47 yıllık PKK terör örgütü silahları bıraktığını ilan etti ve 30 tane silah, Süleymaniye yakınlarındaki Casene mağarası önünde sembolik olarak bir kazanın içinde yakıldı. AKP iktidarı bu süreci -Terörsüz Türkiye- diye lanse etti.
Ancak halkımız bu süreci henüz inandırıcı bulmadı, kuşkucu bir iyimserlikle izledi. Çünkü henüz yanıt bekleyen birçok soru var.
Barış kelimesi dünyanın en tılsımlı bir kelimesidir. Çünkü insanlık tarihi boyunca hem Anadolu’da hem Dünya’da , binyıllardır insanlar birbirini çeşitli bahanelerle öldürmüş ve soykırım yapmışlar, insanlık çok büyük acılar çekmiştir.
Bu nedenle kulağa hoş gelen -Terörsüz Türkiye- lansmanının ve -Keleş kebabı- gösterisinin arkasından neler gelebileceği merakla ve kuşkuyla beklenmektedir.
SARAYLA, EMPERYALİZMİN MUTABAKATA VARDIĞI OLASI NEO-OSMANLI TASARIMI
Tüm Dünya tarafından terör örgütü olduğu resmen kabul edilmiş, örgütün kurucusu terörist başı Öcalan resmen ve meşru bir yargılama ile mahkum edilmiş durumdayken, bir önceki kabinede AKP’li İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından bizzat yürütülen operasyonlarla, PKK terör örgütü Türkiye sınırları içerisinde resmen bitmişken, AKP hükümeti tarafından -Terörsüz Türkiye – olarak pazarlanan bir süreç neden başlatıldı?
Değerli okurlarım, bundan sonra yazacaklarım tamamen benim kendi öngörülerim olup, mevcut gelişmelere, kendi çıkarımlarıma ve gözlemlerime dayanmaktadır. Hiçbir kesinleşmiş duyuma, bilgiye /belgeye dayalı değildir.
Bugünkü süreçte izlediğimiz tüm gelişmelerin ve bundan sonra Suriye’de yaşanan ve yaşanacaklar kanaatimce Trump’ın seçilmesinden sonra, RTE ile yürüttükleri gizli görüşmelerin, 16 Mart 2025 tarihinde yaptıkları, nihai mutabakatla sağlandığı kanaatindeyim.
Bu görüşmeden sonra gelişmeler hızlanmış , 18 Mart 2025 de Ekrem İmamoğlu’nun(Eİ) diplomasının iptal edilmesi, 19 Mart’ta (23 Martta CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak seçilmesinden hemen önce) tutuklanmıştır.
16 Mart 2025 tarihindeki Trump-Erdoğan telefon görüşmesinden sonra, Kanal İstanbul çalışmalarının hızlandırılması, Suriye’de Culani hükümeti devirmesi aynı mutabakat çerçevesinde olan gelişmelerdir.
ABD’nin yeni Ankara Büyükelçisi ve Suriye sorumlusu( Valisi) Tom Barrack’ın Osmanlı Millet Sistemini örnek göstermesi, yukarıda değindiğim mutabakat çerçevesinde, yapılan yeni Ortadoğu tasarımı içinde olduğunu düşünüyorum.
Bu mutabakatın paralel yürütülen ana eksenleri;
Suriye’nin bölünmesi, Kanal İstanbul projesinin yapılması, buna engel olabilecek tüm kişi ve kurumların etkisiz hale getirilmesidir.
Öngördüğüm bu tasarımın ayrıntılarını yazımın ikinci bölümünde paylaşacağım.
Not: Faşist Nikos Sampson darbesi sonrasında , Kıbrıs’ı soydaşlarımızın can güvenliğini sağlamak üzere Ecevit/Erbakan koalisyonunun gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı’nın 51. Yıldönümü kutlu olsun…

