Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

EĞİTİMDE LEGALİTE KRİZİ: KAYIT DIŞI KURSLAR VE DİJİTAL TUZAKLAR

Dijital eğitim çağında büyük bir tehlike sessizce büyüyor. MEB onayı olmadan faaliyet gösteren kurslar ve denetimsiz dijital platformlar, hem öğrencilerin hem de velilerin güvenliğini tehdit ediyor. Eğitimde legalite açığı, sistemin en kırılgan noktası haline geldi.

Dijital eğitim çağında büyük bir tehlike sessizce büyüyor. MEB onayı

Eğitim dünyası, son on yılda adeta dijital bir devrim yaşadı. Artık dersler ekranlarda, öğretmenler sanal sınıflarda. Bu dönüşümün birçok olumlu yanı var; erişim kolaylaştı, zaman ve mekân engeli ortadan kalktı.

Ancak aynı zamanda ciddi bir tehlike de ortaya çıktı: legalite sorunu.

Özellikle özel öğretim kurumlarıyla aynı alanda faaliyet gösteren kayıt dışı kurslar ve dijital platformlar, eğitim sisteminin güvenilirliğini zedeliyor. Bugün internette “sınav kampı”, “online kurs”, “sertifikalı eğitim” gibi ifadeleri aradığınızda, karşınıza yüzlerce platform çıkıyor. Ancak bu platformların çoğunun MEB izni yok; ne müfredatları denetleniyor ne de eğitmen yeterlilikleri kontrol ediliyor.

Resmî özel öğretim kurumları ise ağır denetimlerden geçiyor, vergi ödüyor, öğretmenlerini sigortalıyor, güvenlik standartlarına uyuyor. Buna karşın, kayıt dışı yapılar hiçbir yükümlülük taşımadan aynı öğrenci kitlesine ulaşabiliyor.

Sonuç: adaletsiz rekabet ve kalite erozyonu.

Veliler için durum daha da çetrefilli. Sosyal medyada paylaşılan cazip reklamlar, “garanti sonuç” veya “birebir başarı” vaatleriyle öğrencilere ulaşıyor. Oysa bu platformların büyük kısmı yasal olarak eğitim kurumu bile değil. Verilen belgelerin çoğu geçersiz, alınan ücretlerin ise yasal güvencesi yok.

Bu noktada mesele yalnızca hukuki değil, etik bir sorumluluk meselesine dönüşüyor. Eğitim, ticari kazançtan öte bir kamusal değerdir. Bu değerin korunması, hem devlete hem de topluma düşen ortak bir görevdir.

Ne Yapılmalı?

Artık “dijital eğitim yasası” şart.

MEB’in, özel öğretim kurumları yönetmeliğini dijital ortamları kapsayacak şekilde genişletmesi gerekiyor. Online ders veren her platformun belirli standartları karşılaması, eğitmenlerin pedagojik yeterliliğinin belgelenmesi, öğrenci verilerinin korunması ve sertifika sistemlerinin denetime tabi tutulması elzem hale geldi.

Ayrıca velilerin de daha bilinçli olması gerekiyor. “Ucuz eğitim” bazen pahalı bir hatadır. Çünkü kayıt dışı bir platforma yatırılan her para, aslında çocuğun eğitim güvencesinden feragat etmektir.

Eğitimde legalite krizi, göz ardı edilirse sistemin güvenilirliğini sarsar. Dijitalleşme kaçınılmazdır; ancak denetimden uzak bir dijitalleşme, fırsat eşitliğini değil, kaosu getirir.

Eğitimin geleceğini korumak istiyorsak, önce onun yasal temelini sağlamlaştırmalıyız.

 

Yazar Hakkında:

Muhammet Doldur, eğitim politikaları ve toplumsal dönüşüm üzerine yazılar kaleme alan bir köşe yazarıdır. Uzun yıllardır eğitim sistemindeki yapısal sorunları, fırsat eşitliğini ve dijitalleşmenin etkilerini yakından takip etmektedir.