Ana Sayfa Arama Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

SOHBET KÖŞESİ: İSLAM’IN AKLA VERDİĞİ ÖNEM NEDİR?

Sayın Abdullah Güven’in sorusu

Sayın Abdullah Güven’in sorusu akıl ile ilgili…
SORU: İslâm’ın bütün hükümleri akla uygun mudur?
Dinin akla verdiği önem nasıldır? Akıl ile gerçekleri öğrenmek mümkün müdür?
CEVAP: İnsan Allah’ın en büyük eseri, yaratılmışların en mükemmelidir. Ona bu vasıfları kazandıran “akıl” nimetidir.
İnsan, yaratılmışılar içerisinde “akl-ı selim” sahibi tek varlıktır. Diğer varlıklardan farkı da buradan gelmektedir.
İslâmiyet, cismanî varlıklar İçerisinde sadece insana hitap eder. İnsanlar içerisinde de ancak temyiz gücü olanları mükellef tutar. İslam’ın “aklı-ı selime uygun ve “akıl dini'” olmasının bir sebebi de budur.
Kıır’ân-ı Kerim’de birçok ayetlerde “tefekküre’ davet vardır.
Bazı sûrelerde sık sık geçen “Ya’Iemûn”. “Yefkahûn”, “Yetefekkerûn’ gibi ifadeler düşünmeye davettir.
Kâinatın eşsiz güzelliklerinde, “Sünnetullah” denilen tabiat kanunları ve kâinatın harika işleyişinde “Akıl sahipleri için deliller bulunduğuna sık yık işaret edilir. İnsan bu delilleri değerlendirmek, kâinatın esrarına vakıf olmak, bu eşsiz işleyişi emrine râmetmek. göklerde ve yerde ne varsa hepsine akıl erdirmek; hâkim olmakla
mükellef tutulmuştur.
İslâmiyet’te “tefekkür” ibadet sayılmıştır.
Bu sebepledir ki, İslamiyet’in bütün hükümleri insan aklına uygundur. “Din akıldır, aklı olmayanın dini de yoktur” hadisi ile ifade buyurulan budur.
İslâmiyet’te insan, aklı ile değer kazanır.
Konu ile ilgili bazı hadisler şunlardır:
“-Bir kimsenin neleri idrak ettiğini görmedikçe, mücerret Müslümanlığına hükmetmeyiniz.”
“-Kişi oruç tutar, namaz kılar, Hacca gider… Kıyamet günü ise aklının derecesi kadar ecir alır.”
“-Bir kimsenin akimin derecesi malumunuz olmadıkça onun Müslüman olması sizi çok sevindirmesin.”
“Hz. Peygamber’in yanında bir kişi methedildi. Hz. Peygamber, “Aklı nasıl?” diye sordu. Sahâbe-i Kiram. “Ya Rasûlallah! Biz onun ibadetinden, ahlâkından, faziletinden, edebinden söz ediyoruz… Siz ise onun aklının derecesini soruyorsunuz” diye serzenişte bulundular. Hz. Peygamber onları ikaz etti:
“-Allah’a ibadet eden kimse akl-ı selim sahibi değilse, akılsızlığı sebebiyle fitne fücurundan daha büyük kötülükler yapabilir, insanların Allah’a yakınlığı, akıllarının derecesine göredir.”
Sadi’nin. “Akılsız insan o kimsedir ki, Allah ile iyi olayım derken Allah’ın kulları ile kötü olur” sözünün bir manası da budur.
Hz. Ali, “Akıllı düşman, akılsız dosttan hayırlıdır” vecizesi İle bunu teyit etmiştir.
“-Akıldan daha sağlam bir sığınak yoktur” sözü de Hz. Ali’nindir.
Şu söz de onundur:
“-İnsan akıl ve suretten ibarettir. Akıldan mahrum oldu mu, şekilden ibaret kalır.”
İbrahim İbni Hassan, bir güzel şiirinde bu manayı sanatlaştırmıştır:
“-Kazancı az da olsa kişiyi halk içerisinde tezyin eden, aklının sıhhatidir. Soyu asil de olsa onu insanlar içerisinde düşüren, aklının azlığıdır. Allah bir kulunun aklını tamamlamışsa, onun ahlâkını ve her türlü arzularını da tamamlamıştır.”
İslâmiyet’te bütün hükümler “akıl” temeli üzerindedir.
Şu hadis bunu ifade etmektedir “-Her şeyin bir mesnedi vardır. İbadet ve amelîn mesnedi de akıldır.”
“Akıl ile nakil tearuz ederse (birbirine aykırı düşerse), akıl tercih edilir” hükmü bir “usul-ü fıkıh” kaidesidir.
Hz. Peygamber, “Benden bir söz nakledilirse onu akıl ölçünüze vurunuz. Şayet akl-ı seliminize uyuyorsa o söz benimdir, yoksa değildir” buyurmuştur.

“Fetvayı Fetva makamına sormadan önce vicdanınıza danışınız” hadisi de, İslamiyet’te insan aklına verilen değeri gösteren eşsiz bir örnektir.
Yukarıda belirtilenler, İslamiyet’in insan aklına verdiği önemi gösteren bazı örneklerdir.
Ayet. Hadis ve “usûl ilimlerinde insan aklına çok geniş şekilde yer verilrniştir.
Zira “İslâmiyet akıl dinidir.”
Hoşça kalınız.