Reenkarnasyon lügatte tenasüh, ölümden sonra ruhun bir bedenden başka bir bedene, kimi kez de insandan hayvana, hayvandan insana geçmesi, ruh göçü manalarına gelmektedir.
Reenkarnasyon, tekrar bedenlenme manasına gelmektedir.
Günümüzde daha çok ruhçu akımlar tarafından desteklenen bu batıl iddiaya göre, ruhen tekâmül etmemiş ve olgunluğa ulaşamamış ruhlar, tekâmül edinceye kadar tekrar tekrar dünyaya geleceklerdir. Bu anlayış Hint dinlerinde görülen ve eski bir hurafe olan tenasüh inancının çağdaş kılıflar içinde sunulmuş yeni bir şeklidir.
Türkiye’de reenkarnasyonu savunan bazı kimseler, Tevrat ve İncil’in bir takım ayetlerini reenkarnasyon teorisine uygun düşecek bir tarzda yorumlamalarından etkilenerek, Kur’an’dan bu konuya uygun bir şekilde tevil edebilecekleri ayetler arayarak, bu ayetleri gerçek manalarıyla hiç ilgisi olmayan tuhaf tevillerle kendi görüşleri istikametinde yorumlamaya çalışmışlardır.
Geçmişte, tenâsüh için yapılan benzer çabalar da onlar için ayrı bir dayanak noktası olmuştur.
Halbuki Kur’an, reenkarnasyonu açık bir şekilde reddetmekte ve hiçbir açık kapı bırakmamaktadır.
Bu konuda apaçık âyetler ortada varken, onları görmezlikten gelerek başka âyetlerden zorlamalı yorumlarla bu teoriye destek aranması yanlış bir yaklaşımdır.
Kur’ân-ı Kerîm’de, yeniden diriltmenin kıyamet günü olacağı, bu diriltmenin bir defaya mahsus olduğu ve ölümden sonra tekrar dünyaya dönüşün asla mümkün olmayacağı konuları hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kadar açık bir şekilde dile getirilmiştir.
Evet…
Reenkarnasyon; Ruhun ölümden sonra farklı bedenlerde tekrar dünyaya dönmesi anlamına geliyor…
Reenkarnasyon veya Ruh göçü; ya da tekrar doğuş Ruhun sürekli olarak tekrar bedenlendiğine inanan spiritüalistlerin bu olaya verdiği isimdir.
Bu konu Hıristiyanlıkta ciddi şekilde tartışılmaya devam eden bir konudur.
Ölen kişinin ruhu başkasının bedenine geçer mi?
Geçenlerde bir televizyon programında insanların ölen bedenleri toprağa konduktan aylar-yıllar sonra aynı insanın ruhunun başka bedenlere geçtiğine dair örnekler verilmiş…
Ben bu programı izlemedim.
Ruhların bir bedenden çıkıp başka bedene girmesi (İncarnation- Reincarnation) inancına dinimizde Tenasüh denmektedir.
Bu batıl (asılsız) bir inanıştır.
Ruhların bedenden bedene geçtiğine inanmak insanı dinden çıkarır, imanın yok olmasına sebep olur.
Tenasüh inancı eski Hint ve eski Mısır kültürlerinde, Buda ve Brahma dinlerinde, Yunan felsefesinde, Yahudilik ve Hıristiyanlıkta göze çarpmakta ve günümüzde ülkemizde bazı kişiler tarafından ortaya atılmaktadır.
Eski Mısırlılara göre ruh bedenine girer ve daha sonra bir insanın bedeniyle yeniden doğar.
Yunan filozoflarından Pherecyds, insanın ruhunun başkasına geçtiğine inanan ve yayan ilk kişidir.
Sokrates ve Eflatun’da Tenasuh’a İnanan filozoftur.
Yahudilikte tenasüh inancı Karailer’de görülmekteyse de Yahudilikte pek çok ilim adamı insanın ruhunun bir başka insana geçtiği düşüncesini benimsemektedirler.
Hıristiyanlıkta Origene ruhların bir başkasına geçtiğine inanmaktaysa da Hıristiyan kelam bilimcilerinden Saint Augustinus bu inançla mücadele etmiştir.
1274’de Lion’da ve 1439’da Fioransa’da yapılan dini kongrelerde tenasüh reddedilmiş ve insanın ölümünden sonra ruhların ya Cennet’e ya Cehenneme ya da ikisi arasında bulunduğuna inanılan “Berzah”ta kalacağı kararına varılmıştır.
Müslümanlıkta geçmiş dönemlerde “Gulat Fırkaları” adı verilen bir grup ile “Mutezile Ricali” denilen bir grup Tenasüh inancını benimsemişlerdir.
Tenasüh düşüncesi İslam tasavvuf dünyasında da pek çok taraftar bulmasına rağmen İmam-ı Gazali, İbni Sina, İmam-ı Fahreddin-i Razi gibi İslam bilginleri Ruhların insanın ölümünden sonra başkasının ruhuna geçmesinin mümkün olmadığını çeşitli örneklerle izah etmişlerdir.
Bizim ruhlarımız daha önce yaşayıp ölen herhangi bir insanın ruhu değildir ve bizim ruhlarımız ölümümüzden sonra başkasının ruhu olarak ortaya çıkmayacaktır.
Hoşça kalınız.

