İklim Eylem Haftası kapsamında 24-30 Eylül günleri arasında Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu 20 farklı ilde çeşitli etkinlikler düzenliyor. MTSO Mersin AB Bilgi Merkezi bu kapsamda , panel, seminer, konser, sergi, çocuklarla sohbet gerçekleştirdi. TEMA Vakfı işbirliğinde düzenlenen “İklim Değişikliğinin Etkileri” konulu bir konferans ve film gösterimi, gençlere yönelik yapıldı. Bir gelecek için iklim değişikliklerine dikkat çekmek amacıyla yapılan bu etkinlik yoğun ilgi gördü.
Etkinlikte, TEMA Mersin İl Temsilciği Saha Görevlisi Ali Dönmez, iklim değişiklinin etkileri konulu sunum gerçekleştirdi. İklim konularının dünyada ilk kez 1992 yılında Brezilya’nın Rio kentinde düzenlenen konferansta konuşulduğunu söyleyen Dönmez, burada imzalanan İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 1994 yılında yürürlüğe girdiğini söyledi. Bu konferanstan sonra Avrupa başta olmak üzere tüm dünyada farkındalık oluştuğunu ve TEMA Vakfı’nın kurulduğunu bildinen Dönmez, iklim değişikliğinin tarihine de değindi.
Dönmez, İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin ardından 1997 yılında Japonya’nın Kyoto kentinde Kyoto Protokolü’nün imzalandığını ve 2005 yılında yürürlüğe girdiğini söyledi. Türkiye’nin gelişmekte olan ülkeler arasında bulunduğunu belirterek, Kyoto’da yapılan toplantıya katılmış olmasına rağmen uzun süre bu sözleşmeyi imzalamadığını belirten Dönmez, Türkiye’nin Kyoto Protokolü’nü 2009 yılında imzaladığını ancak herhangi bir sayısallaştırılmış salım sınırlama veya azaltma yükümlülüğünün bulunmadığını kaydetti. 2005 yılı verilerine göre atmosfere en çok karbon salımı yapan ülkeler arasında ABD, Japonya ve Almanya’nın geldiğine dikkat çeken Dönmez, karbon salımı azaltılması yönünde ülkelerin taahhütlerinin olduğunu ancak bu taahhütleri yerine getirmediklerini vurguladı.
“Doğaya sahip değil aidiz”
Dönmez, ekosistemde bütün canlıların birbiriyle bağlantılı olduğunu, bir canlı türünün bile yok edilmesi halinde tüm dengelerin bozulduğunu söyledi “Yaşamın var olması için sadece güneş yetmez” ifadelerini kullandı. Doğaya sahip değil ait olunduğunu vurgulayan Dönmez, iklim değişikliği ile mücadele edilmediği takdirde olası etkileri şöyle sıraladı:
“Kar ve yağış rejimimiz değişiyor, daha güçlü fırtınalar ve hortumlar oluyor. Sıcaklık dalgalanmaları yaşanırken, deniz seviyesi yükseliyor ve su kaynakları zarar görüyor. Artan çölleşme ve orman yangınları gıda güvenliğimizi riske atıyor. Hayvanların göç yollarında ve yaşam döngülerinde değişiklikler oluyor. Salgın hastalık riski artarken, bitkilerin yaşam döngüleri de değişiyor. Kar ve buz miktarında azalmalar devam ediyor, mercan resifleri zarar görürken, iklim göçleri yaşanıyor.”
İklim değişikliğinin artık durdurulmaz olduğunu söyleyen Dönmez, iklim değişikliklerinden kaynaklanan zararı minimum seviyeye çekmeyi amaçladıklarını söyledi.
Dönmez, iklim değişikliği ile mücadelede yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:
“İlk başta sera gazı salımının azaltılması gerekiyor. Fosil yakıtları yerine yenilenebilir enerji kaynakları kullanılmalı. Muslukları fazla açmamak, elektriği gereksiz yere kullanmamak gibi tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz. Orman varlığımızı arttırmalı ve plastik kullanımından vazgeçmeliyiz. Geri dönüşü yaygınlaştırarak, şehirlerin altyapılarını iyileştirmeliyiz. Toplu taşıma araçlarını tercih etmeye özen göstermeli, konutlarımızda yalıtım sistemleri kullanmalıyız. Doğaya zarar vermeyen tarım yöntemlerini de yaygınlaştırmalıyız. En önemlisi de iklim değişikliği konusunda bilgi sahibi olmalıyız.”
SEVİM ESRA GÜNGÖR
YORUMLAR