Emekli bir öğretmenin liderliğinde, Mersin’in Mut İlçesi’nde köylü kadınlar koro oluşturuyorlar…
Önceleri eğlence amaçlı olan bu koro üç yıl içinde adından söz ettirir oldu.
Kostümleri dahi var..
Hepsinin üstlerinde pembe bir kıyafet ve altlarında şalvarları…
Yaş sınırlaması yok gibi.
40 ile 70 yaş aralığındaki isteyen tüm kadınlar koroya katılabiliyor…
Ve bu sene ilk defa düzenlenen ‘Zeytin ve Zeytinyağı Festivali’nde bu kadınlarımızın, analarımızın performansı dikkatleri üzerlerine çekti…
Ne güzel değil mi?
Yaşar Kemal’in, Aziz Nesin’in romanlarındaki gibi…
Halkın içinden alaylı bir koro…
Öyle konservatuvar veya şan derslerine ihtiyaç da duymadan…
Onlar için de ne büyük bir coşkudur…
Düşünsenize bu kadınlarımız köy gibi küçücük bir yerde hep beraberler…
İmece usulü bir araya gelip köy işlerini yaptıklarında, bu arada sahne şarkılarının da provasını yapmıyorlar mıdır..?
Kesinlikle yapıyorlardır…
Hem de kıkırdamalar, gülüşmeler eşliğinde…
Mutlaka içlerinden biri ya detone oluyordur, ya tiz bir ses çıkarıyordur, ya da kısılmış bir ses…
Bir taraftan çalışırken diğer taraftan şarkı denemeleri, vaktin nasıl geçtiğini anlamadan, kolaylaşan, çabucak biten köy işleri…
“Erik dalı gevrektir
Erik dalı gevrektir
Amanın Basmaya Gelmez
Haydi Basmaya Gelmez
El Gızı Naziktir
El Gızı Naziktir
Amanın Küsmeye Gelmez
Amanın Küsmeye Gelmez…”
Bazen de iki üç kişi bir araya geldiklerinde yapılan tatlı gıybetler…
“Gızz, biliyor musun, dünkü koro denememizde yanımdaki Hatçe’nin sesi bir tuhaf çıkıyordu.”
“Aynen bizim yeni ötmeye çıkan çilli horozun sesi gibi…”
“Heye..?”(Yaaa)
Kıkırdamalar…
“Gız sus gız, Hatçe bunu duyarsa bizi öğretmenimize şikayet eder…”
Ağır ve sıradan olan köy işleri bu koro sayesinde birden kolaylaşır…
Eşler, çocuklar, torunlar da mutludur…
Artık bir adları da vardır. “Şalvarlı Kadınlar Korosu.”
Hatçe teyzenin, Fatima ablanın, Dürdane yengenin keyfi korosu…
Keyif alıyorlar diye özensiz davrandıklarını düşünmeyin…
Yüzlerine, oturma şekillerine ve seslendirdikleri şarkılara, türkülere baktığımız zaman işlerini ne kadar itinayla yaptıklarını görmekteyiz…
Daha öncesinde buna benzer, köylü kadınlardan oluşan Arslanköylü Kadınlar Tiyatro Grubu’nu hatırlatmak isterim.
Onlar da çok güzel performanslar sergilemişlerdi…
Bu tür kırsal kesime yönelik aktivitelerin çoğalıp artmasını temenni etmeden geçemeyeceğim…