Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

ELİMİZDEKİ NİMETLERİN KIYMETİNİ BİLMEK…

İsrail’in Gazze’de yaptığı katliam nedeniyle açlıktan ölenlerin sayısı 10 binlerin

İsrail’in Gazze’de yaptığı katliam nedeniyle açlıktan ölenlerin sayısı 10 binlerin üzerinde…
Bunların çoğu kadın ve çocuklar…
Bugünkü sohbetimiz açlık üzerine…
Her yıl dünya ülkelerinde; “Dünya Gıda Günü” kutlanmaktadır.
Dünya Gıda Günü; Ülkemizde de her yıl Ekim ayı içinde İl ve İlçelerimizde kutlanılmaktadır..
İl ve İlçelerde yapılan programlarla Dünya Gıda Günü Kutlamaları geçmiş yıllara oranla biraz daha canlı geçmişti.
Ama nereye kadar?
Ülkemizde açlık tehlikesine karşı alınan tedbirler yeterli midir?
Her yıl dünya gıda günleri kutlanmaktadır.
Ama yine de dünya açlık tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Bu kutlamalara rağmen biz ise elimizin altındaki nimetlerin kıymetini bilmiyoruz.
Her yıl binlerce ton ekmeğin çöpe atıldığını duyuyoruz.
Dinimizde israf yasak değil midir?
Çöpe atılan ekmek israf değil midir?
Evet…
1979 yılından bu yana geçen süre içinde yapılmakta olan “Dünya Gıda Günü kutlamaları” Dünyadaki açlık tehlikesini ve yetersiz beslenme problemini henüz halledebilmiş değildir.
Yapılan istatistikler; problemin dünya çapında sanılandan daha büyük boyutlara ulaştığını göstermektedir.
Dünyada yaklaşık 500 milyon insan, açlık tehlikesiyle karşı karşıyadır.
“Gizli açlık” ve dengesiz beslenmenin etkisinde kalanların sayısı ise 1 milyara yaklaşıyor.
Bu rakam dünya nüfusunun dörtte birine eşittir.
300 milyona yakın çocuk, kötü beslenme sebebiyle gelişememiş durumdadır.
400 milyona yakın kişi guatr hastalığı, 300 milyon kişi kansızlık,100 milyon kişi kör olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Geçmişte Kuzey Afrika, Bangladeş ve Hindistan’da yüz binlerce insan dünyanın aldırmaz bakışları altında açlıktan ölmüştü.
Bugün ise Afrika’da, Suriye’de, Irakta, Bosna-Hersek gibi pek çok yerde insanlar aynı tehlikeyle karşı karşıyadır.
Ve dünya yine olaylara seyirci kalmaktadır.
Tedbir alınmazsa 2025 yılına kadar sadece Güney Asya’da 500 milyon insanın açlıktan öleceği tahmin edilmektedir.
2050 yılına kadar dünya nüfusunun 14 milyara ulaşacağı hesap edilerek karamsar tablolar şekillenmektedir.
Bu acı gerçeklere, Dünya Gıda Günü kutlamalarına rağmen dünyada ölçüsüz ve dengesiz bir gidiş hüküm sürmektedir.
Gelişmiş ülkelerin çöplüklerine atılan yiyecek maddeleri, dünyada açlıktan ölen insanların 15 katını besleyecek miktardadır.
Dünyada insanların açlıktan en çok öldüğü 1973-1974 yıllarında üretilen 1 milyar 200 milyon ton tahılın 500 milyon tonunu gelişmiş ülkeler, hayvanlarına yem olarak vermişlerdir.
Acaba biz; “Açlık” insanlığı tehdit ederken, elimizdeki nimetlerin kıymetini biliyor muyuz?
Gıda maddeleri üretimi açısından, dünyada kendi kendine yeten sayılı ülkelerden biri olduğumuz halde, ölçüsüz ve kötü kullanım sebebiyle bu imkanı yeterince değerlendiremiyoruz.
Yurdumuzda yetiştirilen meyve ve sebzenin tüketiciye ulaştırılmasına kadar ortaya çıkan kayıp; yabancı ülkelerden aldığımız dış yardıma eşittir.
Buğday ekiminde bilgisizlik sebebiyle boş yere artığımız tohum; yıllık buğday ihtiyacımızı karşılayacak kadardır.
Ülkemizde her yıl 300 bin ton kadar ekmek çöpe atılmaktadır.
Bu israfların sebep olduğu yetersiz beslenme sonucunda yurdumuzda çocuk ölüm hızı binde 250’ye kadar çıkmaktadır.
Hamile kadınların %70’İ, çocukların %15’i “Anemi” durumundadır.
Nüfusumuzun %35’i orta ve hafif kansızlık müptelasıdır.
Halbuki geleneklerimizde de, inançlarımızda da israf ve dengesizlik yasaktır.
Sağlığa zararlı her davranışı İslamiyet hoş karşılamamıştır.
Bir akarsu kenarında bulunsak bile suyu ölçülü kullanmayı emreden İslâmî incelik azı çok, çoğu bereketli kılan ölmez bir prensiptir.
Müslüman-Türk geleneğinde ekmek bir nimettir.
Bu anlayıştır ki; Türk anası, kızı, gelini sofradan artanları çöpe atmamış, değerlendirmiştir.
Yere dökülen ekmek kırıntıları, süpürge ile süpürülmemiş itina ile ayak altından kaldırılmıştır.
Yerde bulanan bir ekmek parçası, kurt-kuş yesin diye temiz bir köşeye bırakılmıştır.
İmkanı olanların, imkanı olmayanlara yardım elini uzatmaları zekat, fitre, kurban, kefaret… gibi birçok müessese ile şekillenmiştir.
“Komşusu aç iken tok uyuyan bizden değildir.” Hadis-i Şerifi, yardımlaşma konusunda cihanşümul bir yüce prensip getirmiştir.
Hicretten sonra Medine’de görülen dayanışma hamlesinin tarihte bir eşine daha rastlanmamıştı.
Devletlerin “Dünya Gıda Günü” kutlama noktasına gelmesi İslamiyet’in gösterdiği hedeftir.
Açlık insanlığı tehdit ederken, elimizdeki nimetlerin kadrini bilmiyorsak bu, yüce dinimizin hayat veren prensiplerini bilmememizdendir.
Hoşça kalınız.