Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

‘Yaşatmak için çalışırken öldürülüyoruz!’

UMUT CAN ERKAN Mersin

UMUT CAN ERKAN
Mersin sağlık örgütleri, Mersin Şehir Hastanesi Poliklinikler önünde bir araya gelerek kadın cinayetlerini protesto etti.
Mersin Tabip Odası, Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS), Dev-Sağlık-İş, Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş), Hekim Birliği Sendikası, Mersin Aile Hekimleri Derneği (MAHDER), Mersin Aile Sağlığı Çalışanları Derneği (MASÇAD) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlık emekçileri burada basın açıklaması gerçekleştirdi.
Yenişehir’de n Astsubay E. D., Mersin Şehir Hastanesi Doğum Servisi’nde hemşire eski nişanlısı Merve Sağ’ı tabancayla vurarak öldürüp, aynı silahla intihar etmişti. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Kadın Sekreteri Teslime Çobanoğlu, “Bizler bugün burada Mersin Şehir Hastanesi’nde çalışan ebe Ayşe Merve Sağ arkadaşımızı kaybettiğimiz için toplandık. Üzgünüz, öfkeliyiz. Erkekler, 2024’ün ilk 10 ayında 344 kadını öldürdü, aynı dönemde 263 kadının ölümü basına “şüpheli” olarak yansıdı. Kadına yönelik şiddet, yeryüzünün her alanında farklı boyutlarda yaşansa da biliyoruz ki; baskıcı, otoriter, antidemokratik ülkelerde çok daha fazla yaşanmakta!” dedi.

“Şiddete karşı cezasızlık failleri cesaretlendiriyor!”

Türkiye’nin kadına yönelik şiddette OECD ülkeleri arasında yüzde 38’lik oranla ilk sırada yer aldığın söyleyen Çobanoğlu, “Şiddete karşı cezasızlık, adil soruşturma ve yargılama yapılmaması şiddet faillerini cesaretlendiriyor, şiddet gün be gün yaşamın her alanında farklı şekillerde görülmeye devam ediyor. Kadınlar boşanmak istedikleri, ayrılmak istedikleri bahanesiyle, eşitlikleri ve özgürlükleri için mücadele ederken öldürülüyorlar. Kadınlar ve kız çocukları bu düzende güvende değil! Narin cinayeti, Van’da cesedi bulunan Rojin Kabaiş, aynı erkek tarafından art arda öldürülen iki genç kadın Ayşenur ve İkbal, adil olmayan, eksik soruşturmalar nedeniyle hâlâ bedeni bulunamayan Gülistan Doku ve daha binlerce kadının yasını öfkemiz ve isyanımızla taşıyoruz! Geçtiğimiz yıl Alanya’da çalıştığı aile sağlığı merkezinde eski eş tarafından öldürülen Dr. Melek Bağçe’yi, yine bu yıl mart ayında Nizip’te ayrıldığı eş tarafından katledilen Dr. Feray Balkan’ı, İstanbul’un Bağcılar ilçesinde eski sevgilisi tarafından silahla vurularak öldürülen Hemşire Sibel Kavılı’yı, Eskişehir Vadişehir Mahallesi’nde aracında boğazı kesilmiş olarak ölü bulunan ve ölüm nedeni aydınlatılmamış olan hemşire Tuğba Koç’u, Mersin’in Mut ilçesinde boşanma aşamasında olduğu eski kocası tarafından çalıştığı hastanenin otoparkında katledilen hemşire Ayfer Kaya’yı, Denizli’de eşi tarafından 11 bıçak darbesi ile öldürülen hemşire Hülya Tortop’u, Bursa’da boşanma aşamasındaki eşi tarafından katledilen Diş hekimi Yasemin Uludağ Çetin’i, Adana’da nöbete gitmek için bindiği arabasının içerisinde eski eşi tarafından tabancayla vurularak öldürülen hemşire Saniye Arslan’ı ve 2 gün öncede boşanmış olduğu eşi tarafından katledilen ebe Ayşe Merve Sağ arkadaşımızı unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız!” şeklinde konuştu.

“Şiddet sarmalı çözümsüzleştirilmeye ve derinleştirilmeye çalışılıyor!”

Sağlık alanında kadın cinayetlerinin bir halk sağlığı sorunu olduğunu vurgulayan Çobanoğlu, “Yaşatmak için çalışırken, iş yerlerinde, evlerde, sokakta, araçların içinde öldürülüyoruz. Tüm bunlar olurken, siyasi iktidar ‘kutsal aile’ politikalarını sürdürüyor. Kadınlar hane içinde, en çok ta koca, sevgili, eski koca ya da babaları gibi en yakınındakiler tarafından öldürülürken, aileyi koruma odaklı politikalar kadınların eşitliğinin, daha da önemlisi yaşam haklarının önüne bir engel daha koymaktadır. Erkeğin “reis” olduğu ailenin korunmasını, kadınların korunmasının önüne koymaktadır. Kadınların yerinin evi olduğunu sürekli yineleyen, 3-5 çocuk yapmasını salık veren, aileyi kutsayan politikaları ile kadınların bedenleri ve hayatları ile ilgili kararlarını denetim altına almaya çalışan ve bu nedenle kadın ve LGBTİ mücadelelerini hedef haline getirerek her fırsatta mücadeleyle elde ettikleri kazanımları yok etmeye çalışan siyasal iktidar kadına yönelik şiddetin artmasına güç vermektedir. İstanbul Sözleşmesi kadınların mücadelesi ile hayata geçirilmişken, usulsüz, antidemokratik bir şekilde feshedildi! 6284 sayılı kanun ise hâlâ geçerli, ancak etkin uygulanmıyor! CEDAW ülkede kadınların ve kız çocuklarının cinsel, fiziksel sömürüsüne karşı alınması gereken tutumu apaçık ifade ederken, hiçbir yasa ve sözleşme uygulanmayarak, şiddet sarmalı çözümsüzleştirilmeye ve derinleştirilmeye çalışılıyor!” ifadelerini kullandı.

“Haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmeyeceğiz!”

Çobanoğlu, şöyle devam etti;
“Ayrıca kadına yönelik şiddet; dilde, yaşam alanlarındaki cinsiyetçi eşitsizliklerle, yeniden ve yeniden üretilmeye devam ediyor! Biz kadınlar, günbegün kadın bedeni üzerinden yaratılan tahakkümü, patriyarkal sömürü düzenini görüyoruz ve reddediyoruz! Cinayetleriniz ile bir kişi daha eksilmemek için mücadelemize yılmadan devam edeceğimizi haykırıyoruz. İktidara, politikacılara sesleniyoruz: İstanbul Sözleşmesi tekrar hayata geçirilmelidir! 6284 sayılı kanun etkin şekilde uygulanmalıdır! Eşitsizliklerle ve ayrımcılıkla mücadele etmek için derhal toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı politikalar geliştirilmelidir. Tüm kayıp kadın vakaları, aydınlatılmamış kadın ve çocuk cinayetleri derhal adil şekilde sonuçlandırılmalı, suçlular cezalandırılmalıdır! İstanbul Sözleşmesi Yaşatır! Haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmeyeceğiz!”