Geçtiğimiz hafta ülke olarak hepimizi üzen Bartın’daki grizu patlaması nedeniyle 41 yurttaşımızı kaybettik. Ailelerinin ve ulusumuzun başı sağolsun. Yaralılarımızda şifalar diliyorum.
Daha önce Soma ve Ermenek’te yaşanan benzeri (sürekli tekrarlandığı İçin iş kazası diyemiyorum) iş cinayetleri nedeniyle yine bir çok ailenin ocağına ateş düştü.
İŞ CİNAYETLERİ NEOLİBERAL SİSTEMDEN VE DENETİMSİZLİKDEN KAYNAKLANMAKTADIR
1990’ların başında SSCB’nin çökmesinden sonra oluşan tek kutuplu Dünya’nın dayatılan Neo-Liberal ekonomik sistemine Derviş yasalarıyla (15 günde 15 Yasa) Türkiye 90’ların sonunda entegre edildi.
AKP hükümetinin son 20 yıldır, harfiyen uygulaya geldiği bu ekonomik rejimde 2000’li yıllardan beri aynı veya benzer sektörleri Dünya’daki ve AB ülkelerle kıyasladığınızda ‘üretim miktarı başına’ ölümler ülkemizde giderek artıyor. Sanırım AB ülkeleri arasında ilk sırada, Dünya’da da Çin’den sonra gelmekteyiz.
“YUKARIDA AÇLIK KESİN, AŞAĞIDA ÖLÜM RİSKİ OLASILIK”
Son kazadan sonra Bartın’lı bir madenci tarafından ifade edilen yukarıdaki ifade her şeyi özetliyor. Türkiye yurttaşları, özellikle de gençlerimizin çoğunluğu yaşamının ilk yillarında yukarıdaki ikilemle karşı karşıya.
Çünkü, Dünya egemenlerin yukarıdan aşağıya piramidal sistemdeki tüm ülkelere dayattığı tek kutuplu Dünya ve onun neo-liberal ekonomik sistemi ‘yüksek kâr, en düşük maliyet ve fiyat rekabetine dayalıdır. Bu sistemde pazara sunulan bütün malların ve hizmetlerin fiyatları rekabet için sürekli düşürülmelidir. Bu sistemde yaşayabilmek için ‘ölçek ekonomisi’ yani ‘olabildiğince büyük kitlesel üretim ve olabildiğince düşük işçilik maliyeti’ tercih edilmek zorunda kalınmaktadır.
Böylelikle ürün veya hizmet arzının maliyeti azaltılarak ulusal ve uluslararası piyasalarda rekabet gücü artırılıp, daha çok kâr elde edilmeye çalışılır.
Bu süreçte yasalar ve iş güvenliği gibi denetim mekanizmaları, özellikle güçler ayrılığının olmadığı ve demokratik kurum ve kurallar askıya alınır. İnsanlar kölelik ücret ve şartlarında güvenliksiz ortamlarda ücretsiz fazla mesailere zorlanır.
Bu nedenle, tabiki tekadam sisteminin olduğu ülkemizde bizim gibi evrensel demokrasinin hukuk kurallarının ve denetim yasa ve yönetmeliklerinin tartışmalı olduğu ülkemiz de devkazalarının artması kaçınılmazdır.
Bu süreci (kader planını) planlayanlar ve uygulayan emperyal devlet ve uluslararası tekellerin amacı; bizim gibi sanayi ülkesi olamayan ülkelerin hammadde ve ucuz işçilik merkezleri olarak kalmasıdır.
Bunun için yasaların ve denetimlerin zayıf veya iyi olması onların umurunda değil, aslında lehlerinedir. Bu nedenle yabancı yatırımcılar, öncesinde sorumluluktan kaçınmak için iş güvenliği yasal düzenlemelerine çok dikkat ederler.
Kendilerine maliyet ve cezai sorumluluk getirmesini istemezler. Bu nedenle ülkemizde cinayetlerinin artması kaçınılmaz olmaktadır. Bu nedenle, İş cinayetlerinin kök nedeni DENETİM EKSİKLİK VE YETERSİZLİĞİDİR.
MEVCUT İŞ GÜVENLİĞİ YASAL DÜZENLEMELERİ YANLIŞ VE BİLİNÇLİ BİR TERCİHTİR
Çünkü, mevcut durumda işgüvenliği şirket ve mühendisleri bağımsız değildir. Çünkü iş güvenliği şirketi ve personeli parasını(maaşını) doğrudan işverenden almaktadır.
Bu durumda işgüvenliği personelleri bağımsız olabilirmi?
Bu durum üstelik yabancı yatırımcılara, avantaj olarak sunulmaktadır.
TMMOB‘a bağlı meslek odaları yıllarca bağımsız olması İçin düzenleme yapılmasını istemektedirler. AKP yönetimi bankaların ve sigorta şirketlerinin, ‘ev kredisi verirken veya araç kazalarında devreye giren emlak ve sigorta eksperleri için uyguladığı “ bağımsız eksper havuz sistemini” bile uygulamaktan neden kaçınmaktadır? Mevcut sistemde işverenler, dürüst çalışan İşgüvenliği şirket ve personelinin önerilerini MALİYET ARTIRICI PERSONEL olarak görmekte ve tercih etmemektedirler.
Bu durumda iş güvenliği önerileri kulak aradı edilmektedir. Mevcut sistemde hem İŞ GÜVENLİĞİ MÜHENDİSLERİ SİSTEMİN GÜNAH KEÇİSİ haline sokulmakta, hemde iş cinayetleri önlenememektedir.
ÇÖZÜM BAĞIMSIZ DENETİM SİSTEMİ KURMAKTAN GEÇİYOR
AKP iktidarı, yatırımcı gelsin diye bağımsız denetim sistemini oluşturacak yasal düzenleme yapmadığı sürece iş cinayetlerinden sorumludur.
Çünkü, denetim sistemindeki aksamaları görmezden gelerek, 20 yıldır, iş cinayetlerinin ‘kader planını’ AKP iktidarı yapmaktadır.

