Suriye’deki Katliamlara Karşı Danışma İnisiyatifi Üyeleri Özgür Çocuk Parkı’nda ‘Suriye’deki Katliamlara Karşı’ basın açıklamasında bulundu. Açıklamaya çok sayıda kitle örgütleri katıldı. İnisiyatif adına açıklamayı okuyan Alevi Kültür Dernekleri Üyesi Özcan Damla, “Amerika tarafından 2004’de uygulamaya konulan AB’nin de desteklediği, Büyük Ortadoğu Projesi, Ortadoğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika’yı dönüştürmeyi, Orta Doğu’ da yer alan ülkelerin hepsinde petrol ve diğer enerji kaynaklarına yer altı ve yerüstü zenginliklerine sahip olmak, işletmek, küresel pazarlar açmak ve rant elde etmek için otoriteyi sağlayacak bir siyasal yapılanmanın gerçekleştirilmesini amaçlamaktadır. ABD ve AB amaçlarını yerine getirmek için Ortadoğu’daki ülkelerde selefi-cihatçı örgütlerin kurulmasını ve ülkelerin yönetimine getirilmesini sağlamışlardır. Bu örgütler büyük Ortadoğu projesinin uygulandığı ülkelerin hepsinde iç savaş yaratarak ülkeleri kan gölüne dönüştürmüş milyonlarca insanın ölmesine neden olmuştur.” dedi.
“Katliamlar soykırıma dönüştü!”
ABD ve AB tarafından Büyük Ortadoğu projesini uyguladığı Afganistan, Pakistan, Libya, Irak’ta ve halen iç savaş devam eden Filistin’de petrol ve diğer enerji kaynaklarına, yer altı ve yerüstü zenginliklere el koyduğunu ve halkı yoksulluğa, eğitimsizliğe, güvensiz bir yaşama mahkum ettiğini belirten, “Büyük Ortadoğu projesinin uygulanma sırası Suriye’ye gelince, aynı yöntemle selefi-cihatçı örgütlerinden HTŞ ülkede iktidara getirilmiş, ülkenin zengin kaynaklarını ele geçirmeye çalışırken, ülkede azınlık olarak nitelendirilen gruplara HTŞ aracılığı ile işkence yapmaya ve öldürmeye başlamışlardır. Bu proje kapsamında azınlık sayılan Aleviler yerlerinden edilmiş, kutsal mekanları tahrip edilmiş, onlara her türlü işkence uygulanmış ve son zamanlarda onlara yapılan katliamlar soykırıma dönüşmüştür. Bu soykırım Suriye’de 8 Aralık 2024 tarihinden günümüze kadar tüm dünyanın gözü önünde devam etmektedir. Soykırım en çok Alevi kadın ve çocuklara uygulanmıştır. Son günlerde her gün Suriye’de kadınlar kaçırılıyor, her türlü işkence yapılarak, tecavüze uğruyor ve katlediliyor. Milyonlarca Suriyeli gibi, çok sayıda kadın da evlerini terk etmek zorunda kalmış ve mülteci olarak zorlu yaşam koşullarına katlanmak durumunda bırakılmıştır. Suriye’de maalesef bugün kaybedilen canların sayısının binlerle ölçüldüğü bir aşamaya gelinmiştir. Eli kanlı ve soykırım yapan HTŞ yönetimine ve Colaniye başta Türkiye ve diğer ülkeler hiçbir destek sağlamamalı ve ülkelere girişleri yasaklanmalıdır.” şeklinde konuştu.
“İnsani koridorun açılması için çağrıda bulunuyoruz”
Damla şöyle devam etti;
“ABD ve AB ülkelerinin, Suriye’nin enerji ve zengin doğal kaynaklarına sahip olmanın bedelini Alevi toplumuna soykırım yaptırarak ödettirmesi ve Suriyeli kadınların kaçırılması, tecavüze uğraması ve katledilmesi kabul edilemez. Bizler yaşanan bu soykırıma karşı sessiz kalmayacağız. HTŞ yönetiminin Alevi halkına yönelik bu katliamlarını ve zorla yerinden etme politikalarını kınıyoruz. HTŞ yönetimi, derhal bu saldırılara son vermeli ve Alevilerin meşru ve demokratik taleplerini tanımalıdır. Suriye’de bu katliamların önlenmesi için acilen Suriye’deki bütün kimlikleri ve inançları kapsayacak demokratik bir yönetimin kurulması gerekmektedir. Başta Türkiye hükümeti olmak üzere, uluslararası barışı ve insan haklarını korumakla görevli olan kurumları ve uluslararası insan hakları örgütlerini Alevilere yönelik katliamları durdurmak için harekete geçmelerini Suriye’de yaşanan katliamları ve kadınlara yönelik şiddeti kınamalarını, sorumluların yargılanması için gerekli adımları atmalarını talep ediyoruz. Suriye’de Alevilerin korunması ve insani yardımların bölgeye ulaşması için uluslararası insan hakları kurumlarının kontrolünde insani koridorun açılması için çağrıda bulunuyoruz.”