2024-2025 Eğitim Öğretim yılı coşkuyla açılıyor…
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı Açılışı, Eğitim Teknolojileri Ar-Ge ve Kalite Zirvesi’nde konuştu.
Zirveye, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürleri ile çok sayıda öğretmen ve davetli de katıldı.
Toplantıya Cumhurbaşkanımızın konuşması damgasını vurmuştur.
Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan özetle şunları söylemiştir:
“Ücretsiz ders kitapları, yemek, taşıma, şartlı destekler, burslar ve pansiyon hizmetleri gibi imkânları sunarak eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirdik.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile çocuklarımızı, zihni açık, ufku geniş milli ve manevi değerlerle donanmış bilgi ve çağın gerektirdiği becerilere sahip insanlar olarak yetiştirmeyi hedefliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit öğretmenleri anarak, ‘Bizler üzerinde yaşadığımız toprakları vatan yapmak ve ebedi vatanımız olarak korumak için yaklaşık bin yıldır mücadele eden bir milletiz. Bu uğurda nice evladımızı daha ömrünün baharındayken toprağa verdik. Çanakkale’den İstiklal harbimize bölücü terörle mücadeleden en son 15 Temmuz başarısız darbe teşebbüsüne kadar İstiklalimize yönelik tüm saldırıları, aziz şehitlerimizin fedakârlıklarıyla püskürttük. Türkiye’yi yüceltme ve ilelebet payidar kılma mücadelemizde canlarını ortaya koyan kesimlerden biri de öğretmenlerimizdi. Şehit öğretmenlerimizin özellikle de Necmettin Yılmaz ve Aybüke Yalçın gibi genç yaşta terör örgütlerinin hain saldırılarıyla bizden koparılan eğitim neferlerimizi rahmetle yâd ediyorum. Aynı şekilde, 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden öğretmen ve öğrencilerimizi de unutmayacağımızı, hatıralarını daima yaşatacağımızı bir kez daha ifade ediyorum. Rabbim hepsinin ruhunu şad, mekanlarını cennet eylesin diyorum’ diye konuştu.
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı hedefimiz sadece bir ufuk değil, aynı zamanda bu aziz vatanın her ferdinin geleceğine dair güçlü bir taahhüttür. Yeni eğitim yaklaşımımızla, teknolojik hamlelerimizle ve demokratikleşme adımlarımızla bu taahhüttü yerine getiriyoruz. Eğitime yaptığımız her yatırımla, hayata geçirdiğimiz her projeyle, Türkiye Yüzyılı hedefimize biraz daha yaklaşıyoruz. Son 22 yılda ülkemizin eksiklerini giderme noktasında, objektif bakanların hayranlık duyduğu tarihi nitelikte adımlar attık. Burada çok kısa olarak birkaçını sizlerle paylaşmak arzusundayım:
2002’de 367 bin olan derslik sayımız hayırseverlerimizin de katkılarıyla 2 kattan fazla arttı. Buna bağlı olarak, derslik başına düşen öğrenci sayısını ilköğretimde 36’dan 23’e, ortaöğretimde 30’dan 22’ye indirdik. Böylece evlatlarımız da kaliteli, daha ferah bir eğitim ortamına kavuştu.
2002’de 540 bin olan öğretmen sayımız 1,2 milyona yükseldi.
Hükümetlerimiz döneminde 800 bin yeni öğretmen ataması yaptık.
Ücretsiz ders kitapları, yemek, taşıma, şartlı destekler, burslar ve pansiyon hizmetleri gibi imkânları sunarak eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirdik.
Son 22 yılda yaklaşık 4 milyar adet ders kitabını ücretsiz dağıttık. Özel eğitim ihtiyacı olan 1 milyon 200 bin öğrencimizin evlerinde, hastanelerde, okullarda, eğitime erişimlerini sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘28 Şubat döneminde, millet üzerinde baskı kurmak için yürürlüğe konan vesayetçi uygulamaları kaldırdık.
Evlatlarımız arasında adaletsizliğe yol açan katsayı zulmüne ve başörtüsü yasağına son verdik.
Okullarımızın fiziki altyapılarını geliştirirken sınıflarımızı en yeni teknolojik imkânlarla donattık.
Bugün 21 bin 580 okulumuzun ağ altyapısını tamamlamış bulunuyoruz. 4 bin 800 okulumuzda daha bu altyapıyı geliştirerek okullarımıza yüksek hızlı internet sağlayacağız. 12 bin 350 okulumuzu yüksek hızlı ve güvenlikli fiber internet erişimine kavuşturduk.
Dijital eşitliği temin adına şu ana kadar 28 bin okulumuza kablolu internet sağladık.
Öğrencilerimizin modern, interaktif ve zengin bir öğrenme ortamında ders görmeleri için, 626 bin 500 dersliğimize etkileşimli tahta kurduk. Neredeyse tüm dersliklerinde etkileşimli tahta olan dünyadaki ilk ve tek ülke Türkiye’dir” değerlendirmesinde bulundu.
Oyun platformlarına aile yapısını bozan ögeler yerleştirildiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanımız:
“Teknolojinin ve dijitalleşmenin hayatımızın her alanına nüfuz ettiği bir dönemdeyiz. Birkaç saatlik internet kesintisi bile neredeyse hayatın durmasına sebep olabiliyor. Teknoloji ile beraber bağımlılık, bütün bunlar başta olmak üzere, evlatlarımızın karşı karşıya kaldığı riskler de artıyor. Sosyal medyanın bir takım oyun platformlarının gençlerimizi nasıl zehirlediğine maalesef sık sık şahit oluyoruz. Oyun platformları, şiddeti teşvik etme yanında, aile yapımızı bozan, sapkın akımların özendirilmesine de aracılık ediyor. Henüz 4-5 yaşındaki tertemiz dimağlar, oyunlar içine sinsice yerleştirilmiş LGBT propagandasına maruz kalıyor. Bu mecralar vasıtasıyla, sadece şiddet, sadece sapkın akımlar değil aynı zamanda ırkçılık da körükleniyor” ifadelerini kullandı.
Sayın Erdoğan, Batılı ülkelerin de kendi çıkarlarını korumak için çok sert önlemler aldığına değinerek, “Başta gençlerimiz olmak üzere insanlarımızı birlikte yaşadığımız diğer partilere karşı düşmanlaşan ırkçı faşizm, buralardan besleniyor. Şunu açık ve net söylemek isterim, Türkiye’yi ekonomik, sosyal ve güvenlik noktasında zafiyete uğratmayı amaçlayan ırkçılık tuzağının merkez üssü sanal alemdir. Dijital dünyanın denetimsiz, kontrolsüz ve kaotik yapısı pek çok tehdidi beraberinde getirmektedir. Artan risklere bağlı olarak; eleştiriler de yoğunlaşıyor. Dünyanın pek çok ülkesinde dijital teknolojilerle ilgili çeşitli tedbirlerin, kısıtlamaların ve düzenlemelerin devreye alındığını görüyoruz. Özellikle Batılı devletlerin kendi çıkarlarını, kendi vatandaşlarını korumak amacıyla aldığı çok sert önlemlerde dikkat ederseniz, kimse özgürlükten; demokrasiden, serbest piyasa ekonomisinden bahsetmiyor. Ancak biz evlatlarımızı korumak adına benzer yollara başvurduğumuzda eleştiri oklarını hedef oluyoruz. Geçen ay uygulamaya koyduğumuz tedbirlerde olduğu gibi hemen birileri tarafından yasakçı olmakla suçlanıyoruz. Şunu üzülerek ifade etmek durumundayım. Ülkemizdeki bazı çevreler çocuklarımızın hakkını ve hukukunu savunmak yerine uluslararası şirketlerin çıkarlarının avukatlığını yapıyor. Çocuk istismarına karşı çıkmak varken, özgürlük adı altında, istemeseler de çocuklara zarar veren uygulamaları savunur pozisyonlara düşüyorlar. Özgürlük maskesi ile şiddetin, ahlaksızlığın, ırkçılığın, nefret suçlarının, hatta istismarın meşrulaştırılması asla kabul edilemez” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Teknolojiyi kullanmak ile bağımlısı olmak arasındaki çizgi kaybolduğunda, hangi sıkıntılarla karşılaşacağımızı hepimiz çok iyi biliyoruz. Bakınız bilgisayar yüzünden, cep telefonu yüzünden, bilgisayar oyunları yüzünden huzursuz mutsuz olan öfke nöbetleri geçiren çocuklarımız var akranlarını bir tarafa bıraktım. Aynı yuvayı paylaştığı ebeveyniyle, kardeşleriyle iletişim kurmakta zorlanan evlatlarımız var. Başta Öğretmenler ve anne babaları olmak üzere kontrollü bir kullanımı yaygınlaştırmak durumundayız. Önce öğretmen ve anne babaları ardından da çocukları bilgilendirmek ve bilinçlendirmek mecburiyetindeyiz. Teknolojiyi üreten, geliştiren ve bilinçli kullanan ama onun esiri olmayan nesle biz ‘TEKNO-FEST’ kuşağı diyoruz. Tarih boyunca, milletimiz köklerinden kopmadan özünü muhafaza ederek dünya sahnesinde hak ettiği yere ulaşma mücadelesi vermiştir. Bugün de aynı ideal doğrultusunda emin adımlarla yürüyoruz. Köklerden geleceğe düsturuyla geliştirdiğimiz, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli bunun en son örneğidir. Bu modelle çocuklarımızı, zihni açık, ufku geniş milli ve manevi değerlerle donanmış bilgi ve çağın gerektirdiği becerilere sahip insanlar olarak yetiştirmeyi hedefliyoruz. Bu sene uygulamaya başlanan yeni Maarif Modelimizin öğrencilerimize öğretmenlerimize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
İlk ve son söz Cumhurbaşkanımızın…
Hoşça kalınız.