Madrid’in Filistin Tutkusu: Siyaset, Tarih ve Vicdan

Son günlerde İspanya, Filistin davasına verdiği açık ve net destekle uluslararası kamuoyunun dikkatini çekiyor. Başbakan Pedro Sanchez’in İsrail’in spor müsabakalarından men edilmesini önermesi, bisiklet yarışlarında yaşanan protestolar ve en önemlisi İspanyol halkının büyük bir kısmının Gazze’deki durumu “soykırım” olarak nitelendirmesi, bu tutumun sadece siyasi bir manevra değil, aynı zamanda köklü bir tarihsel mirasın ve derinleşen bir vicdanın yansıması olduğunu gösteriyor.

Haber metninin de vurguladığı gibi, İspanya’nın bu duruşu yeni değil. II. Dünya Savaşı sonrası General Franco’nun faşist rejimi, uluslararası izolasyonu aşmak için Arap ülkeleriyle yakınlaşma yolunu seçmişti. Bu dönemde İsrail’i tanımayı reddetmesi, Franco’nun rejimine siyasi destek ve ekonomik avantajlar sağlamıştı. Her ne kadar o dönemdeki motivasyonlar bugünkülerden farklı olsa da, İspanya’nın Arap dünyasıyla kurduğu bu tarihsel bağ, bugünkü Filistin yanlısı politikasının zeminini oluşturuyor.

Bugün ise İspanya’nın Filistin tutumu, sadece tarihsel bir mirastan ibaret değil. Elbette siyasetin ve diplomasinin dengeleri gözetiliyor. Ancak temelinde, bir halkın yaşadığı acılara karşı duyulan empati ve vicdan yatıyor. İspanyol halkının yüzde 82’sinin İsrail’in Gazze’deki eylemlerini “soykırım” olarak görmesi, siyasi liderlerin de bu yönde hareket etmesi için güçlü bir kamuoyu baskısı oluşturuyor.

Öte yandan, İspanya’nın bu duruşu, diğer Avrupa ülkeleriyle olan ilişkilerinde gerilim yaratabilir. Birçok AB ülkesi, İsrail-Filistin çatışması konusunda daha temkinli ve dengeci bir politika izlemeyi tercih ederken, İspanya’nın bu kadar net bir tavır alması, Birlik içindeki görüş ayrılıklarını da görünür kılıyor.

Sonuç olarak, İspanya’nın Filistin davasına olan bağlılığı, sadece güncel siyasi gelişmelere bir tepki değil, aynı zamanda ülkenin köklü bir tarihini, diplomasi geleneğini ve halkın ortak vicdanını yansıtan karmaşık bir yapbozun parçası. Bu tutum, bölgedeki dengeleri değiştirmese de, Avrupa’daki Filistin yanlısı duruşun güçlenmesine öncülük edebilir.