CHP Mersin İl Başkanlığında Parti Örgütü ve Örgüt Yönetimlerinden Sorumlu  Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ve Yerel Yönetim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun  katılımıyla açıklama yapıldı.

 

Açıklama konuşmasına genel başkan yardımcıların yanında Mersin CHP İl Başkanı Adil Aktay, Parti Meclis Üyesi, Mersin CHP İlçe Başkanları, Örgüt Başkanları, Kadın Kolları Başkanı, Gençlik Kolları Başkanı da yer aldı.

 

Açıklama konuşmasını Bülent Tezcan ve Seyit Torun  gerçekleştirerek AKP iktidarına yüklendiler.

 

Kısa bir konuşma gerçekleştiren Seyit Torun, 2019 sürecine değinerek seçimde demokrasiden, hukuktan, özgürlükten yana olanların seçimi olacağını belirtti. Ülkedeki kötü gidişatı için vatandaşı da arkalarına alıp barışı demokrasiyi ülkenin kötü durumunu çözeceklerini dile getirdi. Ardından söz alan Bülent Tezcan, Torun’un konuşmalarına destek olarak  ülke hukukuna değinerek toplumdaki hukuka düzene ve yaşama dair bir gelecek bırakmadıklarını vurguladı.

 

TORUN: “HEP BERABER BUNUN İÇİNDE MÜCADELE EDECEĞİZ”

 

Torun: “Biz İnanıyoruz ki Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti demokrasi ile taşlanacak ve bir kadın devrimi ile birlikte 2019’da iktidara geleceğiz ve tek adam yönetimi bu ülkeden ortadan kaldıracağız. Bunu yapacak kişiler bizleriz. Eğer karşılıklı dayanışma içerisinde bir yoldaşlık kültürü içerisinde  mücadelemizi büyütürsek mutlaka başarırız.” dedi.  

2019 seçimlerinde Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li bir belediye olacağını kaydeden Torun, hem yerelde hem de genelde iktidar olacaklarını kaydetti.

Mersinde kendi belediye sayılarını artıracaklarına değinen Torun: “Mersin artık CHP’nin kalesi olacak. Sizde biliyorsunuz ki Türkiye’nin gündemi her gün değiştiriliyor. Bir sorunu çözmeden başka gündem  oluşturularak karşı çıktığımız şeyleri bize unutturmaya çalıştırıyorlar. Her anlamda kötüye gidiyoruz. Türkiye’de 5 temel sorun hala çözülemedi. Bunlar ekonomi, eğitim, sağlık, dış politika ve ülkenin durumudur. Türkiye’nin artık sarayda yaşayan o zata ihtiyacının kalmadığını o da biliyor. Bu ülke barışı dayanışmayı demokrasiyi ortaya koyacağız. Bu ülkenin kaynaklarını adaletli bir şekilde paylaştıracağız. Hep beraber bunun içinde mücadele edeceğiz.” şeklinde konuştu.

 

TEZCAN: “BÜTÜN  AVUKATLARIMIZIN AVUKATLAR GÜNÜNÜ KUTLUYORUM”

 

Bülent Tezcan ise sözlerine başlamadan önce bütün avukatların avukat gününü kutladı. Tezcan: “Bugün 5 Nisan Dünya avukatlar günüdür. Avukatlar savunma mesleğini bütün zorluklara rağmen cesaretle yürüten, hukukun üstünlüğü mücadelesini kararlı bir biçimde veren ve bütün zorluklara iktidar baskılarına talimatlı yargı düzenine rağmen cesaretle kararlılıkla, hukuk vicdanıyla avukatlık görevini yürütmeye çalışan bütün  avukatlarımızın avukatlar gününü kutluyorum.” dedi.

Hukukun üstünlüğü Türkiye’de her zamankinden daha güncel bir hal aldığını belirten Tezcan: “Türkiye yargının doğrudan doğruya siyasetin emir ve talimatı altına girdiği bir  sürecin içerisinde yer alıyor. Artık olay sadece siyasetin emir ve talimatı değil doğrudan sarayın yargısının yaratıldığı ve sarayda oturan Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın iki dudağının arasında yürüyen oraya sıkışmış bir yargı düzeniyle karşı karşıyayız. Hukukun olmadığı bir ülkede kişinin güvenliği olmaz, emeğin güvenliği olmaz, sermayenin güvencesi olmaz. Huzurlu bir ekonomi olmaz, girişim özgürlüğü olmaz. Adaletli bir paylaşım olmaz. Hukuk bir kişinin emir talimatı adına sıkışmışsa yargıçlar emir alarak karar duruma gelmişse o ülkede düzenden bahsetmek mümkün değildir. Ne yazık ki Türkiye böyle bir tabloyla karşı karşıyadır. Uzun zamandır yargıyı Fetö denen çeteye teslim eden bu iktidar ‘bugün o çeteden temizliyorum’ derken yeni bir yapılanmaya teslim etmek ve yok etmeyle hukuk düzenin ortadan kaldırmayla bizi baş başa bırakmıştır. Hukuk mücadelesi aslında bir ekmek mücadelesidir. Hukuk mücadelesi bir özgürlük mücadelesidir.“ ifadelerini kullandı.

 

TEZCAN: “BU İKTİDAR UYUŞTURUCU BAĞIMLISI GİBİ OHAL BAĞIMLISI OLMUŞTUR”

15 Temmuz darbe girişimine değinen Tezcan: “Bugün bir darbe düzenindeyiz. 15 Temmuz darbe girişimine karşı milletle beraber halkla birlikte direndik karşı durduk. Ama bu iktidar 15 Temmuz darbe girişimine karşı milletin bu mücadelesinden bir güçlü demokrasi çıkarma tercihinde bulunmadı. Bunu fırsat bilerek Türkiye’de sivil darbe gerçekleştirdi. O günden bu yana 2 seneye yaklaşan bir süre içerisinde Türkiye 15 Temmuz darbesi koşulları altında yaşıyor. OHAL sürecini yaşıyoruz. Vatandaş olağanüstü hal altında sıkışmış. OHAL durumunda KHK ile hak ve özgürlüklerin  yok edildiği, mülkiyet hakkının güvence altında olmadığı, yaşam hakkının olmadığı bir ülke yarattılar.  Bu iktidar uyuşturucu bağımlısı gibi OHAL bağımlısı olmuşlardır. OHAL’siz hükümeti yönetemez hale gelmişler.” dedi.

 

TEZCAN: “TÜRKİYE’NİN BİRÇOK YERİNDE BİR ŞEKER İTTİFAKI OLUŞTU”

 

Tezcan, son cümlelerinde ise şunları kaydetti.: “Türkiye’nin birçok yerinde bir şeker ittifakı oluştu. Şeker fabrikanın bir parti bayrağı yok parti amblemi yok sadece emek etrafında bu milletin zenginliği etrafında toplanmış bir ittifak. Gerçekten milli şeylerden faydalanmak istiyorsanız şeker fabrikaları örnek gösterilebilir. Milletin alın terine sahip çıkmak gerekiyor. Bu milletin çiftçisine fabrikada çalışan işçisine onlarca yıldır dişinden tırnağından artırdığı şeker fabrikalarına şeker pancarı üreticisine, şeker pancarı tarlalarına, tütün tarlalarına, Türk tarıma sahip çıkmaktan geliyor. Eğer milli ittifak arıyorsanız genel başkanımız Çorumda büyük bir şeker mitingi yapacak. Türkiye’de gerçek milli ittifakın fotoğrafını verecektir. Bu iktidar gayri milli bir iktidardır. Milletin varlığını ve servetini, emeğini kendi birikimini yabancı tekellere peşkeş çeken bir iktidardır. Bu  iktidar 16 yıldır sözde faiz lobisine karşı çıkarken 16 yıl içerisinde milletin 150 milyar dolarını  dış finans kuruluşlarına faiz olarak ödeten iktidardır. Bu iktidar Türk işçisini yabancılara kul eden iktidardır. Bu iktidar kendi ülkesinde şeker pancarı üreticisini nişasta üreten Amerika tekeline teslim etmektedir.”