BU İŞLER, TERÖRSÜZ TÜRKİYE DEMEKLE OLMAZ!

Terörsüz Türkiye amacıyla Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında bir komisyon kuruldu amma, başta Eş Başkanları olmak üzere, Dem Parti sözcüleri inatla ve ısrarla şunu söylüyorlar! “Baş müzakereci Öcalan’dır, dolayısıyla Komisyon’un doğrudan Öcalan’ı muhatap alması lazım!”

Dem Partililerin bu çıkışına (nedense?!) komisyonda yer alan siyasi partilerin hiçbirinden itiraz gelmiyor. Ne Cumhur İttifakı’nda yer alanlardan geliyor, ne de muhalefettekilerden… Oysa ki burada bir dayatma ve hatta tuzak var! Dem Parti, Öcalan’ı Kürtlerin hamisi ve meşru temsilcisi haline getirmek istiyor. Terörsüz Türkiye hedefine vatana ihanetten hüküm giymiş birine meşruiyet kazandırılarak varılamaz. Peki, nasıl mı varılır!? Demokrasimizi ve hukukumuzu evrensel norm ve standartlara kavuşturarak varılır. Kimsenin ayrıştırılıp ötekileştirilmediği ve herkesin kendini özgür ve güvende hissettiği huzurlu bir ortam yaratılarak varılır. Bu ortamı yaratacak olan da önce Meclis, sonra da Ülke’yi yönetme mevki ve sorumluluğunda olanlardır. İktidarlardır yani. Komisyon nelerin yapılması gerektiği konusunda uzlaşır, Meclis de bu hususları el birliğiyle yasalaştırıp hayata geçirir. Dem Parti’nin Öcalan’ı meşrulaştırma çaba ve gayretlerine karşı çıkmak, terörsüz Türkiye’ye karşı çıkmak değildir. Bu Ülke’nin iyiliğini ve esenliğini düşünen, isteyen ve dileyen her yurttaşımız, terörsüz Türkiye sürecine destek verir. Veriyor da zaten. Gelin görün ki, bu desteği verenlerin hiçbiri, Öcalan’ın meşru bir figür haline getirilmesini kabul etmez. Bu Ülke’nin birliğinden, bütünlüğünden ve dirliğinden, düzenliğinden yana olan Türk de kabul etmez, Kürt de kabul etmez. Birilerinin bu gerçeği Demliler’e anlatması lazım. Çünkü Dem’in gerçeklikle zerre kadar bağdaşmayan bu ısrarcı ve dayatmacı anlayışıyla terörsüz Türkiye hedefine varılamaz. Artık bu gerçeği görelim ve sürecin hüsranla sonuçlanmaması için söylenmesi gerekenleri önceden söyleyelim. Sadece söylemekle kalmayalım, yapılması gerekenleri de iş işten geçmeden yapalım. Aksi halde, bu süreçten de bir sonuç çıkmaz. Çıkar da bu sonuç istediğimiz gibi bir sonuç olmaz.