Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

ADD KURUCU ÜYESİ Prof. Dr. Mustafa ALTINTAŞ: YEREL BASIN VE İSMAİL KÜÇÜKKAYA -4

NASIL BİR YEREL BASIN

NASIL BİR YEREL BASIN ?

Konumuz yerel basın olduğundan, yaygın medyanın ve internet sitelerini merceğimizden uzak tutacaktır. Yerel basının, yörenin sorunları konusunda bilgilendirmede bulunması, kamuoyu oluşturma, yerel yönetim ile merkezi yönetim organlarını uyarma, onları yöre halkı adına denetlemesinin önünde, bağımsız ve özgür olmaması ilk sırayı almaktadır.
Bunun da nedeni ekonomik bağımlılığı gelmektedir.

Yaygın ve yerel gazetelerin iki gelir kaynağı bulunmaktadır. Bunlar; gazete okurlarına yapılan satış gelirleri (bayi satışları ve abonelikler) ile BİK aracılığı ile yayımlanan resmi ilan ve reklam geliridir.
İkinci kaynak, BİK tarafından dağıtımı yapılan resmi ilanlar ile, özel ilan ve reklamlardan elde edilmektedir.
Bunlara, çok sınırlı olan özel reklam ve ilanları eklediğimizde, toplam gelirler, durmaksızın artan maliyetlerin gerisinde kalmakta ve gelir-gider dengesizliği giderek katlanılamaz boyutlara varmaktadır.
Bu darboğazın artması çoğu yerel basın organlarının kapatılmasına neden olmaktadır.

Yazılı basın araçları, gazete, dergi ve benzerleri giderek okuyucu yitirmektedir. Özel ilan ve reklamlar da, dijital araçların devreye girmesi ile, giderek ortadan çekilmektedir. Kala kala, tek kaynak olarak, Basın İlan Kurumu ve Valilikler tarafından verilen resmi ilan gelirleri kalmaktadır. Bu nedenle giderek daralan gelirlere karşın, artan giderler arasındaki açık, dayanılmaz boyutlara varmış bulunmaktadır.

Yanısıra, siyasal baskılar da yerel basını cendereye almaktadır. BİK de, merkezi yönetim organlarının yada iktidar yandaşı trollerin “sayın(!) muhbir yurttaş” kimliği ile yaptıkları başvuruları, inceleme gereği duymadan yaptırıma konu kılması ve iki ay süre ile resmi ilan ve reklamlardan yoksun kılması, kan damarlarının tıkanmasına neden olmaktadır.

Bir başka ekonomik baskı, “merkezi yönetim bütçesine tabi idareler, il özel idareleri, belediyeler, köyler, kamu iktisadi teşebbüsleri, kamu hukuku tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar ile sermayesinin yarısından fazlası bu kuruluşlara ait veya bunların % 50’den fazla sermaye payı olan iştiraklerinin özel ilânları”ndan kaynaklanmaktadır. Yanısıra ekonomik güç ve siyasal güç devşiren ve kamu kaynakları ile beslenen kimi yasa dışı örgütler, kendileri ile ilgili haberlere sansür zorlamasında bulunmaktadırlar. Son zamanlarda örneklerini yaşamakta olduğumuz kimi yargı organları da, bu baskıya katkıda bulunmaktadır.

Şimdi size, sıradan bir yerel basın organının aylık katlanmakta oldukları harcamalarını göstermek isterim:
Basımevinin Kuruluş Giderleri : 2.000.000.- / 10 yılda amorti ettiğini düşünelim, bunun aylık payı : 20.000.-
Zorunlu 8 Basın Çalışanı ile
idari 2 çalışana yapılan ödeme : 200.000.-
Büro Giderleri : 100.000
Toplam Aylık Giderler : 320.000.-

Yani, bir yerel gazetenin her sabah kapısının açılması, 10.000.- TLsını gerektirmektedir. Ortalama resmi ve özel ilan ve reklam gelirleri + satış gelirinin, ayda ortalama 150.000.-, günde 5.000.- TLsı olduğunu varsaydığımızda, günlük açık 5.000.- TLsı olmaktadır.

Bu ise, mesleğin, basın etiğine ve ilkelerine uygun yapılmasını ortadan kaldırmaktadır.
Merkezi yönetim birimleri ve yerel yönetim birimleri, yanlış ve eksiklilerinde yol gösterecek özgür basını ayakta tutmak yerine, onların kalemlerini ya satın almaya yada kırmaya yönelerek, ayırdında olmayarak bindikleri dalı kesme akıl dışılığına yöneliyorlar.

İsmail Küçükkaya, çözümü halkın ve kuruluşların yerel gazeteye alıcı olmasını öneriyor.
Bundan umut görmüyorum. Öncelikle BİK, resmi ilan ve reklamlardan kimi yerel gazeteleri iki aya varan sürede yoksun kılma yetkisini giyotin gibi, siyasi nedenlerle kullanmamalı, bunun yargı kararına dayandırılması gerçekleştirilmelidir.

Cumhurbaşkanının, BİK üyelerini belirleme yetkisi yasadan çıkartılmalı, alanın karar organının oluşumunda, demokratik süreçlerden seçilen meslek mensupları ağırlıklı olmalıdır.
Statü, Anayasanın 135inci Maddesinde yer alan “Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları” benzeri olmalıdır.

BİK’nin, aracılığı ile dağıtılan ilan ve reklamlardan aldığı yüzde 15 Komisyon ile ilan ve reklamlardan alınan yüzde 20 oranındaki KDV sıfırlanmalıdır.
BİK Genel Kurul üyeliği, yüksek ücretlere konu bir yemlenme kanalı olmamalı, bu hizmet imeceye dönüştürülmelidir.

Basın kuruluşlarında zorunlu çalıştırılanların vergi yükü kaldırılmalı yada tek oranlı kılınmalıdır.

BİK Yasasında yer alan, yardımlara işlerlik kazandırılmalıdır.

Bunlar, giderleri azaltıcı önermeler.
Gelirleri artırıcı önermem ise, siyasal partilere yapılan yıllık yardımların, yerel basına da sağlanmasıdır. Siyasal partilere yapılan devlet yardımının gerekçesi, onların demokrasinin vazgeçilmez unsuru olmalarıdır.
Ve, genel seçimde aldıkları oya dayandırılmaktadır. Özgür basın, geniş anlamı ile özgür medya da, halkın egemenliğinin kullanılmasında yadsınamaz işleve sahip olup, dördüncü erk olarak nitelenmektedir.

Merkezi ve yerel yönetim bütçelerinden belirlenmiş bir oran, belirlenecek ölçütlere göre dağıtılmalıdır.
Böyle bir işleyiş sağlanırsa, merkezi ve yerel yönetim hizmetlerinin nitelikleri artarken, maliyetlerinde savurganlık önlenecektir, diye ummaktayım.
Toplum kendisi tarafından ödenen vergi, harç, ceza ve benzerlerinden ödenen merkezi ve yerel yönetim bütçesinden ayrılacak bu ödenek konusunda istemci olursa, çok özlemini çektiğimiz demokratik hukuk devletine erişebilme olanağına sahip olacaktır.
Yani basın özgürlüğünün güçlendirilmesi, medya sahipleri, basın emekçileri için olmayıp, demokratik hukuk devletinin güçlendirilmesi için gerekmektedir.

Besleme basına merkezi ve yerel yönetim bütçelerinden “susma yada bireysel övgü” karşılığı olarak yapılan musluklar kesilmelidir. Bu yöntem, halkın vergileri ile, halkın bilgilenme, halk adına denetimini tıkamaktadır ve özgür basının ağzının kapatılmasıdır.
Önermelerim, bu alanda yeniden düşünmeye yol açarsa bundan mutluluk duyacağım.