Sokak röportajında vatandaşın birine, “Zengin olsaydınız ne yapardınız?” sorusuna karşılık:
– Pazarda öteberi satardım. Yanıtını veriyor…
Spiker hanımefendi sorusunun anlaşılmadığını düşünerek, “Zengin olsaydınız, ne yapardınız?” diye sorusunu tekrarlıyor…
Bu sefer de:
– Portakal satardım. Cevabını veriyor…
Spiker, “Abi zenginsin.” diye vurgu yapıyor…
Bunun üzerine vatandaş,
– Vallaa ne yapayım zenginliği, fakirlik yeter bana.
Cevabını veriyor…
Benzer soruları öncesinde bir başka spikerin sorduğuna da tanıklık etmişliğim vardır…
İçlerinden, “Köyüme ev yaptırırdım.” diyen de tutun da,
“Köyüme ahır yaptırırdım.” diyene kadar…
Bu cevaplar karşısında yoksul insanın düşüncelerinin de yoksul olduğu, ana teması aklımıza gelmiyor değil…
Videonun altında da buna benzer eleştiri yağmuruna tutulmuştu…
“Vizyonu bu kadar…”
“Bu insanların eline para geçse dahi yoksul yaşamaya devam eder…” şeklindeki yorumlar…
Aslına bakarsanız haksız da değiller…
Ama kişileri böyle düşünmeye iten süreci kimsenin irdelediği yok tabii…
O insanın çocukluğundan itibaren yaşadığı ekonomik sıkıntılar…
Hani bir söz vardır, “Birinin çöpü bir başkasının hazinesidir.” diye…
Aslında vatandaş, “Fakirlik bana yeter.” derken, “Portakal satabileyim o bana yeter.” demek istemiştir.
Fakat bunu kaçımız anlayabildik…
Videonun altındaki yorumlara baktığımda kimsenin anlamadığı ortada…
Adamcağız kanaatkar bir insan…
Tam tersi olsaydı çok daha mı iyi olurdu..!
Aç gözlü, doyumsuz, maddiyat için her şey yapan, arkadaşını dahi satan biri olsaydı mesela..!
Ayrıca zengin olup cimri olmak başka bir şey, kanaatkar olmak ayrı bir şey…