Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

AB’nin Enerji İkilemi: Rusya’dan Kopuş ve Türkiye’nin Rolü

Enerji politikaları, günümüz jeopolitiğinin en önemli satranç tahtalarından biri haline

Enerji politikaları, günümüz jeopolitiğinin en önemli satranç tahtalarından biri haline geldi. Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı sonrası Avrupa Birliği’nin (AB) Moskova’ya olan enerji bağımlılığını sonlandırma kararı, bu tablodaki en kritik hamlelerden. Ancak bu hamle, sanıldığı kadar kolay değil. Görünen o ki, bir yandan Rusya’dan uzaklaşmaya çalışan AB, diğer yandan Türkiye gibi kilit ülkeler üzerinden bu bağını sürdürmek zorunda kalıyor. Bu durum, “boşluğu başkaları mı dolduracak?” sorusunu yeniden gündeme getiriyor.

Veriler Ne Söylüyor?

Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü’nün (IEEFA) verileri, bu ikilemi somut bir şekilde gözler önüne seriyor. AB, 2025’in ilk yarısında Rusya’dan boru hattıyla gaz ithalatını azaltmış olsa da, bu düşüşün yerini hızla sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) alıyor. Ancak daha da ilginci, Türkiye üzerinden gelen Rus boru hattı gazı ithalatının son yıllarda artış göstermesi. Bu, Türkiye’nin jeopolitik konumunun ve Rusya ile olan özel ilişkisinin AB’nin enerji stratejisinde ne kadar önemli bir rol oynadığını kanıtlıyor. Ankara, AB’nin Rus gaz ithalatını durdurma planını desteklemeyeceğini açıkça ifade ederek kendi yolunu çiziyor.

ABD’nin Fırsatçılığı ve AB’nin Çevresel Kaygıları

AB’nin Rusya’dan kopuşu, ABD için büyük bir fırsat kapısı aralıyor. AB-ABD ticaret anlaşması ile birlikte, ABD’den LNG ithalatının büyük ölçüde artması bekleniyor. Ancak bu durum, bazı önemli soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. IEEFA’nın baş enerji analisti Ana Maria Jaller-Makarewicz, “Avrupa’nın gaz talebi azalıyor ve piyasanın fazla hacimleri absorbe etmesi pek olası değil,” diyerek bu planın uygulanabilirliği konusunda şüphelerini dile getiriyor. Ayrıca, AB denetçileri, LNG’ye olan bağımlılığın yanı sıra çevresel etkiler konusunda da endişelerini dile getirerek, ABD’li gaz ihracatçılarına metan yönetmeliği gibi çevresel düzenlemelere uymaları için bir uyarıda bulunuyor.

Sonuç: Güvenlik, Fiyat ve Çevre Arasındaki İnce Çizgi

Avrupa Sayıştayı’ndan (ECA) Joao Leao’nun da belirttiği gibi, AB’nin yabancı gaz kaynaklarına olan bağımlılığı, arz güvenliği konusunda rehavete kapılmaya izin vermiyor. Tüketiciler, gelecekte yaşanabilecek büyük bir kıtlık durumunda fiyat garantisine sahip değil.

AB, bir yandan Rusya’ya olan bağımlılığını sonlandırmaya çalışırken, diğer yandan enerji güvenliği, fiyat istikrarı ve çevresel sürdürülebilirlik arasında bir denge kurmak zorunda. Bu karmaşık denklemde, Türkiye gibi bölgesel aktörlerin rolü giderek daha belirgin hale geliyor. AB’nin geleceği, bu enerji satrancında atacağı bir sonraki stratejik adımlara bağlı olacak.