Gazi Meclis, TBMM’nin 28. Dönem 4. Yasama Yılı açılışı bir skandala sahne olmuştur.
Birlik beraberliğe en çok muhtaç olduğumuz bu günlerde ana muhalefet partisi meclisin açılışını protesto ederek açılışa katılmamıştır.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç “TBMM milli iradenin tecelligahıdır. CHP’nin Meclis’e katılmaması millete saygısızlıktır. Milletvekillerine saygısızlıktır.’’ demiştir.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’nin 28. Dönem 4. Yasama Yılı açılışı dolayısıyla Genel Kurula hitap etmiş, tarihi konuşmada birlik ve beraberlik mesajı vererek özetle şunları söylemiştir:
“Halkın doğrudan oylarıyla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olarak, ben de bu kürsüde, yani milletin kürsüsünde, sizinle aynı heyecаnı tadıyor; sizlerin gururuna ortak olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum.
Meclisimizin yeni yasama yılının milletvekillerimiz, ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
… Asıl olan vatandaşı olmaktan şeref duyduğumuz Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet mesut, muvaffak ve muzaffer kılabilmektir.
Asıl olan, Türkiye Yüzyılı hedeflerimizi kuvveden fiile çıkarmak için canla başla çalışmak, gecesini gündüzüne katabilmektir. Bu mücadele, iktidar ve ittifak olarak sadece bizim görevimiz değildir. Şu anda Yüce Meclis’in Genel Kurul salonunda milletimizin tensipleriyle bulunan her bir milletvekilimizin de asli vazifesidir.
… Büyük ve güçlü Türkiye ülküsüne giden yolda, hepimiz biriz, beraberiz.
Milletimizin hak ve hukukunun savunulmasında, hepimiz biriz, beraberiz.
Uğruna nice bedeller ödediğimiz demokrasimizin yüceltilmesinde, hepimiz biriz, beraberiz.
Vatanımız, bayrağımız, mukaddes değerlerimizle birlikte özellikle Cumhuriyetimizin muhafaza ve müdafaasında aynı şekilde hepimiz biriz, beraberiz.
…İstiklal Harbi’nin en zor günlerinde, en kritik kararlar istikbal mücadelemizin karargâhı olarak hayati görev üstlenen bu çatı altında alınmıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Gazi bir meclistir.
Burası, ‘Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir’ düsturuyla, milli iradenin tecelligahı olmuştur.
Yüce Meclis, Türkiye’nin toplumsal tabanı en geniş istişare mekanizması olarak aynı zamanda demokrasimizin merkez üssüdür.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Millî Mücadele’yi zaferle taçlandırarak milletimizi bağımsızlığına kavuştururken, 105 sene boyunca da kalkınma ve demokratikleşme mücadelemizin mihmandarlığını yürütmüştür.
… 15 Temmuz gecesi, savaş uçaklarının sonik patlamalarına ve tepesine yağan bombalara rağmen milletin emanetine korkusuzca sahip çıkan Meclisimiz, ikinci defa gazilikle müşerref olmuştur.
İstiklal Harbi’nde yedi düvele direnerek tarihe geçen bu yüce çatı, tam da kendisine yakışır bir cesaretle 15 Temmuz darbe girişimini püskürterek, adını dünya parlamentoları içinde müstesna bir yere onurla yazdırmıştır.
Bugün, burada, milleti temsil görevini şanla, şerefle, büyük bir mesuliyet duygusuyla yerine getiren tüm milletvekillerimizin, 15 Temmuz ruhunu her daim ihya edeceklerine inancım sonsuzdur.
…İsrail yönetiminin Gazze’de ve Filistin’in diğer bölgelerinde iki yıldır sürdürdüğü soykırıma, bölgede estirdiği devlet terörüne en güçlü tepki 86 milyon vatandaşımızın temsil edildiği bu koltuklardan yükseldi.
Gazze’deki toplu kıyıma karşı sergilediği tavizsiz tavırla milletimizin vicdanına tercüman olan Meclisimiz, yayımladığı 7 ortak bildiriyle farkını ortaya koymuştur.
Özellikle Genel Kurul tarafından 29 Ağustos’ta kabul edilen ‘İsrail’in Filistin Halkına Yaptığı Soykırım Hakkında Tezkere’, zulme göz yumanlar ve gaflet çukurunda boğulanlar için çok güçlü bir mesaj teşkil etmiştir.
Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu bünyesindeki çalışmalar da Gazze ve Filistin diplomasisi bağlamında Meclisimizin bir diğer başarısıdır.
Bu yüce çatı Gazze sınavını tarihimize ve milli seciyemize yaraşır biçimde tam ve eksiksiz şekilde, iftiharla vermiştir. Filistinli mazlumlarla dayanışma sergileyen siyasi partilerimize ve değerli milletvekillerimize kalpten teşekkür ediyorum. Rabb’im hepinizden razı olsun.
…Dünyanın en modern silahlarıyla topraklarına saldıran işgal kuvvetlerine kahramanca direnen Gazze’nin yiğit evlatlarını asla yalnız bırakmadık.
Gazze’ye 102 bin tonu aşan insani yardım ulaştırarak, İsrail ile ticareti 1,5 yıl önce tamamen keserek, Uluslararası Adalet Divanı’nda açılan soykırım davasına müdahil olarak ve daha nice diplomatik, hukuki, ekonomik adımla Gazzelilerin yanında dimdik durduk.
…Ancak buna rağmen ülkemizin ve hükümetimizin, bu konuda sicili hiç de parlak olmayan çevrelerden gelen haksız ve hadsiz eleştirilere maruz kaldığını görüyor, bundan dolayı büyük üzüntü duyuyoruz.
…Nasıl ki 14 yıllık karanlığın ardından Suriye’nin özgürlüğüne kavuştuğunu görmeyi Rabb’im bizlere nasip ettiyse inşallah nehirden denize, barışın, huzurun ve güvenliğin hakim olduğu güzel günleri de göreceğimize tüm kalbimle inanıyorum.
Bu vesileyle, engin siyasi tecrübesi birikimi ve dirayetiyle Terörsüz Türkiye idealimizin mimarlarından olan Sayın Devlet Bahçeli’ye bir kez de huzurlarınızda ülkem ve milletim adına teşekkürlerimi ifade ediyorum.
…Sürecin son derece hassas olduğunun farkındayız. Ancak en başından itibaren olumlu bakıyoruz, olumlu bakmak için çaba sarf ediyoruz.
… Türkiye Cumhuriyeti devleti, hiçbir dünyevi güç karşısında diz çökmez, boyun eğmez, taviz vermez ve egemenliğini asla pazarlık konusu yapmaz.
…Şehitlerimizin muhterem aileleri ve gazilerimiz bilsinler ki onların aziz hatıralarına gölge düşürecek hiçbir adımın atılmasına ne hükümet olarak biz ne Cumhur İttifakı’ndaki ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi ne de bu yüce Meclis müsaade edecektir.
Hedefimiz, terörün bitmesi, kardeşliğin kuvvetlendirilmesidir. Adımlarımızı sadece ve sadece bu hedefe yönelik atıyoruz. Terörsüz Türkiye idealimizin en önemli merkezi, hiç kuşku yok ki burası, yani Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.
Meclis çatısı altında, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, siyasi partilerimizin kahir ekseriyetinin temsilcileriyle çalışmalarına başlamış, șu ana kadar da 12 toplantı yapmıştır. Komisyon, çalışmalarını tamamladığında, şüphesiz elimizde çok önemli doneler olacaktır.
… Sınırlarımızın ötesindeki Kürt kardeşlerimizin, birtakım terör örgütlerinin baskılarıyla, Türk, Kürt, Arap, genel olarak Müslüman düşmanı birtakım ülke ve odaklar tarafından istismar edilmesine asla rıza göstermeyiz.
… Bu ilkeli tavrımız, Kürt kardeşlerimiz dahil Suriye halkının aleyhine değil, tam tersine onların lehinedir, bölgemizi terör belasından kurtarmaya dönük bir tavırdır. Tekrar altını çizerek söylüyorum, Türk, Kürt, Arap, Sünni, Şii, Alevi, Nusayri… Etnik köken, dil, mezhep ayrımı yapmadan hepimiz ortak bir geleceğin yolcularıyız. Bu yolculukta bizim ezeli ve ebedi kardeşliğimiz, evelallah her türlü engeli aşacak kudrettedir.
… Biz birbirimize bir duvarın tuğlaları gibi kenetlendiğimizde bölgedeki sıkıntılar tek tek çözülecek, bölge kalıcı barış ve huzura kavuşacaktır. Aramıza simsarların girmesine göz yumduğumuzda ise coğrafyamızda kan, gözyaşı, çatışma, zulüm eksik olmayacaktır.
Nasıl ki Türk, Kürt, Arap Sultan Alparslan’ın, Selahattin Eyyubi’nin, Sultan Fatih’in ordusunda omuz omuza verip zaferler kazandıysa, nasıl ki Çanakkale’de Türk, Kürt, Arap birlikte İslam toprağını kahramanca savunduysa inşallah yarın da ebediyen de Türk, Kürt, Arap ittifakı coğrafyanın barışını, huzurunu, kalkınmasını, refahını birlikte temin ve tahkim edecektir. ‘’
Cumhurbaşkanımızın birlik ve beraberlik üzerine yaptığı tarihi konuşma TBMM’nin açılış programına damgasını vurmuştur.
Hoşça kalınız.

