Nöbetçi Eczaneler
Konu hassas bir konu olduğu için kılı kırk yararak yazıyorum! Konuyu dallandırıp budaklandırmamak için de PKK terörünün Ülkemize verdiği ekonomik zarardan hiç söz etmiyorum! Kadın, erkek, çoluk, çocuk demeden, kırk binden fazla insanımızı acımasızca katleden ve yüz binlercesini de yerinden, yurdundan eden bölücü terör örgütü PKK, İmralı’daki Lideri bebek katili Abdullah Öcalan’ın yaptığı silah bırakma çağrısına uyup, kendisini feshettiğini duyurdu.
Peki, nedir PKK?
PKK, Kürtçe adı Partiya Karkerên Kürdistanê (Kürdistan İşçi Partisi) olan ve KCK denilen siyasal bir hareketin Türkiye’ye karşı faaliyet gösteren silahlı bir kolu olup, Avrupa Birliği ve ABD tarafından terör örgütü olarak kabul edilmektedir.
Peki, KCK nedir?
KCK, Kürtçe adı Koma Civakên Kürdistanê (Kürdüstan Topluluklar Birliği) olan, şiddet ve isyan temelli siyasal bir hareket olup, asıl amacı Türkiye, Suriye, Irak ve İran coğrafyasında yaşayan bütün Kürtler’i bir araya getirip, bağımsız bir Kürt devleti kurmaktır. Bu yüzden de çatısı altında PKK, PYD/YPG, PJAK ve PÇDK olmak üzere dört ayrı silahlı yapıyı barındırmaktadır. Bu yapıların her biri de ayrı bir ülke coğrafyasında (PKK Türkiye’de, PYD/YPG Suriye’de, PJAK İran’da, PÇDK ise Irak’ta) aynı amaç için eş zamanlı olarak faaliyet göstermektedir. Irak coğrafyasında yaşayan Kürtler, Kürt Bölgesel Yönetimi adı altında özerk bir statüye kavuştuğundan, Kürtçe adı Partî Çateserî Dîmukratî Kürdistan (Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi) olan PÇDK, faaliyetini Kürt Bölgesel Yönetimi içinde ve şimdilik siyasal düzlemde sürdürmektedir. Suriye’de faaliyet gösteren ve Kürtçe adı Partiya Yekîtiya Demokrat olan PYD (Demokratik Birlik Partisi) çatısı altındaki YPG’nin (Yekîneyên Parastina Gel’in) ve İran’da faaliyet gösteren ve Kürtçe adı Partiya Jiyana Azad a Kürdistanê (Kürdistan Özgür Yaşam Partisi) olan PJAK’ın ise silah bırakacağına dair en küçük bir emare yoktur. Böyle bir emare olmadığı gibi, Terörist Elebaşı tarafından bunlara yapılmış herhangi bir çağrı da yoktur. Oysa ki, bütün bu örgütlerin çatı örgütü konumundaki örgüt KCK’dır ve bu Örgüt’ün tepesindeki zat da bizzat İmralı’daki bebek katili Öcalan’dır.
Öcalan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile baş edemeyeceğini anlayıp, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Suriye’deki PYD/YPG’nin varlığını kalıcı kılmak isteyen ABD’nin planına uyarak, PKK’ya silah bırakma çağrısı yapmak zorunda kaldı. Bu planın hayata geçmesi için de çatı örgütü durumundaki KCK’yı ve diğer bağlılarını kapsam dışında bıraktı. Özellikle de ABD tarafından eğitilip donatılan ve elli bine yakın silahlı militanı bünyesinde barındıran PYD/YPG’yi… Emperyalist ABD himayesindeki PYD/YPG, bu Ülke’nin planı doğrultusunda Suriye’nin enerji kaynakları bakımından en zengin bölgesini kontrolü ve denetimi altında tutuyor ve üniter bir Suriye’de yaşamaya razı olmuyor. Bu durum, Ülkemiz açısından sayısız riskler taşımaktadır. Ayrıca, ABD’nin bir sonraki hedefinin parçalı bir İran ve Türkiye yaratmak olduğu da gün gibi ortadadır. Bütün bunlara rağmen, PKK’nın, Öcalan’ın çağrısına uyup silahı bırakması iyi bir şeydir! Fakat pili bitmiş PKK dışındaki yapıların silah bırakmamış olmaları, ABD’nin sinsi planının tıkır tıkır işlemekte olduğunun açık bir göstergesidir. Bu durumda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne düşen, KCK yapılanmasının ve tüm silahlı ayaklarının ortadan kaldırılmasını sağlamaya dönük adımlar atmak olmalıdır. Çünkü bu yapı çökertilmediği sürece hem güney sınırımız güvende olmayacaktır hem de Ülkemizin başı belâdan kurtulmayacaktır.
Peki, nedir PKK?
PKK, Kürtçe adı Partiya Karkerên Kürdistanê (Kürdistan İşçi Partisi) olan ve KCK denilen siyasal bir hareketin Türkiye’ye karşı faaliyet gösteren silahlı bir kolu olup, Avrupa Birliği ve ABD tarafından terör örgütü olarak kabul edilmektedir.
Peki, KCK nedir?
KCK, Kürtçe adı Koma Civakên Kürdistanê (Kürdüstan Topluluklar Birliği) olan, şiddet ve isyan temelli siyasal bir hareket olup, asıl amacı Türkiye, Suriye, Irak ve İran coğrafyasında yaşayan bütün Kürtler’i bir araya getirip, bağımsız bir Kürt devleti kurmaktır. Bu yüzden de çatısı altında PKK, PYD/YPG, PJAK ve PÇDK olmak üzere dört ayrı silahlı yapıyı barındırmaktadır. Bu yapıların her biri de ayrı bir ülke coğrafyasında (PKK Türkiye’de, PYD/YPG Suriye’de, PJAK İran’da, PÇDK ise Irak’ta) aynı amaç için eş zamanlı olarak faaliyet göstermektedir. Irak coğrafyasında yaşayan Kürtler, Kürt Bölgesel Yönetimi adı altında özerk bir statüye kavuştuğundan, Kürtçe adı Partî Çateserî Dîmukratî Kürdistan (Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi) olan PÇDK, faaliyetini Kürt Bölgesel Yönetimi içinde ve şimdilik siyasal düzlemde sürdürmektedir. Suriye’de faaliyet gösteren ve Kürtçe adı Partiya Yekîtiya Demokrat olan PYD (Demokratik Birlik Partisi) çatısı altındaki YPG’nin (Yekîneyên Parastina Gel’in) ve İran’da faaliyet gösteren ve Kürtçe adı Partiya Jiyana Azad a Kürdistanê (Kürdistan Özgür Yaşam Partisi) olan PJAK’ın ise silah bırakacağına dair en küçük bir emare yoktur. Böyle bir emare olmadığı gibi, Terörist Elebaşı tarafından bunlara yapılmış herhangi bir çağrı da yoktur. Oysa ki, bütün bu örgütlerin çatı örgütü konumundaki örgüt KCK’dır ve bu Örgüt’ün tepesindeki zat da bizzat İmralı’daki bebek katili Öcalan’dır.
Öcalan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile baş edemeyeceğini anlayıp, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Suriye’deki PYD/YPG’nin varlığını kalıcı kılmak isteyen ABD’nin planına uyarak, PKK’ya silah bırakma çağrısı yapmak zorunda kaldı. Bu planın hayata geçmesi için de çatı örgütü durumundaki KCK’yı ve diğer bağlılarını kapsam dışında bıraktı. Özellikle de ABD tarafından eğitilip donatılan ve elli bine yakın silahlı militanı bünyesinde barındıran PYD/YPG’yi… Emperyalist ABD himayesindeki PYD/YPG, bu Ülke’nin planı doğrultusunda Suriye’nin enerji kaynakları bakımından en zengin bölgesini kontrolü ve denetimi altında tutuyor ve üniter bir Suriye’de yaşamaya razı olmuyor. Bu durum, Ülkemiz açısından sayısız riskler taşımaktadır. Ayrıca, ABD’nin bir sonraki hedefinin parçalı bir İran ve Türkiye yaratmak olduğu da gün gibi ortadadır. Bütün bunlara rağmen, PKK’nın, Öcalan’ın çağrısına uyup silahı bırakması iyi bir şeydir! Fakat pili bitmiş PKK dışındaki yapıların silah bırakmamış olmaları, ABD’nin sinsi planının tıkır tıkır işlemekte olduğunun açık bir göstergesidir. Bu durumda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne düşen, KCK yapılanmasının ve tüm silahlı ayaklarının ortadan kaldırılmasını sağlamaya dönük adımlar atmak olmalıdır. Çünkü bu yapı çökertilmediği sürece hem güney sınırımız güvende olmayacaktır hem de Ülkemizin başı belâdan kurtulmayacaktır.
Özlü sözlerim
“Değer üretmeyen toplumlar değersizleşirler.”
Değer üretebilen ve ürettikleriyle insanlık aleminde kıymet gören bir toplum olmamız umut ve dileğimle…
“Taasubun pençesine düşüp de iflah olmuş hiçbir millet yoktur.”