Bugün Doğa için ne yaptın?
İnsanoğlu, tarih boyunca doğanın sunduğu nimetlerden faydalanarak varlığını sürdürmüştür. Ancak bu ilişki, zamanla bir savaşa dönüşmüş ve doğa, insanın açgözlülüğüne karşı kendini savunmaya başlamıştır. Doğanın bize sunduğu her şey, aslında onun bir parçasının gerçeğini unutmamalıdır. Doğa, oksijen, su, gıda ve barınma gibi temel ihtiyaçlarımızı sağlarken;
Biz insanlar ise ona zarar vermekten geri durmamışızdır. Bu dengesizlik, sonunda doğal olarak karşılığının alınmasına yol açacaktır.
“Deniz, sizden alınanı mutlaka geri alır” sözü, bu gerçeği en iyi şekilde özetler. İnsanlar kıyıları doldurup yeni yapıları inşa ettiklerinde, deniz sessiz kalır; er geç dalgalarıyla o alanları geri alır. Doğa, kendi varlığını korumak için mücadele ederken bizlerin göz ardı ettiği gerçekleri hatırlatır. Sel felaketleri, toprak kaymaları ve iklim değişiklikleri gibi olaylar, doğanın intikamının sadece birkaç örneğidir.
Son yıllarda yaşanan betonlaşma furyası da bu durumun bir devamıdır. Ormanların imara açılması, sahil ekosistemlerinin düzensiz aktarılması ve doğal yaşam süresinin yok edilmesi; İnsanların kısa vadeli kazanç hırsıyla hareket ettiğinin açık bir göstergesidir. Ancak unutulmaması gereken şudur ki asıl olan doğayı ve doğallığı sürdürmeye devam etmektir; ama şu da yadsınmaz bir gerçektir ki sahip olan, malik olan bir gün gelir mutlaka hesap sorar. Bu hesaplaşma süreci belki de çok acı sonuçlar doğuracak felaketlerle sonuçlanacaktır.
Doğa ile barışık bir yaşam sürmek yerine onu sömürmeye devam edersek, gelecekte elimizde kalacak miraslar sadece yıkıntılar olacaktır. Oysa ki doğayı korumak ve ona saygı göstermek; hem bizim hem de gelecek nesillerin huzurlu bir yaşam sürmesi için elzemdir. Doğanın sunduğu güzellikleri koruyarak yaşamak yerine onu yok etmeye çalışmak; en büyük nankörlük olarak tarihe geçecektir.
Huzurun kaynağı olan doğa ile uyum içinde yaşamak; yalnızca bireysel değil toplumsal bir sorumluluktur. Herkesin üzerine düşen olaylar vardır: Atıkları en aza indirmek, geri dönüşüm yapmak ve doğal kaynakları kullanmak gibi basit ama etkili adımlar atılabilir. Unutmayalım ki doğa bize kucak açarken, doğada ki kardeşlerimize sırtımızı dönmemeliyiz.
Sonuç olarak, doğa bütün verdiklerini bir gün mutlaka alacak ve bir gün mutlaka geri ona döneceğiz. Bu döngüyü kırmamak ve doğayla ayrılmaz bir şekilde yaşamak için harekete geçmeliyiz. Geleceğimizin garantisi olan doğal yaşam alanlarını korumak; sadece bugünün değil yarının da sorumluluğudur. Doğa ile barışık bir yaşam sürmeniz dileğiyle…
Sizlere Gelecekte Görüşmek üzerine Meydan Okuyorum.
Orada Görüşelim…

