Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Nafiye BOZKURT – Kılı kırk yaran kelimeler: ‘SEPETİM BOŞ’

Bu haberin fotoğrafı yok
Çocukların gelişim döneminde başta biz aileleri olmak üzere yaşıtlarıyla iletişimi ve etkileşimi de çok önemlidir.
Bir çocuğu büyütüp topluma hazırlarken önce onu anlamak gerekir. Bazı çocuklar gerek yaşadıkları gerekse kişilik özellikleri sonucunda sosyal ortamlarda adapte olmakta zorlanıp içe dönük bireylere dönüşebilirler.
Küçük bir öyküyle bu konuya dikkat çekmek isterim.
“Sepetinizde küçük mutluluklar biriktirin çocuklar” derdi öğretmeni. “Biriktir ki yarın ihtiyacınız olduğunda kullanabilesiniz.”
Hasan, sepette mutluluk nasıl biriktirilir diye düşündü.
Babasının ani ölümünden sonra kendisini eksik hissediyordu.
Yoğun çalışan annesi Hasan’a ve kardeşine yeterli zaman ayıramıyor çoğu zaman ya çok yorgun, ya da çok sinirli oluyordu.
O akşam sebebini anlayamasa da annesinin sürekli gergin halleriyle karşılaştı Hasan. Annesinin neden bu kadar sinirli olduğunu o da bilmiyordu.
“Neden kızıyorsun anne?” dediğinde arka arkaya duyduğu cümleleri algılamakta zorluk çekti.
Fakat son cümleye takılıp kalmıştı.
“Doldu mu beynine?”
“Beynim doldu ama sepetim boş” dedi Hasan.
“Biliyor musun anne sınıftaki tek boş sepet benimki.”
Bu cevap karşısında kendine gelen anne şaşkın bir ifadeyle, “Ne sepeti Hasan?” dedikten sonra birden sakinleşti.
Hasan ağlamamak için sıktığı dişleri ile uzun süre cevap veremedi.
“Oğlum özür dilerim” dedi annesi. Hasan kendini bırakmıştı. Dakikalarca hıçkırarak ağladı. Anne şaşkın, anne üzgün ne yapacağını bilemedi…
“Hasan oğlum” diyebildi sadece.
Oysa ne kadar mülayim bir çocuktu. Hep annesine destek olmak ister, her türlü talebine gem vururdu. Okulda arkadaşlarının yanında hep mahcup olsa da bunu annesine hissettirmezdi. Ama annesi bu kadar ağır yüklememeliydi ona.
Çünkü onun sepeti boştu…
Baba sevgi yoktu, yaşanmış hatıralar yoktu, birlikte parka gideceği, birlikte bisiklete bineceği, birlikte futbol oynayacağı bir babası yoktu.
Yoktu işte hiçbir beklentisi yoktu.
Son dönemlerde annesinin yorgun ve hırçın hali de Hasan’ı tamamen kendisinden uzaklaştırmıştı.
Ertesi gün okula son derece üzgün giden Hasan’ın bu durumu öğretmeninin gözünden kaçmadı. Ama çocukları etkilememek için sessiz kalmayı tercih etti.
“Müzik dersinde öğrendiğiniz yeni şarkıyı sepetinize koyun çocuklar” dedi öğretmen. “Resim dersinin sonlarına doğru çizdiğiniz resmi de sepete ekleyin“ derken çocuklar son derece neşeliydi.
Gün bitiminde öğretmen çocuklara tek tek soruyor.
“Bugün sepetinize ne eklediniz bakalım?” Çocuklar keyifle sayıyorlardı.
Kimi renkleri eklemiş, kimi notaların huzurunu, kimi ise gülümsemeyi…
Sıra Hasan’a gelmişti. Öğretmeni; “Hasan hadi söyle bakalım senin sepetinde ne var?” dedi.
Hasan “Benim sepetim boş.” dedi.
“Benim hayatımda hüzün var, babama hasret var, annemin yorgunlukları sinirli halleri var. Çoğu zaman anneannemde kalan kardeşimin özlemi var. Bunların hiç birini sepetime almak istemiyorum.
Bu nedenle; “benim sepetim boş öğretmenim.”