Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Avrupa’nın Öncelikleri: Güvenlik mi, Gelecek mi?

Avrupa Birliği’nin bahar aylarında yaptığı son Eurobarometre araştırması, kıtanın nabzını

Avrupa Birliği’nin bahar aylarında yaptığı son Eurobarometre araştırması, kıtanın nabzını bir kez daha ortaya koydu. Anketin en dikkat çekici sonucu, Avrupalıların geleceğe dair kaygılarında “savunma ve güvenlik” konularının başı çekmesi oldu. Katılımcıların üçte biri, AB’nin küresel etkisini artırmak için önceliğin güvenlikte olması gerektiğini söylüyor.

Aslında bu tablo çok da şaşırtıcı değil. Ukrayna’daki savaşın hâlâ gündemde olduğu, terör tehdidinin zaman zaman Avrupa’yı yokladığı, göç dalgalarının kapıları zorladığı bir dönemde yaşıyoruz. Dolayısıyla “önce güvenlik” demek birçok Avrupalı için en temel refleks haline gelmiş durumda.

Ancak işin ilginç yanı, Avrupa içinde bakış açılarının oldukça farklı olması. Örneğin Almanya ve Fransa güvenlik derken, İtalya ve Yunanistan rekabet gücüne ve ekonomiye odaklanıyor. Orta Avrupa’daki bazı ülkelerde ise tarım ve gıda güvenliği listenin başında geliyor. Yani aslında “Avrupa’nın öncelikleri” dendiğinde tek bir manzaradan söz etmek mümkün değil. Her ülke kendi gerçekliği üzerinden AB’den beklentilerini dile getiriyor.

Benim dikkatimi çeken bir başka nokta ise, vatandaşların hâlâ hayat pahalılığını bir numaralı sorun olarak görmesi. Evet, güvenlik önemli ama evinde elektrik faturasını ödeyemeyen bir insan için savaş, top seslerinden daha çok mutfaktaki boş tencereyle hissediliyor. Bu yüzden enflasyonun yüzde 41 ile ilk sırada çıkması hiç de sürpriz değil.

Tüm bunların yanında AB’ye olan güvenin ve olumlu algının yükselmesi, bana kalırsa umut verici. Pandemi, savaş ve ekonomik sıkıntılara rağmen Avrupalıların yarısından fazlası hâlâ “AB iyi ki var” diyebiliyorsa, bu birliğin dayanıklılığının göstergesi. Elbette bu güveni kalıcı kılmak için sadece güvenlik değil, sosyal adalet, demokrasi ve yaşam kalitesi gibi değerlerin de unutulmaması gerekiyor.

Sonuçta Avrupa, farklı kaygıları olan 27 ülkeden oluşuyor. Kiminin önceliği sınırlarını korumak, kiminin ise sofraya ekmek koymak. Belki de AB’nin en büyük gücü, tam da bu çeşitliliği dengeleyebilme becerisinde gizli.