Bilindiği gibi Türklerin ilk yurdu Orta Asya idi.
Türkler Çin Seddinin ötesinde, Orta Asya’ da çok çetin iklim ve arazi şartlarında göçebe hayvancılıkla geçinmeye çalışıyorlardı.
Türklerin bundan sonraki yurdu olan, Hazar Denizinin doğusundaki Maveraünnehir ve Horasan Bölgesi de büyük ölçüde çölden ibaretti.
Derken Türkler Anadolu’ ya geldiler. Buranın coğrafi özellikleri Türklerin toplumsal gelişmesinde büyük bir paya sahiptir.
Anadolu’ nun önemli ölçüde yayla ve dağlık oluşu hayvancılık yapan Yörükler’ e bildikleri ve ihtiyaçları olan bir ortamı sağlıyordu.
Fakat bu yaylanın pek çok yerinde tarıma elverişli ova ve vadiler de vardı. Örneğin, Konya, Ankara, Eskişehir gibi büyük ovalar.
Yaylayı çevreleyen dağların ötesinde de bereketli kıyı ovaları sıralanıyordu. Yörükler bu kıtada tedricen, alıştıra alıştıra – bu sayede toplumsal ve kişilikselçok büyük bunalımlara fazla düşmeden – yerleşikliğe, çiftçiliğe geçişin ideal koşullarını buldular.
Anadolu’ da nüfus yoğunluğunun fazla olmaması yerleşik düzene geçişin nispeten kavgasız gürültüsüz olmasını sağladı..
Malazgirt zaferinden sonra bütün Anadoluya, 24 Oğuz boyuna mensup kabileler fetih heyecanı, yeni yurtlar bulma hevesiyle akmağa başladılar.
Osman Bey, Söğüt civarındaki küçükyörük grubunun liderliğini babası Ertuğrul Bey’ den 1281 yılında devralmıştı. Fakat bu sıralarda başkanı olduğu grup tarih sahnesinde tanınmayacak kadar küçük ve önemsizdi.
Ancak Osman Bey’in başkanlığında yirmi yıl yaşadıktan sonra bu küçük toplum Aşiretten Beyliğe – Beylikten Cihan Devletine ulaşmıştır.
Osmanlılar, Anadolu’ya hakim olmak için uğraş verdikleri sıradaen büyük rakipleri Karamanoğulları idi. Ve Karamanoğulları, büyük çoğunluğu Türkmenlerden oluşan bir Türk beyliğiydi.
Asıl konumuza gelince:
Yörük kelimesi, öz Türkçe “yürümek” fiilinden gelmektedir. Yörükler bilindiği üzere sürekli göç eden bir topluluk olduğu için, onlara “yürüyen Türkler” denilmiştir. “-Ük” eki, özellikle Mersin, Aydın, Antalya gibi bölgelerde “yapık, görük, gezik…” şekillerinde sıkça kullanılmaktadır.
Yörükler; Anadolu’nun çeşitli yörelerinde, toprağa bağlanmadan yaşayan göçebe Türkmenlere verilen isimdir.
Yörük ise Anadolu ve Rumeli’de göçebe hayatı yaşayan Türk kabilelerine verilen genel isimdir.
Türkçe “yürümek” fiilinden türeyip, “yürüyen, sefere koşan çadır halkı” manalarına gelen Yörük kelimesi genel olarak “bir yerde durmayıp devamlı yer değiştiren göçebe halk” anlamında kullanılmaktadır.
Oğuz Türklerinde yaşamlarını toprağa bağlı olarak değil de göçebe olarak sürdüren Türkmen bölümlerine “Yörük” adı verilmişti.
Osmanlılar zamanında 16’ıcı yüzyılda konup-göçer olan Türkmenlere de“Yörük” adı verilmişti.
Yörüklerin “kışlak” ve “yaylak” adıyla iki ayrı barınakları bulunurdu.
Yazın hayvan sürüleriyle birlikte yaylalara çıkan Yörükler, kışın daha sıcak kıyıya yakın ovalara inerlerdi.
Kışlık ve yazlık yerlere gelen insanlara “Yörük Obası” denirdi.
Aynı soydan gelen oba halkına da “oymak” adı verilirdi.
Oymakların başında da oymak beyleri bulunurdu.
Oymak beyinin uygun göreceği günde ilkbaharda Yörük obaları hep birlikte yaylaya doğru yola çıkarlardı.
Yörükler deve yününden, koyun yününden, keçi kılından çadırlar, giyecekler, kilimler, çuvallar, çul-seccade-somat-heybeler dokurlardı.
Istar, kirmen(eğirtmeç), özeme, çıkrık, kıl çuval, ala çuval, çul, somat, cepken, darabulus… Yörükler tarafından sıkça kullanılan kelimelerdir.
Yörüklerde “çadır” ailenin evidir.
Türk menkıbelerine göre ilk çadırı yapan Türk handır.
Göktürklerin bir kısmı da keçe çadırlarda oturmuşlardı.
Çadır kelimesi Türkçe; “Çat ” kökünden gelmektedir.
Dokumadan yapılan,taşınabilen meskenlere “çadır” denilmiştir.
Oğuzlar buna “Çaşır” demişlerdi.
Kadınların dokuduğu çadırlar, ortadireğin çevresindeki 5,7,9… direk üzerine kurulurdu.
Çadırda kapı, pencereler, baca, ocaklık, yataklık, kaplık gibi çeşitli odalar bulunurdu.
Çadır; direkler üzerine kurulur, direklerin çadırı taşımaları yanında başka görevleri de olurdu.
Bu direkler silah direği, mutfak direği, giysi direği gibi isimler verilirdi.
Osmanlılarda Yörükleri toprağa yerleştirmek için belli bir “iskan siyaseti”uygulanmış ve pek çok “oba” toprağa bağlanmıştı.
Bugün başta Kayseri, Niğde, Adana, İçel, Bursa, Maraş olmak üzere pek çok ilimizde Yörüklere rastlanmaktadır.
Yörükler; İçel Yörükleri, Bursa Yörükleri, Tekeli Yörükleri, Haruniye Yörükleri, Araç Yörükleri, Taraklı Yörükleri, Zile Yörükleri, Karaca Yörükleri, Nacaklı Yörükleri, Toraman Yörükleri, Nasırlı Yörükleri, Tacirli Yörükleri gibi adlarla anılmaktadır.
Anadolu’da sayıları çok az kalan Yörükler çok zengin bir folklor ve etnografya kaynağıdır.
Hoşça kalınız.