Lefter yalnızlığın büyük serüveninden dönen Ulysseus.
Metin Oktay jimnastikçi, Lefter sanatçı. Metin’den destan, Lefter’de bir roman yazılır.”
Cemal Süreya.
(FİKİR TURU adlı İnternet gazetesinden alıntı)
Netfliks adlı gösteri platformu 15 Kasım 2025 tarihinden itibaren “Lefter” adli bir biyografi çalışması filmi yayınlamaya başladı.
Bu biyografik çalışma Lefter’in 1960 yılına kadar olan yaşam öyküsünden kesitleri başarı ile izleyicilere yansıtmaktadır. Netfliks ve emeği geçenleri kutlarım.
DİN KARDEŞLERİ VAKUR VE ÖZGÜR
Her ikisi de Hıristiyan dini mensubu vatandaşlarımızdı.
Doğum tarihleri arasında sadece üç yıl vardı.
Babaları tren makinisti diğeri balıkçı idi.
Atletizm’de milli olanın adı Viktor (Vakur), Futbolda milli olan diğerinin adı Elefterios (Özgür) kısaca Lefter idi.
Onları bir araya getiren spor “Futbol” idi. Viktor ağabey İstanbul’da Galatasaray’ın önemli transfer ücreti teklifine rağmen İstanbulspor’da oynarken, Lefter ise Taksimspor kulübünde herhalde Viktor’la aynı sahayı paylaşıyorlardı.(1941-1943)
Herhalde bu iki takım oyuncu futbol oynadıkları dönemlerde ağabey-kardeş olarak birbirleri ile tanışmış ve bazı maçlarda karşı karşıya gelmiş birbirlerine faul bile yapmışlar sonra “Özür” dilemeyi başarmışlardı.
BAŞARILARDAN BAŞARILARA UZANAN BİRER ÖYKÜ
Viktor, başarılı bir Tıp doktoru olma yolunda hızla ilerleyip, Türkiye’nin doğusunda Sarıkamış’ta Askeri doktorluğu sürecinde o bölge halkına hizmet verirken ,Lefter Diyarbakır’da 4 yıl süren askerlik hizmetini müteakip artık Fenerbahçe’de ve sonradan bir yıllığına İtalya’nın Fiorentino takımında top koşturmaktadır.
1963 yılında 50.kez Türk Milli takım formasını giyecek olan Lefter ,büyük bir azim ve sorumlulukla Türk futbol yaşamına tarihi bir misyon kazandırmaktadır.
Viktor, askerlik hizmetini 1964 yılında tamamladıktan sonra Mersin’de açtığı muayenehanede tıbbi bilgisi ve kararları ve önerileri Mersin ve çevresinde yaşayanların dikkatini çekmiş ve büyük bir ilgi ile muayenehanesi hasta ve yakınları ile dolup taşmıştı. Dr Viktor Venüs belirli süreçlerde ve durumlarda “ücretsiz” hasta bakımı ve tedavisi ile halkın sevgi ve saygısını kazanmıştır.
Lefter Küçükandonyadis Fenerba hçe’de “kaptan” olarak top sürer ve gol kralı olurken 17 yıl giyeceği Fenerbahçe forması ile 400 ün üzerinde gol atarak efsaneleşmiş ve golcülüğünden ötürü “Ver Leftere yaz deftere” sloganı onun için yaygın olarak kullanılmaya başlanmış, yetmemiş ustalığından, sihirli çalımlarından ötürü “Ordinaryüs” sıfatıyla anılmaya başlanmıştır.
Viktor Venüs, hekimlik yaşamının yanısıra Mersin’de futbol hakemliği, futbol hakemliği, hocalığı, gençlerle atletizm çalışmaları yaparken çevresindeki insanların teşvik ve ısrarı ile Demokrat Parti’den siyasete girmiş ve 1963 yılında 9 ay Mersin Belediye Başkanlığına vekalet etmiş ve böylece Türkiye’nin ilk Hıristiyan Belediye Başkanı olmuştur.
YİRMİ YIL SONRAKİ KUCAKLAŞMA
1964 yılına gelindiğinde Lefter, Fenerbahçe’de futbola veda etmiş ve teknik direktörlük mesleğine ilk adımlarını “Egaleo” takımında atmaya başlamıştır.
Dr. Viktor Venüs 1966 yılında Mersin İdman Yurdu yönetiminde Genel Kaptan olarak görevini sürdürürken takımını daha başarılı mevkilere ulaştırmanın bir yolunu aramaktadır. İstanbul’da öğrenciliği sırasında Taksimspor’dan tanıştığı Lefter Küçükandonyadis’le bu arayışın istişarelerini yapma kararı alır ve İstanbul’a gider. Yirmi yıl sonra iki sporcunun kucaklaşma zamanıdır.
Lefter, Mersin İdman Yurdu yönetiminin gücü ve Mersin’lilerin takımlarına olan desteğine dair gerçek bilgileri Genel Kaptan Viktor Venüs’ten öğrendikten sonra Mersin Çukurova İdman Yurdu Teknik Direktörlüğünü kabul eder.
Bu mutabakatın maddi karşılığı olarak 36.000 TL’yi (1965) kişisel olarak Lefter’e öder ve el sıkışırlar.
Böylece Lefter’in Mersin Çukurova İdman Yurdu teknik direktörlüğüne başlama öyküsünün ilk başlığı atılmıştır.
Lefter ,Mersin’de ailenin Mersin İdman Yurdu’nun efsane forvetlerinden Roni ile ileriki yıllarda başarılı bir iş adamı olarak Mersin İdman Yurdu Yönetim Kurulu Başkanlığı yapacak Remon ve Mersin ve Türkiye’ye değerli tenisçi gençler kazandırmış Rober Kumdereli ailesinin annesi Madam Mary’nin pansiyonunda huzurlu bir ev ortamında yaşamaya başlamıştır.
Lefter’in ibadetlerini gerçekleştireceği Ortodoks kilisesi Cumhuriyet meydanında ve pansiyondan yürüyüş mesafesindedir.
Yardımcı antrenör ve futbolu olarak Galatasaray takımından arkadaşı Kadri Aytaç takım kaptanı olarak ve yine dönemin usta futbolcularından GS’lı Tarik Çukurova Mersin İdman Yurdu futbol takımında yer almaktadır.
1966-1967 sezonunda 2.ligde mücadele eden Mersin İdman Yurdu takımının başında “Lefter” vardı ve Yönetim Kurulu Genel Kaptanı ise ağabeyi “Viktor Venüs ” idi.
Mersin İdman Yurdu 1967 sezonunda Osman Arpacıoğlu’nun attığı 23 golle şampiyon olarak ilk kez 1,Lige yükselir. Dr. Viktor Venüs’ün hayalleri gerçek olmuştur.
1967 yılı Türkiye Başbakanlık Kupası Ankara’da Mersin İdman Yurdu’na verilmiştir.
BİR BIÇAK YARASININ EBEDİ HÜZNÜ
Mersin’de Ordinaryüs Lefter’in hiç ilgisi olmadığı sonradan anlaşılan bir sebebe bağlı olarak Mersin’de lokantacı F.Ö. adlı bir fanatik Mersin İdman Yurdu’lu acemi külhanbeyi bir genç, Lefter’i caddede yalnız dolaşırken bacağından birkaç bıçak darbesi ile yaralayıp kaçar. Sonra yakalanır ve tutuklanır.
Olay Mersin’de nefretle karşılanır. Lefter’in o yüzlerce gol atmış Milli bacaklarındaki talihsiz bıçak yaraları tedavi edilir.
Tedavisi bittikten sonra Mersin İdman Yurdu teknik direktörlük koltuğuna yeniden oturan Hıristiyan Ortodosk Lefter’i Mersin Tevfik Sırrı Gür Stadı’ndaki binlerce Mersinli adeta kent adına özür dilercesine ayakta alkışlar ve yine bağırırlar eskisi gibi, “Ver Lefter’e yaz defter’e”.
Ordinaryüs Lefter’i Mersin’e kazandırmış Hıristiyan Katolik Doktor Viktor Venüs stadyumun bir köşesinde gözyaşlarını silmektedir.
Lefter Mersin’lilere yine iki kolu ile, ayağı sekerek teşekkür selamını verir ama artık Mersin’e onun son selamıdır.
Kısa süre sonra biten anlaşması sonrası Mersin kamuoyunun büyük isteğine ve Çukurova İdman Yurdu yönetimindeki Karamehmet ailesinin fevkalade bedel önerilerine rağmen Ordinaryüs Lefter Mersin’i ve sevdiklerini terk etme kararı alır.
Mersin’e hiç dönmemesine!
Herhalde Mersin’e küsmüştür.
Bu küskünlük onun Türk futboluna büyük emekleri geçmiş, dünyanın en güzel golleri ile ağları havalandırmış bacaklarını koruma içgüdüsüne bağlı olabilir belki de.
TÜRK BAYRAĞINA SARILI HİRİSİTİYAN VATANDAŞLAR TABUTLARI
Doktor Viktor Venüs Ocak aylarından bir gün 91 yaşında iken 2010 yılında Ordinaryüs Lefter Küçükandonyadis ise iki yıl sonra yine Ocak aylarından bir gün 87 yaşında hayata veda eder.
Her iki Milli sporcunun Türk bayrağına sarılmış tabutları son dualarını yapılmak üzere İstanbul Heybeliada Ortodoks ve Mersin Katolik kiliselerine omuzlar üzerine taşınır ve o kent mezarlıklarda toprağa verilir.
Fenerbahçe kulübü Lefter’in heykelini diker.
Ordinaryüs Lefter’i şahsi ödemeleri ile Mersin’e kazandıran Milli Atlet ve Mersin’in ilk ve son Hıristiyan Belediye Başkanı Dr. Viktor Venüs’ün isminin doğduğu sokağa isminin verilmesi elbet bir gün gerçekleşecektir.
Ruhları Şad olsun…

