Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

ALATA’NIN KUMSALI VE ARAZİSİ RANTÇILARIN İŞTAHINI KABARTIYORMUŞ..!

Ayan: “Araştırma enstitüsü olarak bu alanın seçilmesinin en önemli nedenlerinden biri sahip olduğu toprakların bahçe tarımına son derece elverişli olması ve bölge toprak minyatür bir modelini yapısında bulundurmasıdır.”

Ayan: “Araştırma enstitüsü olarak bu alanın seçilmesinin en önemli nedenlerinden
Güler Grup Yönetim Kurulu Başkanı ve İş İnsanı Mustafa Güler, son günlerde gündemde sıkça yer alan Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ile ilgili görüşlerini bildirdi ve öneriler sundu. Araştırmacı-Yazar Abdullah Ayan da önerilere karşı çıkarak yanıt verdi.
“ALATA’YI ZATEN YEDİRMİŞLER..!”
Alata, Erdemli’nin 3 km. doğusunda yer alırken, 3 km. gibi uzun bir kumsalda geniş bir sahili olduğunu hatırlatan Güler Grup Yönetim Kurulu Başkanı ve İş İnsanı Mustafa Güler, “Sosyal medyaya düşen son durumuyla birçok arkadaşımız, ‘4 bin 500 dönümlük Alata’yı yedirmeyiz’ gibi sloganlar eşliğinde gündemde yer almaktadır. Geri dönüp baksalar Alata’yı zaten yedirmişler. Alata’nın kendi tanıtım broşüründe bin 300 dekar tarım alanı 2.5 dekar orman, 3 dekar bilgisayar destekli sera ve 18.2 dekar plastik seradan ibaret olduğunu yazmaktadır. Tarihin hiçbir döneminde 4 bin  500 dekar arazisi olmadı ki. 1944 yılında kurulurken tahsis edilen arazi 4 bin dekardır. Arazisine devlet hastanesi kuruldu kimse duymadı! Küçük sanayi sitesi kuruldu kimse duymadı! Ortasından yol geçti kimse duymadı! Üzerine okul yapıldı kimse duymadı! 300 yataklı dinlenme tesisleri kuruldu (Şimdi en popüler olan burası) kimse duymadı!” dedi.
”İŞLEVSİZ ARAZİ HERKESİN İŞTAHINI KABARTIR”

Son olarak 200 dönüm üzerine Erdemli Pis Su Arıtması yapılacağını ancak duyup engel olduklarını anlatan Güler, “4 bin dönümden bin 323 dönüm kaldı. Bin 300 dönüm, araştırma enstitüsü için çok büyük alan. Gen araştırma ve uygulama bahçeleri için oldukça büyük. Bahçe kültürleri araştırmaları merkezlerinin en büyük alan 200 dönümdür. Kaldı ki kuruluşundan bugüne kadar Mersin ve bölge meyve sebze ekiminde öncü olup verim geliştiren bir tür gelişmiş değil. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nde bugün 222 personel çalışmaktadır. Bunlardan 70’i araştırmacı olup, 42’si Yüksek Lisans, 21’i doktora derecelidir. İlimiz ve bölgemizde bahçe tarımında ne halde olduğumuzu söylememe gerek yoktur. Müdür lisans derecesinde olurken 21 doktoralı çalışan bulunmaktadır. Klasik Türkiye görünümü. İşlevsiz olup göz önündeki 3 km. genişliğinde kumsalı bin 300 dekar arazi herkesin iştahını kabartır.” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK HALK PLAJI OLARAK HİZMET EDEBİLİR”(!)
Güler şöyle devam etti;
“Bana kalırsa Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü yolun üst tarafına çekilerek daha verimli bir çalışma yürütmelidir. Çünkü yolun altındaki arazi kumluklardan ibaret olup tarım için hiçte verimli sayılmaz. Yolun altındaki 3 km. sahil bandı ile bütün alan Mersin Büyükşehir Belediyesine verilmeli ve burası Türkiye nin en büyük halk plajı olarak Çukurova’ya hizmet etmelidir.
Plajın kuzeyinde kalan alan büyük bir parka dönüştürmeli ve Erdemli’ye hizmet ederken, park içinde modern kafe ve restoranlarıyla ekonomik fiyatlarıyla geniş halk kesimlerine hizmet etmelidir. Mersin’in yoksul insanları geceden kalkıp deniz gitmek için saatlerce yol çilesi yaşamaktadır. Belediye buraya otobüslerle ring seferleri düzenlemelidir. Böylece yorgan gitti kavga bitti diyebiliriz. Ortada işlevsiz arazi kalmayınca rantçılarında iştahı kabarmayacaktır. Benden söylemesi.”
“BU ÖNERİLER BÜYÜK RİSK TAŞIYOR!”
Araştırmacı-Yazar Abdullah Ayan Güler’in önerilerini tehlikeli bulduğunu söyledi. Ayan, ”Sayın Mustafa Güler’in ‘Alata Araştırma Enstitüsü’nü kuzeye taşıyalım. Güneyde kalan ve denizle Erdemli Yolu arasındaki, (ki asıl rantçı iştahını kabartan bölümü burasıdır.) Büyükşehir Belediyesi’ne verilsin, belediye orayı halk plajı yapsın etrafına da restoranlar yapılsın’ önerisi büyük riskler hatta tuzaklar içeriyor ve çok tehlikeli! Nedenini de anlatayım; İktidar ile CHP’li yerel yönetimler arasında süren uzlaşmazlık nedeniyle iktidar burayı büyükşehire tahsis etmeyecek. İktidar, yaşanmakta olan büyük kriz sonucu kaynağa duyduğu ihtiyaç sonucu buranın satışına geçit veriyor. Plajı ise özel sektör, belediyeden daha iyi işletir. ‘Hadi burayı birilerine verelim. Hem tesis kurar istihdama da katkı sağlarlar.’ denmeyeceğinin garantisi olmadığı gibi aksine Alata’yı yemeyi kafasına koymuş olanların önündeki engelleri bir hamleyle kaldırıp önlerini açmak kemiksiz löp eti birilerine altın tabakta sunmaktır. Bu ise Alata’nın cenaze namazıdır.”ifadelerini kullandı.
“ALATA ARAZİDEN, TOPRAKTAN İBARET DEĞİLDİR!”
Ayan şöyle devam etti;
“Asıl verimli ve şu an tüm bahçelerin yer aldığı bölge güneydedir.n Araştırma enstitüsünü buradan taşımak o bahçelerin, seraların, fide yetiştirilen yüzlerce dönüm bahçenin köküne kibrit suyu dökmektir. Kuzey bölümü kum zambaklarının yer aldığı kum tepelerinden ibarettir. Herkesin bir tarafa çekiştirip yok etmeye çalıştığı Alata, araziden topraktan ibaret değildir! Genlerinde bir tarihin izlerini taşıyan eşsiz bir varlıktır aynı zamanda. Bazıları ellerini çeksin diye çabalarken tümünü parçalamaya yönelik plan ve projeler o tarihi yok etmekten başka işe yaramaz. O tarihten bir kesit: ‘Alata’daki okulda yetişen çocuklar teori ile pratiği birleştirecek ve yeni Türkiye’nin tarım öncüleri olacaktır. Okula öğrenci gelmesini teşvik etmek için de bir yöntem bulunur: Uygulamaya dayalı Üç yıllık eğitimi başarıyla bitirenlere kendi topraklarında modern çiftçilik yapıp çevrelerine örnek olmaları amacıyla ve yine 1943yilında bir kanun yayınlanır.. Kanunla Teknik Ziraat ve Teknik Bahçıvanlık Okulu’nun mezunlarına taşınmaz mal verilmesi hedeflenmektedir. Proje kısa zamanda semeresini vermeye başlar.. Alata ve çevresi öylesine gelişir ki, 1954 yılında yanıbaşındaki Erdemli ilçe yapılır.’
“SEÇİLME NEDENİ BAHÇE TARIMINA UYGUN OLMASI”
”Alata’yı halk plajı mı, turistik tesis mi yapalım kavgası arasında 323 km sahile sahip Mersin’de 100 tane plaj yaparsınız da neden ikinci Alata yapamazsınız?”
sorusunun cevabını bilimsel rapordan aktaran Ayan, “Enstitü ülkemizin mersin adana osmaniye ve hatay illerini kapsayan doğu akdeniz alt bölgesinde turunçgil ve diğer su tropikal meyveler ılıman iklim meyveleri, üzümsü meyveler, sebzecilik, iç ve dış mekan süs bitkileri, tıbbi ve aromatik bitkiler ile arıcılık konularında uygulamalı ıslah ve yetiştirme tekniği araştırmaları yapan tek kuruluştur enstitü arazileri toros dağlardan uzantısı olan yükseltilerle deniz kıyısı arasında kıyıya paralel dar bir şerit halinde uzanmaktadır. Araştırma enstitüsü olarak bu alanın seçilmesinin en önemli nedenlerinden biri sahip olduğu toprakların bahçe tarımına son derece elverişli olması ve bölge toprak minyatür bir modelini yapısında bulundurmasıdır. Kıyıdaki denizde dalga ve rüzgar hareketleriyle oluşmuş kıyı kumullarının hemen ardında yüksek arazilerden akarsular ve özellikle yan derelerle taşınan alüvyonların oluşturduğu derin orta tek sürüklü topografik sınırlaması olmayan alüvyonlu topraklar yer almaktadır. Alüvyal toprakların hemen üzerinde kahverengi orman toprakları ve kırmızımsı kahverengi akdeniz toprakları yine kıyıya paralel olarak yer almaktadır.
gerek alüvyal topraklar gerekse kahverengi orman ve kırmızımsı kahverengi akdeniz toprakları doğu akdeniz bölgesinin bahçe tarımının başarı ile yapıldığı büyük toprak gruplarıdır.” paylaşımında bulundu.