Türkiye’nin köklü insani yardım kuruluşu Türk Kızılay’ı, her yıl toplumda dayanışma ve yardımseverlik bilincini artırmak amacıyla kutlanan Kızılay Haftası 29 Ekim – 4 Kasım tarihleri arasında yapılıyor…
Okullarda düzenlenen bilinçlendirme ve eğitim etkinlikleriyle öne çıkan bu özel hafta, Kızılay’ın insani yardımlarını tanıtmayı ve gönüllülük ruhunu yaymayı hedefliyor.
Bu süre boyunca Kızılay şubeleri, okullar, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları iş birliğiyle çeşitli etkinlikler gerçekleştirmektedir.
Kızılay Haftası, insani yardımın ve Kızılay’ın öneminin anlatıldığı etkinliklerle dikkat çekiyor.
Bu yıl Kızılay haftasında şu faaliyetler gerçekleştirilmektedir:
Milli Eğitim Bakanlığı ve Kızılay iş birliğiyle öğrenciler, Kızılay’ın tarihçesi, faaliyet alanları ve temel ilkeleri hakkında sunum ve videolarla bilgilendirilmektedir.
2025 teması: “Nesiller Değişir, Hilale Adanmış Yürekler Değişmez” olacaktır.
Okullarda kurulan Kızılay Kolu Kulüpleri, gönüllülük, yardımseverlik ve dayanışma temalı drama, yarışma ve bilgilendirme çalışmaları gerçekleştirilmektedir.
Öğrencilere ve halka yönelik temel ilk yardım ve güvenli yaşam eğitimleri verilmektedir.
Kızılay Haftası kapsamında ülke genelinde kan bağışı etkinlikleri düzenlenmektedir.
Kan bağışı kampanyaları, Kızılay’ın hayati öneme sahip sosyal sorumluluk projelerinin en önemli ayağını oluşturuyor.
Kızılay Haftası, toplumda yardımseverlik, dayanışma ve gönüllülük bilincini artırmak amacıyla her yıl olduğu gibi 2025’te de farklı yaş gruplarına ulaşmayı hedefliyor.
2025 Kızılay Haftası nedeniyle sevgili yeğenim Prof.Dr. Fatma Meriç Yilmaz ile göreve başladığı günlerde yaptığımız röportajı sizlerle paylaşmak istiyorum:
Kızılay’daki yoğun işlerine rağmen ilk söyleşiyi bize verdiği için Genel Başkan yeğenim Prof.Dr. Fatma Meriç Yılmaz’a teşekkür ediyoruz.
Soru – Cevap şeklindeki söyleşimiz şu şekildeydi:
…Gazi Mert: Türk kamuoyu, Kızılay yurt içi ve yurt dışı temsilcilikleri, gönüllü vakıf kuruluşları, Kızılay’a yardım elini uzatmak isteyen yardımsever kimseler Kızılay’ı ve sizi tanımak istiyor. Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?
…Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz: İnsanlara yardım etmek, sanırım benim en büyük çocukluk hayalimdi. Hangi meslek sizin için daha uygun testlerinde de belki bu nedenle hep sağlık alanı çıkardı. Rahmetli dedem savaş gazisi idi. Sol kolunu savaşta kaybetmiş, yaralı olarak hastaneye getirildiğinde çok kan kaybetmiş, yara yeri ileri derecede enfeksiyon kapmış; o dönemin şartlarında müdahale etsek de ölür başka hastalarla ilgilenelim denildiği noktada ismi Hamdi olan bir Doktor araya girerek hem hayatını kurtarmış, hem de oğlu gibi sahip çıkarak hayata yeniden tutunmasını sağlamış. Babamın adını bu kahraman doktordan esinlenerek “Hamdi” koymuşlar.
Bizim küçüklüğümüz bu hikayeyi dinleyerek geçti. Bir doktor, sadece dedemin değil, (geri döndüğünde hayatını memleketine yollar, kanallar, okullar, camiler yapmaya adadığı için) dedemin memleketi Bozyazı’nın, çocuklarının, torunlarının da hayatlarını değiştirmeye vesile olmuştu. Benim de çocukluk hedefim, doktor olup insanların hayatına dokunmaktı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdim. Tıbbi Biyokimya alanında ihtisas yaptım. Akademisyenlikte ilerledim. Dönem dönem idarecilik görevlerim oldu. Ama günün sonunda amfide ders de anlatsam, hastanede hastaların tanı almasına da yardımcı olsam, idarecilik de yapsam bana keyif veren dokunduğum insan hayatları oldu.
Türk Kızılay ile 2015 yılında yolum kesişti. O zamandan bu yana profesyonel görevlerim sürekli değişse de Kızılay’da yaptığım gönüllü görevim, benim en büyük enerji kaynağım oldu. Kızılay gönüllülerinin hep ifade ettiği bir gerçek var. Bir kere Kızılaycı olduğunuzda oradan kopamıyorsunuz. Ben Kızılaycılığı bir virüse benzetiyorum. Bulaştığı zaman tedavisi olmayan, asla da tedavi olmak istemediğiniz, size iyi gelen bir virüse. Kızılay’da hangi pozisyonda olduğunuzun da bir önemi yok aslında. “Kızılay Gönüllüğü” hepsinin üstünde, siz istediğiniz müddetçe devam eden en büyük kariyer Kızılay açısından.
…G.M: Türk Kızılay hepimizin güvendiği 155 yıllık bir iyilik hareketi. Ancak yapısının kamuoyunda tam olarak bilinmediğini düşünüyorum. Türk Kızılay’ın yapılanmasından bahseder misiniz?
…F.M.Y: Türk Kızılay konusunda kamuoyunda belki en yaygın olan yanlış görüş Kızılay’ın bir Devlet Kurumu olduğunun düşünülmesi. Kızılay bir Devlet Kurumu değil. Kamu bütçesinden herhangi bir pay almıyor. Kızılay, Kamu yararına çalışan bir Sivil Toplum Kuruluşu.
Kızılay’ın en üst karar alma organı Türkiye’nin dört bir yanında bulunan delegelerinden oluşan Genel Kurul yapısı. Genel kurulun hiyerarşik olarak altında bulunan Genel Başkanlık ve Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu ve Şubeler bulunuyor. Şubelerimiz Kızılay’ın kılcalları.
Ülkemizin dört bir tarafında dağılmış iyilik neferleri. Her birinin kendi delegeleri, genel kurulları ve seçimleri var.
Genel Başkan, Yönetim Kurulu üyeleri, Denetim Kurulu üyeleri ve şube başkanları seçimle göreve geliyor ve bu görevleri gönüllü olarak ifa ediyorlar, yani Kızılay’dan herhangi bir maaş almıyorlar. Kızılay’ın profesyonel çalışanları ise üç ana organizasyon içerisinde görev alıyor. Bu arkadaşlarımızın hepsi alanlarında uzman insani yardım personelleri.
Kızılay Genel Müdürlüğü: En büyük icra organıdır. 10 bine yakın personel çalışır. Genel Müdürlük yapılanması altında kurumun faaliyet gösterdiği farklı alanlarda uzmanlaşmış 11 farklı genel müdürlük bulunuyor.
Kızılay Yatırım: Küresel insani yardım sektöründeki gelişmeleri izleyerek kurmaya karar verdiğimiz bir yapı. Kızılay’ın insani operasyonlarının sürdürülebilir şekilde finanse edilebilmesini amaçlıyor.
Teftiş Kurulu: Kızılay’ın tüm operasyonları için mevzuata uygunluk incelemesini yapan iç denetim organımız. Profesyonel kademedeki kontrol-denge mekanizmasını da bu şekilde sağlıyoruz. Son olarak ifade etmekte fayda var: Bu yapılanmada biz Bağışçılarımızı ve
Gönüllülerimizi de Kızılay’ımızın ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz.
…G.M: Kızılay deyince hepimizin aklına öncelikle Afet ve Kan Hizmetleri geliyor. Kızılay faaliyetlerinden biraz daha ayrıntılı bahseder misiniz?
…F.M.Y: Türk Kızılay’ın vizyonu “Herkes için esenlik ve güvenli yaşam”. Esenlik kişinin duygusal, sosyal, bilişsel, fiziksel ve psikolojik iyi oluş hali olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla Kızılay, toplumda hiçbir bireyin arkada kalmaması için herkese el uzatmayı hedefler. Kızılay hareketi bir iyilik hareketidir. İyilik, her zaman birine maddi bir yardımda bulunmak anlamına gelmez. Bir yetimin başının okşanması, yalnızlık çeken bir yaşlının elinin öpülmesi, afete, zorluklara, psikolojik güçlüklere karşı insanların elinin tutulması, daha dirençli bir toplumun inşası Türk Kızılay’ın ana amacını oluşturuyor.
Kızılay’ın amacı, her nerede görülür ise, hiçbir ayrım yapmaksızın insanın acısını önlemeye veya hafifletmeye çalışmak, insanın hayatını ve sağlığını korumak, onun kişiliğine saygı gösterilmesini sağlamak ve insanlar arasındaki karşılıklı anlayışı, dostluğu saygıyı, işbirliğini ve sürekli barışı getirmeye uğraşmak. Kızılay ihtiyaç anında dayanışmanın, ızdırap anında eşitliğin, savaşın en kızgın anında insancıllığın, tarafsızlığın ve barışın simgesi.
( ikinci bölüm devam edecek )

