha azına ve güvencesiz çalışmaya
katlanan eğitim emekçileri ise, pıtrak gibi açılan Eğitim Fakülteleri çıkışlı öğretmen adaylarının yığınak oluşturmasıdır.
Bu sorunların çözümü, öncelikle Milli Eğitim Bakanlığı’nın tüm kadroları ile “Milli”
ve “Laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti olarak tanım bulan Cumhuriyete bağlı” olmaları yanında, uzun dönemli ve rasyonel planlamaya bağlı kılınmasına bağlıdır. Kısa dönem açısından yakıcı ve katlanılamaz boyutlara bir-iki önermede bulunmak istiyorum.
Öncelikle çocuklarımızın açlık sorununu yaşamalarına ve velilerimizin bu utancı yaşamalarına son verilmelidir. Bunun da yolu, halen uygulama bulan devlet memurları ile zorunlu olmayan yükseköğretim öğrencileri ile öğretim kadrosunun, milletvekillerinin yararlandıkları “Yemek yardımından”, bedelsiz olarak yararlandırılmalarının sağlanmasıdır.
19 Mayıs Üniversitesi personel ve öğrencilere verilen güncelleştirilen yemek fiyatları öğrenciler için 6.00TL, öğretim elemanları için 25.00 TL, memurlar 15.00 TLsı.
Emekli olduğum Üniversitelerde, en az üç kap öğle yemeği bedeli, öğrenciler için (önceki fiyat 7.50TLsı idi) 15.00TL, öğretim elemanı ile memurları için ise, (önceki fiyat 2.50 TLsı idi) 4.50 TLsıdır.
Meclis Lokantası fiyatları ise, çoktan bu yana, kamuoyunun göz diktiği düzeyde ve niteliktedir.
1976-81 yılları arasında öğretim üyesi ve müdür olarak görev yaptığım Muğla İşletmecilik Yüksekokulu’nda, bedelsiz olmak üzere, öğle ve akşam yemekleri verirdik.
Zorunluluk taşıyan okul öncesi, ilk ve orta öğrenimde ki bu sefillik ve ayıp sona erdirilmelidir.
Çocuklarımız, “Kimsesizlerin ve tüm çocuklarımızın kimsesi olması gereken Atatürk Cumhuriyeti’nin elinin omuzlarında olduğunu duyumsamanın mutluluğunu yaşamalıdırlar.
Sakın bana kimse, “Kaynak nerede?” demesin.
Nas’ı bir yana bırakmanın ötesinde, “yurtta barış, bölgemizde barışı” sağlamanın neden olacağı güvenlik ve savunma harcamalarından tasarruf, saray ve çevresinin harcama kalemlerini sıfırlama, yolsuzluk ve hırsızlığın önünün kesilmesi, varlıklılar için vergi cenneti olmaktan vazgeçersek, kaynak bolluğu doğabilir.
Biz bunları geçmişte gerçekleştirdik.
Özel öğretim kurumlarındaki öğrenim ücreti ve çalışanların köle ücretinden kurtulması önerimi de, yine var olan uygulamalarımızdan yola çıkarak, sonraki yazıma bırakıyorum.