Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

PITRAK: KOKU

Görme, tatma, duyma duyusu

Görme, tatma, duyma duyusu kadar, koku duyumuz da varlığımız için önem arz etmektedir. İnsanın hayatını güzelleştirmesinde, psikolojik ve sosyal yapısını korumasında kilit rol oynar. Bu duyu organımızın, insanın yaşamı ve motivasyonu için etkilerini göz ardı etmemiz mümkün değildir.
Öyle ki son zamanlarda ruhsal sıkıntılar ve nevrotik rahatsızlıkları gidermek adına kokular üretilip, alternatif tıp olarak tercih edilmekte ve pazarlanmaktadır…

Kişi herhangi bir duyusunu kaybetmeden o duyusunun önemini maalesef yeteri kadar bilememektedir. Pandemi döneminde covidin yan etkisi olarak kişilerin kaybettikleri koku ve tat duygusu bireylerin yaşam kalitelerini ciddi anlamda düşürmüş hayattan zevk almasını engellemiştir. Yapılan araştırmalarla koku soğancığının hasar görmesi bireylerde depresyon, alzaymer gibi ciddi psikolojik ve nörolojik hasarlar oluşturabildiğini iddia edenler de çıkmıştır.

Benim için de kokular büyük anlam ifade etmektedir. Özellikle de bazı besinlerin tatlarından ziyade kokuları…
Sabah uyandığım zaman duyumsadığım kahve kokusu, sıcak ekmeğin kokusu, doğranmış hıyarın kokusu gibi.
Bu besinlerin yenmesinden ziyade koklanması, güne pozitif başlamam için kâfidir.
Çeşitlendirecek olursak kokuları;
yağmur yağdıktan sonraki toprak kokusu, dut ağacının altına oturduğunuzda olgunlaşan dutların kokusu, kesilen karpuzun kokusu, öpüp kokladığım kedimin kokusu.
Cenneti ala…

Meyveleri yemeden önce onları tek tek koklayıp, sonrasında yemeyi denediniz mi hiç?
Yoksa arka arkaya, kokusunu dahi almaya fırsat tanımadan midenize mi gömersiniz?

Şaka bir tarafa koku, hayvanlar aleminin de en büyük duyusudur.
Hatta insanların koku duyusundan çok daha fazla gelişmiş olduğunu herkes bilir.
Anne yavrusunu, yavru annesini kokusuyla tanır. Çok ilginç değil midir, binlerce oğlak ve kuzunun , ağılın kapısı açıldığı anda hemencecik annelerini bulmaları..!

Köpeklerin koku duyuları ise insanların arama kurtarma çalışmalarında, narkotik taramada çok büyük başarılar sağlamıştır…

“Koku” adlı filmi izleyeniz oldu mu?
Romandan derlenen filmi izlemenizi öneririm.
Balık pazarında doğan Jean Baptiste’in tek özelliği koku duygusunun aşırı gelişmişliğidir.
Öyle ki Jean Baptiste, yaprağın kokusundan tutun da yer altındaki kadavra kurtçuklarının kokusuna kadar her varlığın kokusunu alır.
Jean Baptiste’in koku eşiği, köpeklerin koku eşiğini sollamıştır.
Kilometrelerce ötedeki, güzel bakire kızların kokusunu dahi almaktadır…
Sonu ummadığınız bir şekilde bitmektedir…

Dikkat ettiyseniz, gıdaların kokusundan bahsedip durdum.
Çiçeklerin, bitkilerin kokusuna dahi değinmedim. Güzel bir yer tasvir edilirken o yer için yapılan tasvir, her envai çiçeklerin olduğu, miski amber kokulu… diye başlamaz mı?
Buradan da anlıyoruz ki kokular insan yaşamı için vazgeçilemez bir unsurdur. Ve son olarak diyebilirim ki, her canlının ruhu kokusunda saklıdır.