Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

AKDENİZ BELEDİYESİ “İKLİM KRİZİ, KİRLİLİK VE BİYOÇEŞİTLİLİK ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORUDUR”

DENİZ KARAKUŞ Akdeniz Belediyesi

DENİZ KARAKUŞ
Akdeniz Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Proje Şefliğimiz öncülüğünde; Mersin Üniversitesi ve Çukurova Üniversitesi’nden akademisyenler ile TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, Mersin Büyükşehir Belediyesi ve MESKİ’nin katkılarıyla, ‘Mersin’in Mavi Ufku’ çağrısıyla geniş katılımlı “İklim Krizi, ve Kirlilik ve Biyoçeşitlilik Çalıştayı” düzenlendi.

Akdeniz Belediyesi çalıştay raporunu yayınlayarak, “Dünyamız, kentimiz ve geleceğimiz adına akademik ve bilimsel tartışmaların, ana temaya dair somut ve güncel örneklerin ele alınıp tartışıldığı demokratik ve katılımcı bir platformda gerçekleşen çalıştay sonucu ortaya çıkan eylem planında da vurgulandığı üzere; başta iklim krizi ve kirlilik olmak üzere kentimiz, bölgemiz ve ülkemizde yaşanan ve ekolojik sistemi tehdit eden risk ve olumsuzluklara acil müdahale gerektiği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu anlamda, başta yenilenebilir ve temiz enerjilerin kullanımının yaygınlaşması, tarım toprağımızın, havamızın ve suyumuzun her türlü kirleticiden korunması, atık yönetim sistemlerinin teşvik edilmesi ve her türlü atıklara zamanında ve etkin müdahale sağlanması elzemdir. Geleceğimize ışık tutacak önem ve verimlilikteki çalıştaya katılarak büyük emek veren paydaşlarımıza, bilimsel sunumları, aylarca süren emekle elde edilen veri ve aktarımlarıyla bizleri aydınlatan akademisyenlerimiz ve meslek odaları temsilcilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Bizlerin, sizlerin, çocuklarımızın, özetle hepimizin ve nihayetinde dünyamızın yarınlarını ve geleceğini ilgilendiren acil ve hayati konularda güçlü işbirliği ve ortaklıkların sürmesini temenni ediyoruz.” ifadelerine yer verdi.

“Gözlenen tahribat ile yerel türler olumsuz etkileniyor”

Atılması gereken adımlardan bahsedilen açıklamada, “Akdeniz Bölgesi’nin kırılgan ekosistemini koruma ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etme amacıyla Mersin Akdeniz İlçesi’nde Öncelikli Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı düzenlenmiştir. Bu kapsamda iklim krizinin etkileri, biyoçeşitlilik kaybı ve kirlilik sorunları detaylı bir şekilde ele alınmış ve öneriler geliştirilmiştir. Mersin Körfezi’ndeki biyoçeşitlilik, aşırı balıkçılık, istilacı yabancı türlerin baskısı ve iklim değişikliği tehditleri ile karşı karşıya kalmıştır. Endüstriyel balıkçılık faaliyetleri, ekosistem dengesini bozarak müsilaj riskini arttırmaktadır. Sardalya ve hamsi gibi planktonla beslenen balık türlerinin aşırı avlanması besin zincirindeki enerji akışını keserek denizanası gibi türlerin popülasyonlarını arttırmaktadır. Bunun yanında, deniz çayırları gibi kritik habitatların zarar görmesi, bu alanlara bağlı canlı türlerini tehdit etmektedir. Kazanlı başta olmak üzere bölgemiz kıyılarını üreme alanı olarak kullanan deniz kaplumbağalarına yönelik tehditler, yapay ışık kirliliği ve kıyısal alanlardaki insan faaliyetleri ile daha da artmaktadır. Mersin Körfezi’nin yüzey suyu sıcaklıklarının 32-33°C’ye ulaşmasıyla birlikte deniz çayırı alanlarında gözlenen tahribat ile yerel türler olumsuz etkilenmekte, bu da istilacı türlerin adaptasyonunu kolaylaştırmaktadır. Bu durum, deniz ekosistemindeki dengeleri bozarak uzun vadeli olumsuz etkiler yaratmaktadır.” denildi.

“Döngüsel ekonomi modellerinin uygulanması büyük önem taşıyor”

Açıklama şöyle sürdü;
“Denizlerimize yerleşen balon balıkları ve aslan balıkları gibi zehirli istilacı türler hem yerli balık türlerimiz hem de halk sağlığı üzerinde olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Mersin Körfezi’ni de içine alan Kuzey Doğu Akdeniz bölgesindeki bu etkilerin yanında ayrıca kaygı uyandıracak seviyede kirlilik problemi söz konusudur. Bu kirlilik sorunu, plastik atıklar, ağır metaller, kalıcı organik kirleticiler, evsel kaynaklı atık sular, tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan pestisit ve gübreler ile endüstriyel kaynaklı kirleticiler nedeni ile meydana gelmektedir. İklim kriziyle birlikte olağan hale gelen ani sel ve taşkınlar, atık yönetim alt yapısındaki eksikliklerle birleştiğinde denizel ortama önemli miktarda katı atığın taşınmasına neden olmaktadır. Ayrıca kentsel atık yönetim alt yapılarına yeterli yatırımın yapılmaması, kaynağında ayrıştırma oranlarının azalmasına neden olmakta, bu da geri kazanım oranlarını düşürerek kirliliğin etkilerini daha da artırmaktadır. Belediyelerin atık yönetimi altyapısını geliştirerek halkın katılımını artırması gerekmektedir. Bununla beraber Akdeniz ilçesinin sınırları içerisinde oransal olarak sayıları daha fazla olan kent yoksullarının, sürecin aktif bir parçası haline getirilmesi hem sosyal katılımı artıracak hem de ekonomik fayda sağlayacaktır. İklim krizine uyum sağlamak ve karbon emisyonlarını azaltmak amacıyla yenilenebilir enerji yatırımları ve döngüsel ekonomi modellerinin uygulanması büyük önem taşımaktadır. Böylece kaynak kullanımında, toplumsal adaletin sağlanması için de bir fırsat ortaya çıkacaktır. Yağmur suyu hasadı ve gri su sistemleri gibi alternatif su kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılması, temiz su kaynaklarının korunmasını destekleyecektir. Tek kullanımlık plastiklerin yasaklanması ve çevre dostu alternatiflerin teşvik edilmesi, plastik kirliliğini azaltacak etkili adımlar arasındadır.”

“Kent yoksullarının zehirli gazlara maruziyetini azaltacak”

“Bununla beraber Akdeniz ilçesi içinde belediye tarafından organize edilen toplantı, festival ya da halkın katılım sağladığı toplu etkinliklerde tek kullanımlık plastiklerin tercih edilmemesi yurttaşların farkındalığının arttırılmasına katkı sağlayacaktır. Zaman içerisinde farklı yerel yönetimler tarafından kesintili olarak uygulanan “Mersin’de Su Çeşmeden İçilir” temalı kampanyaların sürdürülebilirliğinin sağlanması, halkın temiz içme suyuna ucuz ve sağlıklı bir şekilde erişimine olanak sağlayacak ve aynı zamanda ambalajlı su tüketimine bağlı plastik kirliliğinin de azaltılmasına yardımcı olacaktır. Kentsel katı atıkların ve tarımsal bitki atıklarının önemli oranda kompostlanabilir özellikte olması kompost gübre üretimi için fırsat sunmaktadır. Bu yolla üretilen kompost gübrenin kent çeperinde tarımsal faaliyet yürüten vatandaşlara dağıtılması sosyal belediyeciliğin yaygınlaştırılmasına imkân tanıyacaktır. Ayrıca birbiriyle karışık toplandığı için geri kazanılamayan atıkların, değerlendirilebilir hale getirilmesi kirliliğin azaltılmasına da katkı sağlayacaktır. Artan enerji fiyatları, kent yoksullarının kalitesiz ve tehlikeli olabilecek katı yakıtları yakacak olarak kullanmasına neden olmakta bu da önemli bir hava kirliliğine yol açmaktadır. Bunun önlenebilmesi için kentsel peyzaj düzenlemesi sırasında ortaya çıkan ağaç budama atıkları, tarımsal faaliyetler sonucu ortaya çıkan ısıl değeri yüksek bitkisel atıklar ve orman dibi odunsu atıklardan pelet yakıt üretilerek kent yoksullarına dağıtılması hem hava kalitesinde iyileşme yaratacak hem de kent yoksullarının zehirli gazlara maruziyetini azaltacaktır.”

“Temiz enerji kaynaklarına erişimin kolaylaştırılmasını sağlamalı”

“Bu aynı zamanda enerjiye erişimde adaleti daha mümkün kılacak ayrıca kent estetiği açısından da önemli bir iyileştirme sağlayacaktır. Bununla beraber kent alanı içinde katı yakıtların kullanılmasından kademeli olarak vazgeçilmeli, yenilenebilir kaynaklara yatırım yapılmalıdır. Başlangıç için belediye vatandaşın ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarına erişimini gözeterek kömür dağıtımına devam etmemeli, doğal gaz kullanımının yaygınlaştırılmasına ve çeşitli finansal destek mekanizmalarını geliştirerek görece temiz enerji kaynaklarına erişimin kolaylaştırılmasını sağlamalıdır. Çalıştayda belirlenen eylem planları, Akdeniz’in ekosistem dengesini korumaya ve bölgenin iklim krizine daha dirençli hale gelmesine destek sağlayacaktır. Böylece uygun önlemlerin geliştirilmesiyle iklim değişikliğine uyum kapasitesini güçlendirecektir. Ayrıca etkili atık yönetim politikalarının katılımcı ve şeffaf bir şekilde uygulanması, yaşanabilir bir kent oluşturulmasına katkı sunacak önemli bir adımdır. Bu eylemlerin hayata geçirilmesi için tüm paydaşların birlikte ortak bir yaklaşımla hareket etmesi gerekmektedir.”