Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, 9. İnsan Yönetimi ve Dijital Dönüşüm Zirvesi’nin açılışına katıldı. Belediye Başkanı olarak görevinin sadece sokakları temizletip, ağaçları budatmak olmadığını, Mersin’i marka bir kent yapmak istediklerini ifade eden Seçer, “Kalifiye eleman yok, işsizlik sorunu hat safhada. Her 3 gencimizden 1’i kayıp nesil. Liyakatli, kendini iyi yetiştirmiş bir bireyin iş bulma sorunu yok. Bunları çözmemiz lazım. Bunları çözdüğümüz takdirde Türkiye’yi her anlamda belli noktalara getiririz. Sokakları temizlemek, sinekleri öldürmek, ağaçları budamak değil mesele. Türkiye’ye buradan bir enerji göndermek, canına can, kanına kan katmak, Mersin’i alıp götürmek, dünyada marka bir kent yapmak. Bütün derdimizin bu olması lazım” diye konuştu.
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin yeni logosu hakkındaki eleştirilere de yanıt veren Seçer, “Mersin’i daha modern ve çağdaş bir logo ile temsil ettirebilir miyiz diye simgesel bir anlayışla kullandığımız bir logo hazırlığı. Mersin’de kızılca kıyamet koptu. Değişim öyle bir şey ki, hele önyargılı bir toplumsa, Einstein’ın dediği gibi atomun çekirdeğini parçalayabiliyorsunuz ama bu önyargıları ortadan kaldıramıyorsunuz. Biz değişim istiyoruz. Bunu belirtmeye çalışıyoruz. Her anlamda değişim. Düne ait ne varsa, dünde kaldı. Artık yeni şeyler söylemek lazım. Her alanda da bunu yapmak lazım” dedi.
Bir Otel’de düzenlenen zirveye Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Talat Dinçer, CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay, dünyaca ünlü markaların yöneticileri, sivil toplum kuruluşları, dernek ve oda temsilcileri, akademisyenler, öğrenciler ve iş dünyasından isimler katıldı.
“10 bin insan kaynağını en akılcı şekilde yönetmek zorundayım”
Başkan Seçer, belediye başkanları için insan yönetimi konusunun çok önemli olduğundan söz ederek, “Mersin Büyükşehir Belediyemiz’in ve bağlı kuruluşlarının, iştiraklerinin toplam çalışan sayısı 10 bin. Bu 10 bin insan kaynağını en akılcı şekilde yönetmek zorundayım. Benim Mersin’e hizmet edebilmem için 2 önemli kaynağa ihtiyacım var. Bir insan kaynağı, iki finansal kaynak. Bunları sağladığım takdirde Mersin’e çok büyük hizmetler kazandırabiliriz. Ama bu iki ayaktan bir tanesinin sakat olması durumunda da işimiz zorlaşır. Yönetime gelir gelmez de ilk üzerinde durduğumuz konuların başında bu iki temel konu geliyor” dedi.
“Mersin, arzu ettiğimiz gelişmeleri gösterememiş”
Seçer, bölgede çok sektörlü bir ekonomik yapının varlığından bahsederek, sanayinin önemli bir alanı temsil ettiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Gelirlerimizin önemli bir kısmının, hatta en yüksek kısmının % 40’lık bir dilimi sanayi gelirimiz. Diğer taraftan tarımsal üretimlerimiz ve turizm çok değerli. İkisi de istihdam açısından iki önemli ve bacasız fabrika niteliğinde. Çok sayıda insana iş-ekmek imkanı sağlayan iki temel sektör. Belki de denize kıyısı olan birçok şehre nasip olmayan transit bir limanımız var. Liman var, transit liman var. Bunun ikisinin ayrımını dünya ticareti ile uğraşanlar gayet iyi bilir. Muazzam bir lojistik imkan sağlıyor. Onun için de Mersin’de lojistik sektörü son derece önemli. Dünyanın her tarafından gelen malları burada karayolu, demiryolu marifetiyle Ortadoğu’ya, Kafkaslar’a önemli ticari partnerlerimizin olduğu ülkelere transfer etmemiz mümkün. Her alanda önemli potansiyel içeren Mersin, arzu ettiğimiz gelişmeleri gösterememiş. Gece gündüz bunu nasıl başaracağımızı düşündüğümüz bir Mersin’de yaşıyoruz. Bu imkanlar bize büyük bir enerji ve moral veriyor. Bundan önceki yönetim rasyonel ve akılcı kullanmadı. Herkesin hakkını veriyoruz ancak mutlaka geriden gelen bazı noksanlıklar var ki, bugün arzu ettiğimiz noktada bir kent olmadığını iddia ediyoruz. Biz daha iyisini koyalım. Geriyi eleştirmeyelim, geriye çamur atmayalım. Konuşmalarım klasik siyaset anlayışından öte. Yanlış değerlendirilmek istemiyorum ama hakikaten bir şeyler katmamız gerekiyor. Çok klasik söylemlerle, aynı şeyi söylemekle, aynı şeyi yapmakla bir şeyler değişmiyor.”
Seçer’den logo tartışmalarına cevap: “Biz değişim istiyoruz”
Seçer, zirvede, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin yeni logosu ile ilgili yapılan eleştirilere de yanıt vererek, “Mersin’i daha modern ve çağdaş bir logo ile temsil ettirebilir miyiz diye simgesel bir anlayışla kullandığımız bir logo hazırlığı. Kızılca kıyamet koptu Mersin’de. Değişim öyle bir şey ki, hele önyargılı bir toplumsa, Einstein’ın dediği gibi atomun çekirdeğini parçalayabiliyorsunuz ama bu önyargıları ortadan kaldıramıyorsunuz. Biz değişim istiyoruz. Bunu belirtmeye çalışıyoruz. Her anlamda değişim. Bakın Endüstri 4.0’ı konuşuyoruz. Bundan 5 yıl önce bu kadar gündemde değildi. Bu kavramı belki daha yeni duyanlar var içimizde. Düne ait ne varsa, dünde kaldı. Artık yeni şeyler söylemek lazım. Her alanda da bunu yapmak lazım” diye konuştu.
“Kalifiye eleman yok, işsizlik sorunu hat safhada”
Belediye Başkanı olarak görevinin sadece sokakları temizletip, ağaçları budatmak olmadığından, bunların yanı sıra Mersin’i marka bir kent yapmak olduğundan söz eden Seçer, şunları söyledi:
“Kalifiye eleman yok, işsizlik sorunu hat safhada. Şimdi beraberce benim makama gidelim. Gelen her 10 yurttaşımın 9’u benden çocuğuna iş istiyor. Maalesef evdeki en sorunlu, en az liyakatli, en az yetişmiş, hatta meslek sahibi olmamış çocuğuna iş istiyor. İşte sıkıntı burada. Her 3 gencimizden 1’i kayıp nesil. Liyakatli, kendini iyi yetiştirmiş bir bireyin iş bulma sorunu yok. Bunları çözmemiz lazım. Bunları çözdüğümüz takdirde Türkiye’yi her anlamda belli noktalara getiririz. Türkiye’de sanayi var, sanayi ürünü var, ihracat var. Peki ileri teknoloji, yüksek teknoloji ürünlerinin ihracattaki payı % 3, % 3.5 seviyelerinde. Sıkıntı burada. Kaliteli iş gücü, kaliteli üretim, kaliteli ihracat, kaliteli hizmet. Her şeyin kalitelisi. Sokakları temizlemek, sinekleri öldürmek, ağaçları budamak değil mesele. Türkiye’ye buradan bir enerji göndermek, canına can, kanına kan katmak, Mersin’i alıp götürmek, dünyada marka kent yapmak. Bütün derdimizin bu olması lazım.”
“5 yıl sonrayı düşünerek eleman almıyoruz”
Siyasetçilerin seçilir seçilmez 5 yıl sonrayı düşünmeye başladıklarını ve “yeniden nasıl seçilirim” kaygısının doğru olmadığını vurgulayan Seçer, “Siyasetçinin genetiğinde vardır, bir siyasetçi, seçilir seçilmez 5 yıl sonrayı düşünür. Nasıl seçileceğinin derdine düşer. Derdimiz bu olduğu için, Türkiye’de sistem oturmamış olduğu için, bu sıkıntıları yaşıyor. Gelişmiş batı toplumlarında böyle değil. 1-2 dönem yapar görevini, bir başkası bayrağı alır götürür. Ama bizde böyle değil. İşte o zaman kalite dip yapıyor. Eğer yönettiğiniz kurumu, torpile dayalı personelle doldurursanız, sonuç bu olur. Biz böyle yapmıyoruz, yapmayacağız. Bundan emin olabilirsiniz. Mersin halkı, 5 yıl sonra yine bizi seçecek. Bundan da eminiz, onlar da doğruyu görecek. Çünkü dünyada doğruyu görmeyen toplumlar maalesef bitmeye mahkumdur. Bu günleri de hep beraber aşacağız, hiçbir endişemiz yok. Çalışacağız, çalışacağız, çalışacağız” diye konuştu.
ARZU ÖZER
YORUMLAR