Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

YİNE YİNE YENİDEN..!

Bugünkü yazım, oradan buradan,

Bugünkü yazım, oradan buradan, azcık ona ve.r., azcık baan ve.r. tarzında olacak…
Bu nedenle başlığa bakıp da aldanmanızı istemem..!
Aklıma ne eserse artık…
Yansıtabildiklerimi…
Ortaya ne çıkacak, ben de bilmiyorum…
Karışık kebap mı?
Meyhane pilav mı..?
“Yine yine yeniden
Yine yeniden sev…”
Nilüfer…
Kimse sevmesin beni..!
Ben, zaman tünelime girip,
geçmişe yolculuğumu yapayım…
Mutluluklarım, yaşadıklarımda saklıdır…

Geleceğimde değil. Bugünüm de hiç değil…
“Dımıltıdan gayri, dorumadan ayrı.”
Egeli Ayşe öğretmenin annesinin hikayesi…
Yan komşumuzdu, Ayşe öğretmen…
Ege’den tayinle Elazığ’a gelmişti…
Annesi de kızının yanında birazcık kalmak için ziyaretine gelmişti…
İlk olarak Ege mutfağını onlarda gördüm…
Zeytinyağı kokan mutfakları…
Ortaokul öğrencisiydim…
Konuyu fazla dağıtmadan…
Dımıltı’yı “yellenme” anlamında…
Dorum’u da devenin yavrusu olarak tanımlamıştı…

Ege taraflarında görücüye çıkan kıza, isteme merasimi olumlu sonuçlanmışsa yani Allah’ın emriyle kız istenilmiş ve verilmişse, erkek tarafı kıza dorum hediye edermiş…
Komşusunun kızını istemeye gelirler…
Evin kızı, kahvesini pişirir…
Tam kahveyi ikram ederken
heyecanlanarak küçük bir ses eşliğinde yellenir…
Yani dımıltı çıkarır…
Bunu duyan damat tarafı kızı istemekten vazgeçerler…
Getirdikleri deve yavrusunu da alıp giderler…
Bu olaydan sonra, üzülen kızın annesi, sürekli olarak, evde “dımıltıdan gayri, dorumadan ayrı” demeye başlar…
Fatma teyze, en ufak bir durumda, esprisini patlatır, bu sözü söyler, kıkır kıkır gülerdi…

O gün bugündür, benim de dilime pelesenk olmuştur…
Canım sıkıldıkça söylediğim bir sözdür…
Dımıltıdan gayri, dorumadan ayrı…