Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

‘Kadınlar defalarca yardım istiyor, korunma talep ediyor ama duyulmuyor!’

Şırnak’ın Silopi ilçesinde aynı işyerinde çalıştığı erkek tarafından katledilen Gülizar
Şırnak’ın Silopi ilçesinde aynı işyerinde çalıştığı erkek tarafından katledilen Gülizar Yıldız, Suriye’de Alevi kadınlara dönük katliamlar ve savaşlarda kadınların hedef alınmasına dair Mersin Kadın Platformu basın açıklaması yaptı. Basın metnini platform adına okuyan MİMOZA Kadın Derneği Başkanı Çiğdem Göksoy, “Türkiye’nin dört bir yanında olduğu gibi, bir kadın daha tanıdığı bir erkek tarafından hayattan koparıldı. Bu sadece bireysel bir trajedi değil, sistematik ve politik bir cinayettir. Kadınların her gün öldürüldüğü bir ülkede, hiçbir kadın güvende değil. Gülizar Yıldız, erkek şiddeti sonucu yaşamını kaybetti. Bir kadın daha, sistemin göz göre göre yürüttüğü cezasızlık politikaları içinde öldürüldü. Gülizar’ın adı, her gün öldürülen onlarca kadının arasına yazıldı. Ama biz onu sadece bir istatistik olarak görmüyoruz. Gülizar Yıldız bir isimdir, bir yaşamdır, bir kadın mücadelesidir. Katledilişi, yalnızca bireysel bir öfkenin değil, erkek egemen sistemin sonucudur. Türkiye’de her gün en az bir kadın, çoğu zaman en yakınındaki erkek tarafından öldürülüyor. Kadınlar defalarca yardım istiyor, korunma talep ediyor ama duyulmuyor.” dedi.
“Kadın bedeni savaşın ganimeti haline getiriliyor!”
Devletin kurumsal körlüğünün, adalet sisteminin erkek lehine işleyen dili ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği kadınları ölüme ittiğini belirten Göksoy, “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen siyasi irade, kadınların yaşam hakkını yok sayıyor. 6284 sayılı yasanın uygulanmaması, kadınların adalet kapılarında sürünmesine neden oluyor. Ama şiddet yalnızca sınırlarımız içinde değil. Kadınlar yalnızca evde, sokakta, işte değil; savaş alanlarında, göç yollarında, mülteci kamplarında da öldürülüyor. Ayrıca Suriye’de savaşın başladığı günden bu yana kadınlar sistematik olarak katledildi. Tecavüze uğradığı, kaçırıldı ve zorla evlendirildi. Kadın bedeni savaşın ganimeti haline getiriliyor. Erkek egemen savaş düzeni, kadınları susturmanın ve yok etmenin aracına dönüşüyor. Mezhebi, kimliği,aidiyeti ne olursa olsun, kadınlar bu savaşın ilk hedefi oluyor. Alevi kadınlar, bu süreçte hem mezhebi kimlikleri hem de cinsiyetleri nedeniyle özel olarak hedef alındı; toplu katliamlar, kaçırmalar, işkence ve zorla alıkoymalarla yok edilmeye çalışıldılar. Kadınlara yönelik bu çok katmanlı saldırı, savaşın sadece topraklar üzerinde değil, bedenler vekimlikler üzerinde de yürütüldüğünün en açık göstergesidir.” şeklinde konuştu.
“Ses çıkaran tüm kadınlarla dayanışma içindeyiz”
Göksoy şöyle devam etti;
“IŞİD’in Ezidi kadınlara yönelik soykırımı hâlâ hafızalarımızda tazeliğini korurken, bugün hâlâ sınırlarımızın hemen ötesinde kadınlar hayatta kalabilmek için ölümle pazarlık yapıyor. Savaş, erkek şiddetinin örgütlü biçimidir. Erkeklik, sadece bireysel düzeyde değil, politik, askeri ve kültürel iktidarlar eliyle yeniden üretiliyor. Kadınlara yönelik şiddet, barış zamanında da savaş zamanında da aynı erkek egemen zihniyetin ürünüdür. Bizler biliyoruz: Silopi’de öldürülen kadınla, Rakka’da tecavüze uğrayan kadın, İdlib’de bomba altında can veren kadın, İstanbul’da sokak ortasında katledilen kadın aynı şiddetin hedefindedir. Bu şiddetin failini sadece bireylerde değil; patriyarkal devlette, militarist politikada, sessiz kalan toplumda arıyoruz. Kadınlar olarak sınır tanımıyoruz. Türkiye’de, Suriye’de, Filistin’de, İran’da ve dünyanın dört bir yanında erkek şiddetine karşı ses çıkaran tüm kadınlarla dayanışma içindeyiz. Bizler ne savaşlara, ne erkek adalete, ne de sessizliğe boyun eğeceğiz. Kadın cinayetlerine karşı susmuyoruz, itaat etmiyoruz, korkmuyoruz! Bir kişi daha eksilmeyeceğiz. Barış içinde, eşit ve özgür bir dünyayı kadın dayanışmasıyla kuracağız.”