Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

‘BAŞKA BİR SAĞLIK SİSTEMİ VE HEKİMLİK ORTAMI MÜMKÜN!’

DENİZ KARAKUŞ 14 Mart

DENİZ KARAKUŞ
14 Mart Tıp Bayramı’nda iş bırakan sağlık çalışanları hem bayramlarını kutladılar hem de basın açıklamasında bulundular. Açıklamaya, Mersin Tabip Odası, Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu (ASEF), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS), Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş), Hekim Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (HekimBirliği), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Mersin Aile Hekimleri Derneği (MAHDER), Mersin Aile Sağlığı Çalışanları Derneği (MASÇAD) ve Sağlık Çalışanlarına Hak ve Mücadele Derneği (SAHADER) katıldı.

Açıklamayı okuyan Mersin Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. İzzet Çalış, “Ülkemizin sağlık yükünü ekip arkadaşlarımızla birlikte taşıyan bütün sağlık camiasının; kamuda, özelde, ameliyathanelerde, polikliniklerde, ASM’lerde, laboratuvarlarda gece-gündüz demeden, ihtiyacı olan tüm insanlara şifa dağıtan meslektaşlarımızın, hepimizin 14 Mart Tıp Bayramımız kutlu olsun! Emeğin ve özverinin değerinin bilinmediği; benmerkezci kültürün olağanlaştığı, paranın kutsandığı; adaletsizliğin ve eşitsizliğin hâkim kılındığı bir dünya ve ülke ortamında ayrım yapmadan ihtiyaç duyana sağlık hizmeti sunmakta olan bizlerin günü bugün.” dedi.

“Program sağlık yerine sağlıksızlık üretiyor!”

Türkiye’de sağlık sisteminin 1980’lerin başından itibaren özelleştirme ve piyasalaştırma saldırıları altında kaldığnğ ve en büyük yıkıcı hamle, 2003 yılında siyasi iktidarın başlattığı “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile yapıldığını beliten Çalış, “Sağlık hizmetleri yıldan yıla paralı hale getirilerek, özel sermayenin belirleyici olduğu bir sağlık piyasası yaratılmıştır. Yıllardır uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Programı ile şekillendirilen sağlık sisteminin; hem hekimler hem sağlık çalışanları hem de halkımızın sağlığı açısından tehdit haline geldiğini, sağlık yerine sağlıksızlık ürettiğini, güvenli çalışma koşulları yerine taşeron, sözleşmeli çalışma, esnek mesai gibi uygulamalarla mesleğimizi, emeğimizi değersizleştirdiğini, tüm bunların sonucu oluşan şiddet ortamını görüyor ve artık mutlaka değişmesi gerektiğini vurgulamaktan vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha burdan söylüyoruz. Hekimler ve sağlık emekçileri; halkın sağlıklı olma ve tam iyilik halinin ancak demokratik ve barışçıl bir ortamda mümkün olduğunu belirterek; TTB, sağlık sendikaları ve emek-meslek örgütleriyle, olabildiğince birleşik ve ortak mücadelenin kıymetli olduğu şiarıyle iş  bırakma kararı almıştır. 14 Mart’ın tarihselliğinden taşıdığımız bellek ve kararlılıkla, kamuoyuna ve sağlık otoritelerine sesimizi duyuracağımız kutlama tören, eylem ve etkinliklerle dolu 14 Mart Tıp ve Sağlık Haftası geleneğini sürdürüyor ve 2025 yılının 14 Martı’nda da bizler “Başka Bir Sağlık Sisteminin Mümkün” olduğunu iddia ediyoruz. Sağlık emekçilerinin mesleki özerkliğe sahip özneler olarak toplumcu bir anlayışla; koruyucu sağlığı esas alan, şiddetsiz bir sağlık ortamı için mücadele etmeye; nitelikli tıp ve uzmanlık eğitimini, gün içinde dinlenebilme hakkı ve ortamını, angaryaya dönüşmeyen nöbetleri, vergide adaletin sağlanmasını, güvenceli ve emekliliğe yansıyan temel ücret talebini, toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı çalışma ortamlarını ısrarla dillendirmeye devam ediyoruz.” şeklinde konuştu.

“Sağlık hizmetini sunan ve finanse eden aynı kurum olmalı”

Herkes için eşit, ulaşılabilir, nitelikli sağlık hizmetlerini; bilimsel bilgi temelinde tüm sağlık ekibinin demokratik örgütlenmesine ve mesleki özerkliklerini korumasına dayanan, toplumun katılımını esas alan ve kamusal mülkiyet temelinde inşa etmenin mümkün olduğunu bildiklerini ifade eden Çalış, “Herkese sağlık ve güvenli gelecek” yaklaşımının ancak demokrasinin, adaletin, laikliğin ve barışın egemen olduğu bir ülkede yaşanabileceğini, “Başka Bir Sağlık Ortamının” mümkün olduğunu ilan ediyoruz. Yıllara dayanan birikimimiz, özgüvenimiz ve değerlerimizden aldığımız güçle, akıl ve bilimsel yöntemlerden şaşmadan, halkın sağlığı, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin hakları için 2025 yılında da mücadele kararlılığımızı sürdürüyoruz. Başka Bir Sağlık Sistemi önerilerimizi kamuoyuylada paylaşmak istiyoruz. Sağlık finansmanında prime dayalı değil katkı payları, ilave ücretler, tamamlayıcı sigorta gibi ücretlerin gerekmeyeceği merkezi bütçeden karşılanan bir finansman modeli uygulanması; Sağlık hizmetini sunan ve finanse edenin aynı kurum olması. Kamunun ortak kaynakların hizmet alımına ihtiyacı ortadan kaldıracak şekilde yapılandırılması; Önceliğin koruyucu sağlık hizmetlerine verilmesi, basamaklandırılmış bir sağlık sistemi kurulması, bilimsel sağlık yönetimi ilkelerine göre yönetilmesi; Sağlık politikaları belirlenirken hem uygulama hem denetim süreçlerinde meslek örgütleri, sendikalar ve toplum temsilcilerinin katılımı sağlanması. Taşeron, hizmet alımı, kamu özel işbirliği gibi uygulamalar olmamasını istiyoruz.” diye konuştu.

“Çalışırken hukuksuz açığa almaların kaldırılmasını bekliyoruz”

Çalış şöyle devam etti;
“Hastane yönetimlerinde, karar süreçlerinde hekimlerin ve sağlık çalışanlarının demokratik katılımı ile mesleki özerkliklerinin yeniden kazanılmasısağlanmalıı Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının haklarının korunarak, liyakat ve ekip çalışmasnın esas alındığı nitelikli eğitim almış yeterli sayıda hekim, hemşire, ebe, eczacı, teknisyen, psikolog, fizyoterapist, diyetisyen, sosyal hizmet uzmanı gibi sağlık emekçilerinin mesleğe yabancılaşmalarının engellendiği, güvenli ve güvenceli çalışma koşulları oluşturulmalı. Çalışma ortamlarında çalışan güvenliğinin sağlanması, sözleşmeli çalışmanın olmadığı, İnsanca yaşayabilecek bir ücret garantisinin olması gerekiyor. Sağlık ortamlarının kadın çalışanların ihtiyaçları gözetilecek şekilde donatıldığı; Cinsiyetçi dilden arındırılmış, mobbing ve cinsiyetçi şiddetin engellendiği bir sağlık sistemi oluşturulması ve cinsel sağlık, tıbbi kürtaj ve üreme sağlığı hizmetlerinin ulaşılabilir olması; Sağlık kurumlarında niteliği ölçen; polikliniklerde hastaya ayrılan süre, hastanede yatış süresi, komplikasyon oranları, iyileşme oranları gibi objektif olarak evrensel ölçekler ve kriterler uygulanması; İşyeri hekimlerinin işverenlerden maddi olarak bağımsızlaştırılacak ve inisiyatif alabilecekleri yetkileri olan bir sistem kurulması; Askeri ve çatışma tecrübesi olmayan sivil sağlık çalışanlarının askeri sağlık personeli olarak görevlendirilmesine son verilmesi;Sağlık personeli atamalarında güvenlik soruşturmaları, çalışırken hukuksuz açığa almaların kaldırılmasını bekliyoruz.”