Nöbetçi Eczaneler
Mersin Müfide İlhan KYK Yurdu önünde olabilecek tacizlere karşı güvenli yurt, güvenli kampüs talebini yükselten Mersin Kadın Platformu kadın öğrencilerle omuz omuza protesto gerçekleştirdi. Çevik kuvvet barikatına rağmen basın açıklamasını yapan kadınlar, “Yaşamlarımızdan haklarımızdan özgürlüğümüzden vazgeçemiyoruz. Sokakları da meydanları da terk etmiyoruz. Mersin KYK Yurdu yolunda yaşanan taciz sonrası yurt önündeydik. Katliamların, erkek şiddetinin, tacizlerin önüne geçmeyenler, teşvik edenler kadınlara barikat kurdu. Bugün aştığımız barikat gibi her saldırınızı aşıp güvenli sokakları sökerek alacağız! Öğrencileri sindirmeye çalışanlara, tacize taciz diyemeyip öğrencilere baskı kuranlara karşı sesimizi yükseltiyoruz!” dediler.
“Kadınlara yönelik saldırıların arttığı bir dönemden geçiyoruz”
Basın açıklaması yapan Fatoş Sarıkaya, “Türkiye’nin dört bir yanında kadınlara yönelik saldırıların sıklığının ve boyutunun arttığı bir dönemden geçiyoruz. Geçtiğimiz hafta İstanbul’un Fatih ilçesinde Semih Çelik, iki kadını yarım saat içerisinde öldürdükten sonra intihar etti. Erkek devlet bu cinayetleri meşrulaştırmak için çeşitli bahaneler uydurdu ve akıl sağlığının yerinde olmadığı yönünde bilgileri yaygınlaştırma girişiminde bulundu. Daha önce 4 tane suç kaydı bulunan iki erkek Beyoğlu’nda bir kadını darp ve taciz ettikten sonra serbest bırakıldı. Sağlık Bakanlığı, kadınların bedenlerini AKP hükümetinin ‘Güçlü aile, güçlü toplum’ söyleminin propaganda aracı yaparak Emine Erdoğan’ın katılımıyla ‘Doğal Olan Normal Doğum’ eylem toplantısı gerçekleştirdi ve sosyal medya paylaşımları yaptı. Mersin Mezitli’de Sonay Öztürk, Uğur Araç tarafından boğularak öldürüldü. Diyanet Başkanlığı, kadınların nafaka hakkının 3 ayı aştığı takdirde haram olduğuna dair fetva verdi. Mersin Müfide İlhan KYK Kız yurdu önünden iki kadın arkadaşımız bir araca bindirilmeye çalışıldı.” dedi.
“Kadınların kaçırılması ve yürüdüğümüz hiçbir sokakta güvende hissetmemiz mi rahatsız edici yoksa buna karşı mücadele etmemiz mi?”
Müfide İlhan KYK yurdu başta olmak üzere, tüm yurtlardan kız kardeşlerinin polisin engellemelerine ve kurulan barikatlara rağmen kadın cinayetlerine yönelik öfkelerini sokağa taşıdıklarını aktaran Sarıkaya, “Eylem süresince kadınlar ‘fotoğraflarınız çekildi, hakkınızda işlem başlatılacak’ diyerek tehdit edildi, bazı kadın arkadaşlarımızın isimleri yüksek sesle söylenerek doğrudan hedef haline getirildiler. Yaşanan taciz durumundan sonra Mersin Valiliği kadınların güvenliğine dair bilgi vermek yerine, açıklamalara katılan kadınların kamuoyunu yanlış bilgilendiren açıklamalar yaptığını ve haklarında işlem başlatılacağına dair bir açıklama yaptı. Tüm bu yaşananlar karşısında ses çıkaran, mücadele eden kadınlar ve kadın örgütleri ‘uygunsuz ve rahatsız edici’ olduğu iddiasıyla açık hedef haline getirildi. Tüm bu yaşananlara rağmen tacizi meşrulaştıran ve tacize taciz demeyen Mersin Valiliğini teşhir ediyoruz. Valiliğe ve bizleri her yan yana gelişimizde tehdit eden polislere soruyoruz; Rahatsız edici olan her gün en az 3 kadının öldürülmesi mi yoksa buna karşı ses çıkarmamız mı? Soruyoruz, güvenli dediğiniz yurt önünden kadınların kaçırılması ve yürüdüğümüz hiçbir sokakta güvende hissetmemiz mi rahatsız edici yoksa buna karşı mücadele etmemiz mi? Soruyoruz, kaçırılan, kaybedilen, katledilen bütün kadınlar ve çocuklar için kadın dayanışmasını büyütmek mi suç yoksa bunu engellememek mi?” şeklinde konuştu.
“Yurtlar dağ başında!”
Sarıkaya şöyle devam etti;
“Biz tam da böyle kritik bir dönemde kadınlara ve kadın örgütlerine dönük artan saldırıların temelde kadın düşmanı politikaların, farkındayız. Tacizciler, tecavüzcüler ve katiller şikayetlere, ihbarlara ve suç kayıtlarına rağmen cezalandırılmıyor ve kadınların can güvenliğini tehdit etmeye devam ediyor. Cezasızlık politikalarıyla, kadın cinayetlerine, tacize, tecavüze ön açıcı söylem ve pratikler ile faillere güç veriliyor! Faillere güç vermeyi bırakın, kadın cinayetlerini önleyecek politikaları uygulayın, uygulamak zorundasınız. Taleplerimiz nettir; Üniversite çevresi aydınlatma ve kamera güvenlik sistem takibi ile güvenli hale getirilmelidir. Kadınların herhangi bir şiddet durumunda ulaşabileceği cinsel tacizi önleme birimleri acilen kurulmalıdır. Kampüs içerisine şiddet butonları oluşturularak, şiddet durumlarında kadınların mücadele yöntemleri arttırılmalıdır. Yurtlar dağ başında, ulaşım olmadığı noktalara değil kadınların kendisini güvende hissedeceği yerlere yapılmalıdır. Ne soruşturma tehditleri, ne yurt önlerine diktiğiniz ahlak bekçisi güvenlikler, ne barikatlar ne de gözaltılar kadın dayanışmasını büyütmemizi engellemeyecek. Bulunduğumuz amfilerden, liselerden, sokaklardan, atölyelerden ve mahallelerden kadın dayanışmasını örgütlemeye ve büyütmeye devam edeceğiz.”