Önceki yazımda TÜİK tarafından açıklanan 2022 Nisan Ayına ilişkin, ÜFE ve TÜFE’deki verileri anımsatarak, Cumhurbaşkanlığı Kabine Sistemi ucubesinin, ekonomiyi yönetemez duruma düştüğünü ve savrulmakta olduğunu anlatmaya çalışmıştım. Bu savrulmayı 2002 Kasım Seçimi sonrasındaki AKP’nin ilk hükümetinden başlatmanın öğretici olacağını düşünmekteyim.
AKP’nin, seçmen oyunun yüzde 34.28 alarak, 550 olan Milletvekilliğinin yüzde 66’sını (363 MV), TBMM’ne ikinci parti olarak giren CHP’nin seçmenin yüzde 19.39’unuz desteğine karşın, milletvekilliğinin yüzde 32.3’nü (178 MV) elde ettiği, garip bir seçimdi bu.
Seçmenin yüzde 46.33’nün desteğini alan 16 parti ise, ülke barajının yüzde 10 olması nedeniyle tek milletvekili sokamamıştı. Yüzde 10’luk ülke barajının altında kalmaları nedeniyle, DYP yüzde 9.54, MHP yüzde 8.36, Genç Parti yüzde 7.25, Demokratik Halk Partisi’nin yüzde 6.22 oy ile, Parlamentoya giremeyen bu partiler, AKP’nin tek başına iktidar olması sonucunu doğurmuştur. Yani AKP, kuruluşu sonrası katıldığı ilk seçimde, meşruiyeti tartışmalı, halkın çoğunluğunu temsil etmediği bir mutlak iktidarı ele geçirmiş oldu. Benzer meşruiyet tartışmasını, 1994 Yerel Seçimlerinde de, hem İstanbul ve Ankara için de düşünebiliriz.
2002 Milletvekili seçiminde, “Truva Atı” işlevi gören ve özellikle de YTP ile MHP’nin önünü keserek, onların parlamentoya girmesini önleyen Parti, Cem Uzan’ın Genç Partisi olmuştur.
AKP’ye bu olanağın yaratılmasında katkısı olduğunu düşündüğüm bu çakma parti, tıpkı Gülen Hareketi gibi, yol açtıkları, destek oldukları siyasal iktidarın da, ilk kurbanları olacaktır.
Zaman zaman pıtrak gibi, AKP’nin değil de, muhalefet blokunun gücünü kırma amaçlı yeni parti kuruluşlarını izliyorsunuzdur. Bunların alabilecekleri kıytırık oyların neden olabileceği sonucu, özellikle kendilerini “sol” konumda niteleyen, “muhalefete muhalefet eden) yeni partileri izleyerek değerlendirebiliriz.
AKP’nin 2002 Milletvekilleri Seçimi sonrasında kurduğu Birinci AKP Hükümeti’nin önünün açılması, yalnızca ülke barajının yüzde 10 olması değildir. DYP(Tansu Çiller) –SHP(Murat Karayalçın) Ortak Hükümetinin, çalışanların ağır bedelini ödediği 5 Nisan 1994 Ekonomik Kararlılık Kararlarının dayattığı 24 Aralık 1995’te erken seçim, AKP Kadrolarının yer aldığı RefahYol Hükümeti olarak anılacak ve 28 Haziran 1996-30 Haziran 1997 döneminde görev yapacak, 54. T.C. Hükümeti’ni doğurdu.
Araya giren 28 Şubat 1997 MGK Kararları, Başbakan Erbakan’ı görevini, ortağı Tansu Çiller’e devretme durumuna soktu. Bu değiş-tokuşu kabul etmeyen Cumhurbaşkanı Demirel, Hükümeti kurma görevini ANAP Lideri Mesut Yılmaz’a verdi. 30 Haziran 1997’de kurulan 55inci Hükümet, görevini 11.01.1999’da 56. Hükümeti kurmakla görevlendirilen Ecevit’e aktardı. Ecevit, 28.05.1999’da 57’inci Hükümeti kurdu. Bu Hükümet, görevi, 18.11.2002’ye, 58. Hükümeti kurma görevini üstlenen Abdullah Gül’e devretti. 60 ve 61. Hükümeti Recep Tayyip Erdoğan yürüttü. 1 Kasım 2015 seçimi sonrasında 62. Hükümeti Ahmet Davutoğlu, 63. ve son Cumhuriyet Hükümeti ise, Binali Yıldırım kurmuş ve Cumhurbaşkanlığı Hükümeti adı ile anılan sistem değişikliğine kadar sürdürmüştür.
(Devam Edecek)