İtalya sokakları, Gazze’deki savaşın trajik sonuçlarına karşı yükselen bir sesle yankılanıyor. Başbakan Giorgia Meloni’nin sağcı hükümeti, Filistin’i devlet olarak tanıma konusunda çekingen bir duruş sergilerken, İtalyan kamuoyu bu politikayla taban tabana zıt bir hassasiyet gösteriyor. Genel grevlere, gösterilere ve sivil toplumun çağrılarına bakıldığında, Gazze’deki insanlık dramı, İtalyan halkının vicdanında derin yaralar açmış gibi görünüyor.
Haber metninin de vurguladığı gibi, bu durum sadece sol görüşlü grupların değil, geleneksel olarak İsrail’e yakın duran sağ partilerin seçmenleri arasında bile bir fikir değişikliğine yol açmış durumda. Medyanın savaşın insani boyutlarını daha görünür kılması, “soykırım”, “orantısız güç kullanımı” ve “sivillerin hedef alınması” gibi kavramları İtalyanların zihnine kazımış. Artık bu, bir siyasi kutuplaşma meselesi olmaktan çıkıp, evrensel bir ahlaki sorgulamaya dönüşmüş durumda.
İspanya’nın tarihi bağlamdan gelen Filistin yanlısı duruşu, Meloni hükümetinin tutumunu daha da belirgin hale getiriyor. İtalya’nın dış politikasının bu konuda kamuoyundan uzak kalması, sadece iç siyasette gerilime neden olmakla kalmıyor, aynı zamanda AB içinde de farklılaşan bir tablo ortaya koyuyor. Macron’un Filistin’i tanıma yönündeki olası adımları ve diğer Avrupa ülkelerinin benzer hamleleri, İtalya’yı bu konuda yalnız bırakabilir.
Sonuç olarak, İtalya’daki bu protesto dalgası, hükümetin dış politika tercihleriyle halkın vicdanı arasındaki derin uçurumu gözler önüne seriyor. İtalyan halkı, Gazze’de yaşananları sadece bir haber bülteni olarak değil, aynı zamanda kendi insanlık değerlerinin bir sınavı olarak görüyor. Bu sınav, İtalya’nın gelecekteki dış politika rotasını ve uluslararası duruşunu yeniden şekillendirebilir.

