Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

MANÇALI DON KİŞOT..!

Don Kişot, Sanço Panço,

Don Kişot, Sanço Panço, Dulsina, Rozinata adlı karakterler…
Modern romanın başlangıcı olarak kabul edilerek literatüre geçmiştir…
Orta çağın skolastik yapısından bunalmış, aydınlanma çağına geçmek isteyen , aynı zamanda bu iki zıt düşünce arasında sıkışıp kalmış insan tasvirini anlatmıştır Cervantes…
Cervantes’i böyle düşünmeye iten güç, o döneme, içinde bulunduğu dünyaya ait hissetmemesidir…
Don Kişot karakteriyle, ideal ve hedefleri peşinde olan şövalyelik rütbesiyle kendi hayal dünyasında yaşayan soyluluğu canlandırırken,
Akılcı, menfaatçi, çıkarını gözeten sıradan kimliğiyle de yaveri Sanço Panço’yu canlandırmaktadır…
O dönem şövalyelik üzerine sıkça kaleme alınan romanları eleştirmekle birlikte ekonomik, toplumsal ve siyasi gücün soylular sınıfının elinde olması nedeniyle de bu yapıtını yazmıştır…

Şövalyelerin fetihlerini sevdiği kadına hediye etmeleri nedeniyle kendisi de Dulsina adını verdiği hayali köylü bir kızı sevgili edinmiş, yapacağı kuşatmalar, Dulsina için olacaktır…
Don Kişot’u hayal dünyasından çıkarmak mümkün değildir…
Öyle ki, karşılaştığı kırk kadar yel değirmenini, uzun, kocaman kolları olan devler, karşıdan geçen koyun sürüsünü de düşmanları olarak görmektedir…
Yanındaki yaveri Sanço Panço gerçekleri Don Kişot’a aktarmasına karşın, Don Kişot’u ikna edememektedir…
Yel değirmeniyle verdiği savaşlar sonucunda mağlup düştüğünde ise büyücüyü suçlayarak, onurunun elinden alınması için devleri yel değirmenine dönüştürdüğünü iddia eder…
Don Kişot tiplemesindeki bir kral tarafından mı, yoksa Sanço Panço karakterindeki bir kral tarafından mı yönetilmek isterdiniz?

Yani, hayal dünyasında gezinen beyni sulanmış bir kral tarafından mı, yoksa aklı başında ancak çıkarcı, menfaatçi, aç gözlü bir kral tarafından mı yönetilmek isterdiniz?
İlkinde, akıl yoksunu kralı herkes aldatacağı için tercih etmezdiniz sanırım…
Önünde sonunda çıkarcı kişilerin hedefinde olacağı için…
“Bir insan en fazla ne kadar doyumsuz olabilir ki?” şeklinde sorularınızı da duyar gibiyim…
Bu nedenle mantık çerçevesinde Sanço Panço benzeri kişiyi seçeceğinize eminim…
Ama unutmayın ki, Cervantes de bu yapıtını aristokratlara karşıt tutumu nedeniyle kaleme almıştır…
Engizisyon eleştirisi yaparak, özgürlükleri talep ederek idealizmin ve de hümanizmin temelini atmıştır…
O dönem, orta çağdan rönesansa geçişin bir yapıtı olarak da görülmüştür diyebiliriz…

Öyleyse, bu eserden çıkardığımız sonuç, iki kötü durumdan birini seçmek durumunda kalmayıp, üçüncü bir seçeneğin de her daim var olduğunu bilmek veya o seçeneği doğurmaktır…

Bizler, ne deli ne de halkını sömüren krallar istiyoruz …

Bizler, demokratik, hümanist, özgürlükçü, eşit haklar ilkesinde, bütünün refahına hitap eden yönetimler istiyoruz…