Trump, Avrupa Birliği ile yaptığı son ticaret anlaşmasında, AB’nin ABD’ye 600 milyar dolar yatırım yapması gerektiğini, aksi halde yüzde 35 gümrük vergisi uygulanacağını söyledi. Bu tehdit, kulağa çok tanıdık geliyor. Çünkü Trump için müzakere; bazen rakamlarla, bazen de alttan alta gönderilen siyasi mesajlarla yürüyor.
“Angela, bu hoş bir şey değil”
Trump da buna, “Bu doğru değil, bu hoş bir şey değil Angela” diyerek tepki vermiş. Tipik bir Trump üslubu. Basit ama etkili. Kendi tabanına, “Ben ülkemin çıkarlarını savunuyorum” mesajı veren bir lider portresi çizmeye devam ediyor.
Ama burada ilginç olan şu: Trump, bu anıyı hatırlatırken aslında sadece ticaret dengesini değil, Merkel’le olan kişisel ilişkisini de gündeme taşıyor.
Merkel cephesi: Sakin, net ve bilgiyle cevap veren
Merkel ise bu tarz çıkışlara her zaman daha temkinli ve belgeli yaklaştı. 2019’da Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı açıklama, bunun en açık örneğiydi. BMW’nin en büyük fabrikasının Almanya’da değil, ABD’nin Güney Carolina eyaletinde olduğunu söyleyerek, Trump’ın “Alman arabaları bir tehdit” iddiasını doğrudan çürüttü.
Ve evet, Trump’ın Alman arabalarına özel bir ilgisi vardı. Merkel, geçtiğimiz yıl verdiği bir röportajda bile, Trump’ın “Manhattan sokaklarında bu kadar çok Alman arabası olmasına taktığını” dile getirdi. Hatta eğer Trump’ın dediği gibi yüksek vergiler gelseydi, bu arabaların şehirden silinip gideceğini bile söyledi.
İnişli çıkışlı bir ilişki
İşin ilginç yanı, Trump ilk zamanlarında Merkel’e övgüler de yağdırmıştı. Hatta 2015’te bir röportajda “O harika, çok saygıdeğer” demişti. Ama sonra bu sözlerini geri alırcasına tavırlar sergiledi. 2017’de Beyaz Saray’daki bir görüşmede Merkel’in elini sıkmayı bile reddederek onu kameralar önünde zor durumda bırakmıştı. Üstelik mülteciler konusunda da açıkça eleştirmişti.
Merkel ise anı kitabında bu anları anlatırken Trump’ı “yanlış anladığını” söyledi. Belki de gerçekten öyleydi. Ama yine de bu iki liderin yaklaşım farkı çok netti: Biri gürültüyle iş yapmayı severken, diğeri sessizce çözüm arıyordu.

