“Geçmiş zaman yaşantılarında zenginlerin arabaları, yoksulların atları vardı, şimdiki zamanımızda ise zenginlerin atları, yoksulların arabaları var.” düşüncesine katılmaktayım…
Hatta eskiden yoksullar kırsal, köy hayatı yaşarken, kendi ürününü üretirken bugün kırsal alanlar, zengin denilen zümreye terk edilmiş durumda…
Orta tabaka insanları, şehir merkezlerindeki, market raflarındaki paketli gıdalarla yaşamlarını sürdürme çabasında değiller mi..?
Zengin kesim ise, kurdukları çiftliklerle ve organik tarım ve besicilikle köylünün yerini almış durumdadır…
“Fakir, fakirliğini bilse, fakir kalmazmış!” diye…
Boşuna söylenmemiştir…
Bugünkü durum, bunun ispatı değil midir..?
Olay, zenginlik veya fakirlik de değildir…
Mevzu, topraktan, özümüzden koparak, tatminsiz, huzursuz bir yaşam yaşamaktır…
Yaşamı kaçırmak, bedeni, ruhu hastalıklı hale sokmak..!
Özden kopuk, savrulmuş yaşamlar yaşamak..!
Yaşamdan zevk almamak..!
Bunun için de bir hayalim var…
Evet bir hayalim var…
Kocaman bir çiftlik kurmak…
Göleti , çayırı, her çeşit meyve ağacı içinde…
Hayvansız çiftlik mi olur?
Onların ürettikleriyle…
Zulümsüz bir üretimle…
Müthiştir kahvaltı sofrası…
Tayımız, sıpamız, eniğimiz, kedimiz…
Tarlada domatesimiz…
Tüm hayvanlar, insanların dostudur bu çiftlikte…
Umutları tükenmişlerin çiftliği…
Yeşertmek için yeniden…
Yeniden toprağa karışmanın sevinci…
Yeteri kadar çalışıp, dinlenmenin…
Dalından koparılan meyvenin…
Tembelliğe yer yoktur bu çiftlikte…
Boş beyinlere hücum eden kötü düşüncelerin…
Mis gibi havası, soğuktur suları…
Ördekler vak vaklar göletinde.
Biberiye, kekik, adaçayı
Boylu boyunca uzanır bu çiftlikte…
Akşam olduğunda tatlı bir uyku basar…
Gecenin sessiz derinliğinde…
Sabaha karşı, öter Çilli!
Aman Çilli, acelen ne?
Bu çeviklik, dinamiklik ..?
Saat gecenin üçü mü ne..?
Bizler de Çilli’ye tempo tutarız…
Her gün sabahın beşinde…
Ahali ayaktadır neşeyle…
Kimi ocakta kimi ağılda…
Sağılır sütler çelik ibriklere.
Konulur yumurtalar hasır sepetlere.
Eşek sıpasının kişnemesiyle…
Bu mudur hayat..?
Diyenlere…
Evet budur hayat işte..!
Ne beklersin başka..?
Sana biçilen kaftanınla birlikte…