Nöbetçi Eczaneler
Birkaç gündür Mersin’imizde mevsim normallerinin üstünde, dondurucu bir kışa şahitlik etmekteyiz…
25 senelik Mersinli olarak, ilk defa arabamın termometresinin eksi üçü gösterdiğine tanık oldum..!
Hem de sabah saat sekiz sularında…
Kim bilir bu eksiler, geceleyin kaç dereceye inmekte..(?)
Bu soğuk havalarda, sokak canlarının beslenmesi çok önemlidir.
Özellikle kediler, soğuğa dayanıklı değiller..!
Onlar, yanan sobanın kenarındaki minderde miskin miskin uyumak için yaratılmışlar..!
Ama maalesef hepsi için bunu sağlamak mümkün değil…
Esas değineceğim konu hayvanlar değil, bitkiler…
Mersinli yetiştiricilerin maruz kaldıkları zirai don..!
Birçok ürün, birçok çiçek açmış ağaç maalesef ki, buzul sarkıklar şeklindeki bir manzarayla nasibini aldılar…
Ve bazı Mersinli üreticiler tarafından, sosyal medya hesapları üzerinden, mahsulünün videosunu çekerek, durumunu izah edenler oldu..!
Donan mahsulünü yetiştirmek için yaptıkları masraflarını anlatandan tutun da devletten destek isteyenlere kadar…
Elbette ki destek istemeniz en doğal bir istek…
Ama anlamadığım şey, don durumuna karşı yeterli çözüm arayışında olmamanız…
Çünkü bazı üreticiler, kar yağmaya başladığı andan itibaren ağaçtaki ürününü hasat ettiğine de tanık oldum…
Limon hasadı…
Bazı üreticiler ise, ürünü donmasın diye ağaçlar arasında lastikler yaktığını ancak yine de mahsulünü kurtaramadığını ifade ediyordu…
Videosunu çekip sosyal medyaya da atmıştı…
Lastik yakmak nedir arkadaş?
Kaş yapayım derken göz çıkarmak buna derler…
Kendisi de sabaha kadar bu yanan araba lastiğinin yanında nöbet tutmuş…
Yanan lastikle, ciddi bir şekilde zehirli mikro plastikler soluduğunun farkında olmamak..!
Atmosfere de bu zehirli dumanın örtüsünü yaydığının bilicinde olmamak..!
Üstelik sonuç da alamamış..!
Mahsulünü kurtaramamış..!
Demem o ki, peki ne yapılmalıydı..(?)
Don olacağı da önceden biliniyorken..(?)
Önemli olan da testinin kırılmadan önceki önlemi almak değil midir..(?)
Zirai üretici değilim ama Google amcaya yazdım.
Zirai dondan nasıl korunur diye..(?)
Burada kopyala yapıştır yapmayacağım…
Madem üreticimiz İnternet kullanmasını biliyor.
Bir zahmet araştırmasını da yapsın…
Bazı semtlerde, büyükşehir belediyesinin, sera sahiplerine yakması için kömür desteği yaptıklarını da okumuştum…
En azından belediyelerin bu konuda zirai tarımla ile uğraşan kişilere destek ve eğitim vermeleri, yaygınlaştırmaları örnek bir davranış olacaktır ve de ekonomimize fayda sağlayacaktır…
Çünkü Mersin şehrimiz, narenciyenin, ılıman kuşak bitki örtüsünün kalbidir…
Don’suz günleriniz olsun..:)