Ülkemiz siyasi tarihinde çok önemli bir kırılma yaratan, bugün dahi sağ kesimdeki siyasetçilerin kullandığı askeri müdahalenin yıldönümüdür.
Ülkemizde bu olay ülke siyasetine nedenleri değil sonuçları üzerinden oy devşirmek, karşı tarafı darbecilikle suçlamak için hep kullanılmıştır. Öncesinde bu müdahaleyi yaratan nedenler (28-29 Nisan 1960 olayları, Menderes Hükümeti’nin tahkikat komisyonunu protesto eden gençliğe karşı sert polis müdahalesi sonucunda İstanbul Üniversitesi orman fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz‘in polis tarafından vurulması vb) üzerinde durulmamıştır. Bugün bile halkın vicdanında derin yaralar bırakan ve -çok yanlış ve talihsiz bir karar olan idamlar- kullanılarak bugün dahi etkili olan siyaset sömürüsü yapıla gelmektedir. Ancak nedenler üzerinden değil de sonuçlar üzerinden bir tartışma yanlış ve eksik yapılıyor. Siyasi tarihimiz açısından çok yanlış olan idamlar tartışılıyor, ancak 1960 anayasası ve getirdiği Çağdaş ve modern özgürlükler tartışılmıyor.
İDAMLAR TOPLUM VİCDANINDA KABUL GÖRMEMİŞTİR
General Madanoğlu önderliğinde 37 genç subaydan oluşan milli birlik Komitesi tarafından gerçekleştirilen bu askeri müdahale öncesi yaşanan gençliğin tepkisi ve bunu bastırmak için Başbakan Adnan Menderes’in talimatıyla polisin müdahalesi ve Turan Emeksiz gibi orman fakültesi öğrencisinin öldürülmesi gibi olaylar bu askeri müdahalenin zeminini yaratmıştır. Özellikle İzmir Kızılçullu Amerikan koleji mezunu Toprak ağası Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, Maliye Bakanı Hasan Polatkan’nın iddamları , Türkiye iç siyaseti üzerinde bugün bile etkileri görülen çok yanlış ve talihsiz ve asla kabul edilemez karardır . Bu karar üzerinde ABD emperyalizminin emir kulu dönemin genelkurmay başkanı (cumhurbaşkanı ) Cevdet Sunay’ın idamların olması yönünde baskısı ve etkisi bugüne dek tartışılmamıştır.
Millî birlik Komitesi üyesi Suphi Karaman’ın hatıralarından edindiğim bilgiye göre. Milli birlik Komitesi’nde(MBK) yapılan ilk oylamada, idamlar iki oy farkla onaylanmamıştır. Ancak daha sonra devreye giren Genelkurmay başkanı Cevdet Sunay’ın baskısıyla ve ABD’de eğitim gören Alparslan Türkeş gibi subayların yoğun çabalarıyla yapılan ikinci oylamada idamlar onaylanmıştır. Yıllar sonra, ABD’de etkin olan yahudi bir ailenin bir yazdığı kitapta; -Bizden aldığı hibe yardımları , az bulup daha sonra bizden daha fazla para talep eden , bu talepler Karşılanmayınca bizim sözümüzden çıkıp, Sovyetler Birliği’ne yanaşan Menderes’i cezalandırdık -mealinde açıklamasını yazdığı hatıra kitabında yayınladığını bizzat hatırlamaktayım.
Lenin ve Atatürk arasında kurulan -Emek ve Mazlum milletler ittifakını-ikinci Dünya Savaşı galibi ABD nin NATO’ya girme bedeli olarak bozulmuş, Türkiye Büyük Millet Meclisi ‘ nin onayı olmadan Kore savaşına asker gönderilmiş. 1952’den sonra NATO’ya girilerek Türkiye’nin başta TSK olmak üzere tüm milli kurumları ve politikaları ABD’nin yönetiminde olan-fullbright Komisyonu ve Seferberlik Tetkik kurulu -aracılığıyla dejenere edilmiştir.
Yakın tarihimizde bir emekli orgeneralin 1955 yılındaki gayrimüslim vatandaşlarımızın varlıklarının talan edildiği İstanbul olaylarının Seferberlik Tetkik kurulu veya kontör gerilla tarafından gerçekleştirdiğini ima eden açıklamalarına tanık olduk.
(Devamı gelecek yazıda)

