Esnaf teşkilatının kurulmasına öncülük eden Ahi Evran adına gerçekleştirilmekte olan “AHİLİK KÜLTÜRÜ HAFTASI” Türkiye genelinde Eylül ayının 3’üncü haftası içinde başlamış ve çeşitli etkinliklerle kutlanmaya devam ediyor…
Esnaf ve sanatkârlarımızı çok yakından ilgilendiren AHİLİK KÜLTÜRÜ vaz geçemeyeceğimiz en önemli kültür mirasımızdan biridir.
Türkiye genelinde her yıl düzenlenmekte olan haftada başta cumhurbaşkanımız olmak üzere başbakanımız, parti genel başkanlarımız, valilerimiz, kaymakamlarımız, yerel yöneticiler, ilgili kurum ve kuruluşlar çeşitli mesajlar yayınlanmakta, radyo ve televizyon kanallarında çeşitli programlar düzenlenmektedir. Kültür mirasımız olan AHİLİK TEŞKİLATI’nı canlandırmaya yönelik bu çalışmalar her türlü takdirin üstündedir.
Ahilik; On üçüncü yüzyılda doğan ve Osmanlı Devletinin kuruluşunda, devletin sosyal yapısında büyük rolü olan bir teşkilattır. Çok sıkı bir disipline tabi olduğu için tarikat zannedilmiştir ancak Ahilik teşkilatının tarikatla ilgisi yoktur. Esnaf teşkilatı arasında yayıldığı için de esnaf teşkilatı olarak nitelendirilmiştir.
Ahilik; Kuruluşundan Osmanlıların İstanbul’u feth etmesine kadar Esnaf ve sanatkârlar arasında güçlü bir teşkilat olarak yaşamış ve bir misyon üstlenmiştir. ,On beşinci yüzyılda ise yerini Loncalara devretmiştir. ,
Ahilik teşkilatının yaygın olduğu dönemlerde bu teşkilatın başkanları için Zaviyeler yaptırılmış, Zaviyelerin içi halı, kilim, değişik eşyalar ve kandillerle tefriş edilmişti.
Ahilik teşkilatının başkanlarının görev yaptığı bu zaviyelerde; Müderrisler, imamlar, vaizler, şairler, hattatlar, kâtipler, silah tamircileri, şarkıcılar ve rakkaseler bulunurdu.
Bu Zaviyelere; Kâfirler, münafıklar, iftiracılar, müneccimler, dedikoducular, içki ve şarap içenler, madrabazlar, avcılar ve kasaplar alınmazdı.
Ahi terbiyesi alabilmek ve Ahilik teşkilatına girebilmek için okumakla, dinlemekle ve birlikte yaşamakla elde edilebilecek bazı kurallar vardı. Bu kuralların içinde Zaviyede PİR’ler ve Öğretmenler önünde şarkı söylemek, ilahi okumak ve Ahilik kurallarına uygun oyunlar oynamak âdeti de vardı.
Ahilik kurallarına göre; Ahi teşkilatına ilk girenlerin başı tıraş edilir, kendisine tövbe ve telkin verilir, aday olarak kabul edilirdi. Aday olarak kabul edilenler taç, hırka, şalvar giyerler, uzun bir denemeye tabi tutulurlardı.
Deneme sonunda başarılı olanlara tuğ ve bayrak verilir, kuşak kuşatılırdı. Uzun bir eğitimden sonra törenlerden geçirilerek olgun bir AHİ olunurdu.
Ahilik teşkilatında Esnaf ve sanatkârların her sanat gurubu için Peygamberler birer PİR ad edilmiştir.
Buna göre:
Hz. Âdem Çiftçilerin pir’i;
Hz. Şit Hallaçların pir’i;
Hz. Nuh Marangozların pir’i;
Hz. Hut Tüccarların pir’i;
Hz. Salih Devecilerin pir’i;
Hz. İbrahim Sütçü ve Dülgerlerin pir’i;
Hz. İsmail Avcıların pir’i;
Hz. İshak Çobanların pir’i;
Hz. Yusuf Saatçıların pir’i;
Hz. Zülküf Ekmekçilerin pir’i;
Hz. Lut Tarihçilerin pir’i;
Hz. Üzeyir Bağcıların pir’i;
Hz. İlyas Çulhanların pir’i;
Hz. Davud Zırhçıların pir’i;
Hz. Lokman Hekimlerin pir’i;
Hz. Yunus Balıkçıların pir’i;
Hz. İsa Gezginlerin pir’i;
Hz. Muhammed (SAV)Tüccarların pir’i, olarak kabul edilmiştir.
Ahiliğe giren kişiye kuşak ve peştamal bağlanırdı. Buna “şedd” denirdi. Çıraklarla ustalar arasında aracılık yapanlara da “nakib” denirdi.
Ahilik kurallarında şu 3 şey açık ve kapalı idi:
Eli, sofrası ve kapısı açık olmak; cömert, misafirperver, aç olanı doyurucu olmak demekti.
Gözü, dili ve beli kapalı olmak ise; kötü bakmamak, kötü söylememek ve ırza göz dikmemek anlamına geliyordu.
Ahilik Teşkilatının kurucusu Ahi Evran’dır.
Ahi Evran ilk tahsilini Azerbaycan’da yapmış, daha sonra Horasan’a gitmiştir.
Ahmet Yesevi’nin talebelerinden Tasavvuf öğrenmiş, asıl bilgilerini Fahreddini Razi’den almıştır.
Hac’ca gittiği sırada Türk asıllı Sufi Kirmani ile tanışmış, ona intisap etmiş ve onun kızı ile de evlenmiştir.
Şeyh Kirmani ile 1205 tarihinde Anadolu’ya gelmiş, Kayseri’ye yerleşerek bir deri atölyesi açmıştır.
Şeyh Kırmani ile bütün Anadoluyu gezmiş ve AHİ TEŞKİLATI’nı yaygınlaştırmıştır. 1238 senesinde Ahi’lerin şeyhi olmuştur.
Yirmi birinci yüzyılı TÜRK ASRI yapabilmek için; Esnaf ve Sanatkârlarımızı yeniçağın öngördüğü rekabet şartlarına hazırlamak ve rakiplerinden daha üstün avantajlarla donatmak lazımdır.
Bu da kültür mirasımız olan AHİLİK TEŞKİLATI’nın yaşatılmasıyla mümkündür.
Esnaf odalarına benzer bir işlevi olan Ahilik; Güzel ahlakın, doğruluğun, kardeşlik ve yardımseverliğin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzendir.
Türkmen boylarının İslamlaşması sürecini hızlandırmak, Anadolu’yu Türk yurdu haline getirmek, şehirlerde yaşayan Rum ve ermeni tüccarlarla rekabet edebilmek için Ahilik teşkilatı kurulmuştu.
Bu teşkilat kurulduktan sonra Anadolu’da Dini ve Ahlaki bir yapı oluşmuştur.
Anadolu’nun kısa sürede Türkleşip İslamlaşmasında bu kuruluşun büyük rolü olmuştur. Bu teşkilatın çalışmaları sonucunda Göçebe Türkmenler yerleşik şehir hayatına uyum sağlamışlardır.
Ahiliğe üye olmak için yukarda bahsedilen kurallara uyulması gerekiyordu. Bu kurallara ilave olarak da üye olmak isteyenler 7 fena hareketi bağlaması ve 7 güzel hareketi açması da gerekiyordu.
1’incisi;Cimrilik kapısını bağlamak lütuf kapısını açmak.
2’incisi;Kahır ve zulüm kapısını bağlamak hilim ve mülâyemet kapısını açmak.
3’üncüsü;Hırs kapısını bağlamak kanaat ve rıza kapısını açmak.
4’üncüsü;Tokluk ve lezzet kapısını bağlamak riyazet kapısını açmak.
5’incisi;Halktan yana kapısını bağlamak Haktan yana kapısını açmak.
6’ıncısı;Herze ve hezeyan kapısını bağlamak bunun zıttı olan kapıyı açmak.
7’incisi;Yalan kapısını bağlamak doğruluk kapısını açmaktı.
Ahilik teşkilatı unutulmaya yüz tutmuş bir kültür mirasımızdır.
Bu kültür mirasımızı yaşatabilmek için 01.03.2006 tarihinde 5467 sayılı kanunla Kırşehir İl’inde AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ açılmıştır.
Ahilik mesleğinin unutulmaması için de her yıl Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Odaları tarafından AHİLİK HAFTASI kutlanmaya başlanmıştır.
Ahilik Kültür Haftası etkinliklerinin bütün İl ve İlçelerimizde kutlanması her türlü takdirin üstündedir.
Hoşça kalınız.